Furkan Gönüllülerinden Tüm Mazlumlar İçin Basın Açıklaması

Yapılan haksızlıkları protesto etmek ve duyarlı insanları bu mazlumların çığlıklarına ses vermeye davet etmek için Furkan Gönüllüleri Adana Merkez Park’ta basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eklenme Tarihi: 23 Ara 2018
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Furkan Gönüllülerinden Tüm Mazlumlar İçin Basın Açıklaması

BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI

Öğlen namazını Adana Merkez Park'ta kılan Furkan Gönüllüleri namazdan sonra kapsamlı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Yapılan haksızlıkları protesto etmek ve duyarlı insanları bu mazlumların çığlıklarına ses vermeye davet etmek için Furkan Gönüllüleri Adana Merkez Parkta bir araya geldi.

Furkan Gönüllüleri yüzlerce kişi ile gerçekleştirdikleri basın açıklamasında özelde zindandaki mazlumlara genelde de tüm dünyada zulüm altında olan Müslümanlara sahip çıktı. Zindandaki tüm Müslümanlara ithafen yapılan basın açıklamasını katılımcılar büyük bir dikkatle dinledi

Başta Doğu Türkistan, Mısır, Filistin, Suriye, Irak, Türkiye ve daha birçok ülkede bulunan mazlumlar ve 11 aydır Bolu F tipi cezaevinde bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendi için dualar edildi. Yapılan basın açıklaması şu şekilde;

Yapılan basın açıklaması şu şekilde;

Kıymetli kardeşlerim, değerli basın mensupları ve Adana’mızın duyarlı insanları.

Bildiğiniz gibi dünyanın dört bir yanında haksız ve hukuksuz uygulamalarla tutuklanarak zindana atılan, insanlık dışı muamele gören İslam dünyasına ait nice mazlum mustazaf var. Bizler, Müslüman kardeşlerimizin uğradığı hukuksuzlukları dile getirmek, kendilerine yapılan haksızlıkları protesto etmek, bu konuda halkımızın farkındalığını artırmak ve duyarlı insanları bu mazlumların çığlıklarına ses vermeye davet etmek için bugün burada toplanmış bulunuyoruz.

Değerli kardeşlerim! Zulüm ve haksızlık insanlık tarihi kadar eskidir. Tarih, halklarına zulmeden nice zalim düzenlere ve diktatörlere şahit oldu. Kimileri Nemrut olup İbrahimleri ateşe attı, kimileriyse Firavun olup kavminin içinden bir Musa çıkar korkusuyla tüm erkek çocuklarının boğazını kestirdi, bir nesli yok etmeye çalıştı.

Zulüm bazen Cezayir’de on binleri katleden Fransızların kılığında bazen Bosna’da Sırp katliamları sırasında bazen de Mısır’da var olan zalim bir diktatörle kendini gösterdi. Dünya değişiyor ama bu gerçek hiç değişmiyor. Bugün hala dünyanın her yerinde zulüm ve haksızlıklara maruz kalan milyonlarca Müslüman kardeşimiz var.

Nice masum insan cezaevlerinde kötü muamele ve işkenceye maruz kalıyor. Mısır zindanlarında binlerce İhvan yöneticisi ve üyesi ağır koşullarda işkence görüyor, betonlarda yatıyor. Birkaç ay öncesinde Muhammed Mursi’nin doktor ve tedavi ihtiyacının karşılanmaması sebebiyle bir gözünü kaybettiği öğrenildi. Basına sızan haberlere göre, Mısır zindanlarında 200’ün üzerinde Müslüman hayatını kaybetti.

Büyük şeytan ABD 11 Eylül bahanesiyle 2001’de kurduğu Guantanamo cezaevlerinde binin üzerinde Müslümanı esir tutuyor. İnsan hakları kuruluşlarının ve Uluslararası Af örgütünün tüm eleştirilerine rağmen Guantanamo’daki esirlere yapılan hukuk ve insanlık dışı muameleler hala devam etmektedir.

Katil İsrail’in ise ABD’den geri kalır yanı yok. “Kamp 1391” adını verdikleri bir cezaevini neredeyse sadece Filistinli Müslümanlarla doldurmuştur. Yüzlerce çocuk İsrail hapishanelerinde işkence görmektedir. İsrail’in bu işkence evlerinde şehit Şeyh Ahmet Yasin de dâhil nice Hamas üyesi işkence gördü. Ne acıdır ki; Doğu Türkistan’daki Çin işkencesi başta olmak üzere Tayland’dan Hindistan’a, Bangladeş’ten Moro’ya, Arabistan’dan Suriye’ye, Özbekistan’dan Cezayir’e, Azerbaycan’dan Türkiye’ye varıncaya kadar dünyanın her yeri mazlum Müslümanların yer aldığı cezaevleriyle dolu bulunmaktadır.

Değerli kardeşlerim! Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de haksızlıklara ve hukuk dışı uygulamalara maruz kalarak tutuklanan on binlerce kardeşimiz, ceza evlerinde zulüm görmektedir.

28 Şubat darbesinin üzerinden onlarca yıl geçmiş olmasına rağmen; 28 Şubat mağdurları hala serbest bırakılmamıştır. Sadece fikirleri sebebiyle uzun yıllar hapis cezası alan mağdurların sadece kendileri değil eşleri ve çocukları da yıllardır cezalandırılmaktadır.

El-Kaide, IŞİD, FETÖ bahaneleriyle, bu suçlarla alakası olmayan nice insan gözaltına alınıp tutuklanmakta ve cezaevlerine gönderilmektedir. İddianameleri bile hazırlanmadan aylarca ve yıllarca hapis yatan kişilerin sayısı hiç de az değildir.

Daha iddianamesi bile hazırlanmadan tutuklu yargılanma kararıyla hayatları kararan niceleriyle beraber eşleri ve çocukları da bu zulümden nasibini almaktadır. 100’lerce bebek hapishanededir. Binlerce çocuk dışarda, annesiz babasız kalarak bakıma muhtaç hale gelmiş ya da çocuk esirgeme kurumlarına verilmiştir. Hamile ve bakıma muhtaç kadınlar tutuklu yargılanmaktadır. Bebekli ve küçük çocuklu anneler tutuklu yargılanmaktadır. Hasta ve yaşlılar tutuklu yargılanmaktadır. Daha yeni doğum yapmış lohusa kadınlar dahi çocuklarıyla beraber cezaevlerinde cezalandırılmaktadır. İnsanlar yetersiz şartlardan dolayı yerlerde yatırılmakta doktor ihtiyaçları karşılanmamaktadır. Zaten hasta olan ya da cezaevinin sağlıksız şartlarında hastalanan 100’lerce kişi cezaevinde can vermiştir. Sadece bu insanlar değil Türkiye’de insan hakları yerlerdedir.

Bu hukuk dışı uygulamalar maalesef bizim ülkemizde yapılmaktadır. Hatta öyle ki yapılan hukuksuzlukları dile getirmek bile suç sayılacak kadar ileri gidilmekte, eşlerine özgürlük isteyen hanımlara soruşturma açılmaktadır. Böyle bir dönemde görülen hukuksuzlukları ve yapılan bütün zulümleri dile getirdiği için Alparslan Kuytul Hocaefendi de iftiralarla tutuklanarak cezaevine konulmuştur ve 10 aydır cezaevinde tek başına tutulmaktadır. Bu tecrit geçtiğimiz günlerde son bulmuştur fakat ailesinden 700 km uzakta ve suçsuz olduğu halde tutuklu yargılanmaya devam etmektedir. Yapılan haksızlıklara ses vermeye çalışanlara da baskı uygulanmaktadır.

Değerli kardeşlerim! Cezaevlerinde hukuk dışı uygulamalar bunlarla da sınırlı değildir. Buralarda insan hak ve hürriyetlerine aykırı birçok işkence şekilleri bulunmaktadır. Bunların bir kısmı; tecrit, hak kısıtlamaları, psikolojik baskı, aç bırakma, falaka, zincire vurma, germe, ayaktan asma, vücutta sigara söndürme, tazyikli su ile ıslama, sayım düzeni, gece nöbeti, tecavüz, ayakta bekletme, konuşma yasağı, gece baskını ve dayak gibi uygulamalardır.

Bugün buradan yetkililere sesleniyor; adalete, hakkaniyete, insan hak ve onuruna saygıya davet ediyoruz. Bu haksız uygulamaların bir an önce sonlandırılmasını ve mağduriyetlerin bitirilmesini istiyoruz. Değerli kardeşlerim! Görüldüğü gibi dünyanın dört bir yanında yüzbinlerce Müslüman cezaevlerine mahkûm edilmiş bulunmaktadır. Tarih boyunca zulümle beslenen zalimler, masum insanlara zulmetmeye ve bu insanların hayatlarını karartmaya devam ediyorlar.

Gelin ey kardeşlerim, yeryüzünü yarı açık cezaevine dönüştüren bu zulüm ve sömürü düzenine bir son vermek için, kula kulluğu kaldırıp Allah’ın hükmüyle hükmetmek için, yeryüzünü fesada uğratan, insanları gözyaşı ve kana mahkûm eden bu düzenin yerine hakkı, adaleti tesis etmek için hep birlikte zulme ve haksızlığa karşı duralım.

Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Esselemu aleykum ve rahmettulah.