Furkan Gönüllülerinden ‘Alparslan Kuytul Hocaya Özgürlük’ Konulu Basın Açıklaması

Furkan gönüllüleri, bu hafta, ‘Alparslan Kuytul Hoca ile aynı saatte kitap okuma etkinliğinin ardından Furkan gönüllüleri, Adana Atatürk parkında “Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye Özgürlük” konulu basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eklenme Tarihi: 26 May 2019
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Furkan Gönüllülerinden ‘Alparslan Kuytul Hocaya Özgürlük’ Konulu Basın Açıklaması

Furkan gönüllüleri, her Pazar günü ‘Alparslan Kuytul Hoca ile aynı saatte kitap okuma etkinliği’ düzenleyerek ülkemiz çapında zulme ve haksızlıklara karşı farkındalık oluşturmaya devam ediyor.

Adana Atatürk Parkında bir araya gelen Furkan gönüllüleri, başta Alparslan Kuytul Hoca olmak üzere tüm mazlumlar adına meşru dairede faaliyetlerini sürdürüyor.

ADANA

Furkan gönüllüleri, bu hafta, ‘Alparslan Kuytul Hoca ile aynı saatte kitap okuma etkinliğini’ Adana Atatürk Parkında gerçekleştirdiler. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin cezaevinden 24 Mayıs 2019 tarihinde yapmış olduğu telefon görüşmesinin ses kaydını dinlediler. Sosyal medya üzerinden Susmayacağız etiketini açarak paylaşımlarda bulundular.

Kitap okuma etkinliğinin ardından Furkan gönüllüleri, Adana Atatürk parkında “Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye Özgürlük” konulu basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasının tam metni;

Kıymetli dava kardeşlerim! Değerli basın mensupları ve Siz değerli Halkımız!

Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennemden kurtuluş olan, Ramazan Ayı’nın son günlerine yaklaştık. Bu vesileyle Ramazan’ın şu son günlerini nasıl değerlendirmemiz gerektiğiyle ilgili bazı hususları paylaşmak istiyorum. Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor; İslam, Allah Azze ve Celle’nin mükemmel hale getirdiği, kıyamete kadar geçerli olan son dindir. Bu din, biz müntesipleri”ni yeryüzünde Allah namına bir medeniyet kurmakla görevlendirmiştir. Medeniyete giden yolda Allah’ın emrettiği her bir ibadet, her bir emir ve yasak insanı bir yönden eğitmekte, onu Allah’ın boyasıyla boyamaktadır. Ramazan ayı ve içerisinde barındırdığı her bir ibadeti bu bakış açısıyla değerlendirmekte fayda vardır.

Kıymetli Kardeşlerim! Ramazan ayı demek Kur’an ayı demektir. Ramazan ayını bereketlendiren, onu diğer aylardan öne çıkaran vasıf muhakkak ki onda Kur’an’ın yani vahyin inmiş olmasıdır. “Ramazan ayıdır ki, insanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur’an onda indirilmiştir…”ayetinin de buyurduğu gibi Ramazanda asıl üzerinde durmamız gereken insanlığın kurtuluş anahtarı olan Kur’an’dır. Müslümanın başucu kitabı, hayat rehberi olan yüce Kur’an’ı bu ayda her zamankinden daha çok okumalı, aynı zamanda manası üzerinde kafa yormalı, tefekkür etmeli ve hükümlerini hayatımıza uygulamaya çalışmalıyız. Kardeşlerim unutmayalım ki bu Kur’an, geçmişte İslam Medeniyeti kurmuştu ve asırlarca Müslümanlar yeryüzüne hâkimiyet sağlamışlardı.

Kıymetli Kardeşlerim! Ramazan ayında akla gelen ikinci husus, muhakkak ki bu aya mahsus olan oruç ibadetidir. Oruç ibadetinin namaz ve zekattan sonra farz kılındığını düşünürsek ikisinden de daha meşakkatli olduğu anlaşılmış olur. Namaz, zekat, oruç ve hac gibi ibadetlerin her biri şüphesiz insanın bir yönünü geliştirir, insanı arzu edilen kul modeline daha çok yaklaştırır. Bu anlamda oruç nefsi terbiyede, iradeyi kuvvetlendirmede, insanın muhtaç ve aciz olduğunu anlamasında önemli bir etkendir. Bir yönüyle insanın acziyetini anlamasını diğer yönüyle ise toplum açısından duyarlı olmasını sağlar. İftar sofrasına oturan Müslümanın toplumdaki fakirleri, yine iftar yapacak yiyeceği olmayanları, zulüm bölgelerini hatırlamasına fazla vesile olur.

Ramazan ayı, bu aya mahsus bir namaz olan Teravihle de ön plana çıkmaktadır. Müslümanların Cuma ve bayram namazları dışında camilere akın ettiği bu namazın, insanları camiye alışmasına, toplumsal kaynaşmaya, birlik ve beraberliğe vesile olması gibi güzellikleri de vardır.

Kıymetli kardeşlerim! Ramazan ayı aynı zamanda infak, sadaka ve zekat ayıdır. Aslında infak tüm zamanlar için geçerli olan kişinin Allah yolunda malını sarfetmesi demek olan bir kavramdır. Ancak bu ayda daha çok ön plana çıkmaktadır. Malını, canını ve her şeyini Rabbi için O’nun davası için vakfeden, usvetün hasene olan (en güzel örnek) olan Önderimiz Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bu ayda esen rüzgardan daha cömertti. Allah yolunda infaktan geri kalmazdı. Biz de bu ay vesilesiyle daha fazla infak etmeli, daha fazla fakir fukara gözetmeli ve Allah yolunda her şeyimizi feda edebileceğimizi göstermeliyiz.

Kardeşlerim! son olarak Ramazan denince aklımıza bu gün unutulmuş olan, ihya edilmeyi bekleyen ve aynı zamanda Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hiç terk etmediği müekked bir sünnet olan itikaf akla gelmektedir. İtikaf, ibadet maksadıyla Ramazan’ın son 10 gününde Cuma kılınan bir cami yada mescide girmek, Allah’a ibadetle meşgul olmak manasında bir ibadettir. Allah Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in orucun farz kılınmasından sonra vefat edinceye kadar hiç terketmediği bir sünnettir. Maalesef ki ülkemizde bu sünnet rağbet görmemiş, unutulmuş, ihya edilmeyi bekleyen bir sünnet durumundadır. Gönül isterdi ki tırnak kesme, sakal uzatılma ve kılık-kıyafet sünnetine önem verildiği kadar, bu sünnetlere ittiba noktasında gösterilen hassasiyet böylesi önemli bir sünnet için de gösterilebilseydi. Bizler Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendinin rehberliğinde, O’nun talebesi olarak yaklaşık 20 yıldır bu önemli ibadeti ihya etmeye ve toplumda bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Allah Rasulu (SAV) bir hadisinde şöyle buyurmuştur; “ahir zamanda unutulmuş olan bir sünneti ihya edene 100 şehit sevabı vardır.” Bu müjdeye nâil olmak, bu sünneti ihya etmekten ve toplumun bu sünnete sarılmasına vesile olmaktan geçmektedir. Evet kardeşlerim! Muhterem Hocamız, Nebevi Hareket Metodunun anlaşılması, unutulmuş olan Tevhid Davasının toplum tarafından hatırlanmasına vesile olduğu gibi bu sünnetinde yani itikaf sünnetinin ihyası noktasında başta Adana olmak üzere Türkiye’nin bir çok ilinde hatta yurt dışında itikaf’ın yapılmasına vesile olmuştur. Böylesine ülkesine, milletine ve vatanına faydalı bir âlim, malesef haksız ve hukuksuz bir şekilde 1,5 yıldır zulümle hapiste tutulduğunu herkes bilmektedir.

Bir kaç cümle ile Muhterem Hocamızın itikaf ile ilgili hatırlatmalarını ifade etmek istiyorum. Öncelikle hocamız genel olarak her bir kişinin Ramazan ayında eksik olan bazı yönlerini tespit edip onu geliştirmeye çalışması gerektiğini vurgulamaktadır. Hocamız Peyamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in önem vermiş olduğu İtikafa çok önem verir, kişnin Rabbiyle olan irtibtını arttırması, maneviyatını kuvvetlendirmesi ve Kur’anla münasebet kurması için onu önemli bir vesile görürdü. İtikafın senelik muhasebemizi yapmak ve geleceğe dair önemli kararlar almak için bir fırsat olduğunu sürekli dile getirirdi. Bu vesileyle Hocamıza gerek itikaf ve gerekse dine ve hayata bakış noktasında bize kazandırdığı hasletlerden dolayı huzurlarınızda teşekkür ediyorum, Rabbimin kendisinden razı olmasını diliyorum. Bir an önce Muhterem Hocamız ile ve Ali kardeşimizin tahliye olup, biz sevenlerine ve ailesine kavuşmasını, böylece çifte bayram yaşamamızı Rabbimden niyaz ediyorum. Rabbimizin Ramazanda yaptığımız ibadetleri ve yapacağımız itikaf ibadetimizi hayırlı ve bereketli kılmasını, ümmetimizin, neslimizin, milletimizin kurtuluşuna vesile eylemesini diliyorum. Allaha emanet olun kardeşlerim.

Furkan Gönüllüleri basın açıklamasını “İstibal İslam’ın Allahu Ekber” sloganları atarak sona erdirdi.