Yaşadıkları mağduriyetleri anlatan gönüllüler, hak aramanın bedelinin linç olduğunu belirterek "Ben de Zulme Uğradım" başlığıyla belgeleri paylaştı.
"Polis Hukuksuz Bir Şekilde Saldırdı"
Polisin tahrik ve tahkirlerine maruz kaldıklarını söyleyen Furkan Vakfı Gönüllüleri, yalnızca anayasal hak olan basın açıklaması için orada bulunduklarını ifade ederek:
"Hukuka uygun bir şekilde yapılacak olan basın açıklamasına katılmak isterken Erzin Emniyeti tarafından hukuksuz bir şekilde darp edildik!
Erzin Emniyeti, kadın çocuk demeden zalimce saldırdı. Biber gazı, TOMA ve coplarla müdahale ettiklerine şahidim" cümlelerini kaydetti.
"Polis, Bizi Halka "FETÖCÜ" Olarak Tanıttı"
Polis zulmüne uğrayan Muhammed Ortaç isimli vatandaş yaşadıklarını şu şekilde aktardı:
"Tahrik etme amaçlı çok ağır küfürlere mağuz kaldım, beni gözaltı aracına aldılar 24 kişilik araçta yaklaşık 40 kişi idik..
Araç klimasız ve penceresiz olduğundan baygınlık geçirenler ve fenalaşanlar oldu.
Orada en çok ağrıma giden şey ise polisin çevredeki esnafları bize karşı kışkırtması oldu. Bizi sanki "FETÖCÜ"ymüşüz gibi gösterip milliyetçi duyguları kabarık vatandaşları üzerimize saldılar."
"Polis Darp Raporumuzu Gasp Etti"
Polis şiddetine maruz kaldığını belirten Tugay Taşçı ise darp raporunun polis tarafından gasp edildiğini duyurdu. Raporu veren doktorun polisle işbirliği yaptığını vurgulayan mağdur vatandaş:
"Muayene yapıldı ardından darp raporu yazıldı. Ancak doktor, polisi çağırıp raporu ona verdi. Polisten darp raporunu istedik vermedi. Fotoğrafını çekmek istedik müsaade etmedi. Ancak emniyete gitmemiz gerektiğini ve orada amir isterse verebileceğini söyledi" ifadelerini ekledi.
Paylaşılan belgelerden bazıları
