Furkan Gönüllüsü 2 Kişinin Tutuklanması Hakkında Alparslan Hoca'dan Basın Açıklaması

Alparslan Hoca Adanalı iş adamının kaybolması sebebiyle tutuklanan iki Furkan Gönüllüsü hakkında basın açıklaması gerçekleştirdi.

Furkan Gönüllüsü 2 Kişinin Tutuklanması Hakkında Alparslan Hoca'dan Basın Açıklaması
16 Eyl 2021 21:53:19

Adana İnönü Parkı'nda yapılan basın açıklamasında yaşanan sürece de değinen Alparslan Hoca olayın detaylarını açıkladı. 

Basın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

Serbest Bırakılmalarını Hazmedemediler!

Bİldiğiniz gibi iki gün evvel yine buradaydık. 3 kardeşimiz; 4 gün emniyette tutulmuş, ikisine işkence yapılmış ve sonra mahkemeye sevk edilmişlerdi. Dosya boş olduğu için mahkeme tarafından da serbest bırakılma kararı verilmişti. Ancak serbest bırakılma kararını hazmedemeyenler var. Hazmedemediler. Siyah gözlüklüler “Biz bu kadar planlar yaptık, bu kadar baskılar kurduk. Buna rağmen bunlar salıverildiler. Biz bunu kabul edemeyiz, bunu hazmedemeyiz” dediler ve her zamanki gibi savcıya tekrar itiraz ettirdiler. Sistemi bu şekilde kurdular.

Talimata Uyacak Hâkimin Gününü Bekliyorlar

Olur ya; bütün baskılara rağmen insan evladı ve adalet taraftarı olan, belgelere delillere göre karar veren, onların talimatlarını dikkate almayan cesur bir hâkim çıkar da onların istemediği bir karar verirse bu durumda ne yapacaklarını da planlamışlar. Savcıya itiraz hakkı veriyorlar. Savcı itiraz ediyor. Yan odadaki bir başka mahkeme tarafından tekrar tutuklanıyor. Hangi hâkim onların talimatına uyacaksa o hâkimin gününü bekliyorlar. O hâkimin gününde itiraz yapıyorlar ve o hâkim ile tekrar tutuklanmasını sağlıyorlar. Daima yaptıkları yöntem bu.

Mahkeme, Mahkeme Salonunda Yapılmıyor!

Avukatlarımız gittiler. Mahkeme nasıl biliyor musunuz? Mahkeme, mahkeme salonunda olur. Bu mahkeme, mahkeme salonunda bile olmadı! Bu mahkeme sekreterin odasında yapıldı. Hâkimin kalemi, sekreterinin odasında yapıldı. Hâkimin oturacağı bir sandalye bile yok! Bırakın sanıkları, bırakın avukatları; hâkim bile oturmamış! Ayakta, masanın üzerindeki sayfaları karıştırıyor! Tamamen uydurmasyon bir mahkeme! Hâkim alay eder gibi avukatların gözü önünde dosyayı şöyle bir karıştırıyor, “Tutuklanmalarına karar verdim” diyor. Lanet olsun sizin düzeninize! Lanet olsun sizin adaletinize! Lanet olsun sizin mahkemenize!

Bu Ülkede İki Tane mi Kanun Var?

Bakınız, avukatlar “Hâkim bey, Savcı bey, bu kardeşlerimizle ilgili yeni bir belge mi var?” diye soruyorlar. Savcının itirazını gerektiren yeni bir delil mi var? Savcının itirazını gerektiren bir belge mi ortaya çıktı? Bir şahit mi ortaya çıktı? Acaba ondan dolayı mı itiraz oldu? Mahkeme neye göre karar verecek? Hiçbir şey yok! Savcı diyor ki: “Hayır, aynı dosya.” Vallahi billahi. Savcı diyor ki: “2 gün içerisinde hiçbir yeni belge gelmedi. Aynı dosya ama ben itiraz ettim. İtirazım da kabul edildi. İşte şimdi mahkeme oluyor.” Peki, bu hâkimle öbür hâkimin bağlı olduğu kanunlar farklı mıdır? O hâkim inceliyor ve salıverilmesine karar veriyor çünkü dosyada bir şey yok. Peki, bu hâkim nasıl oluyor da tutuklanmasına karar veriyor? Bu hâkim neye göre karar veriyor? Bu ülkede iki tane mi kanun var? Bir hâkim dosyaya bakıyor bomboş diyor, diğer hâkim hiç dosyaya bakmıyor ve tutuklama kararı veriyor!

İstihbarat İçindeki Çete Bulunmalı, Bu Çete Zengin İş adamlarının Malına Çöküyor!

Bu kaçırıldığı iddia edilen kişi benim çok çayımı içmiş, çok gelmiş gitmiş birisidir. Cezaevinden çıktıktan sonra, bu 1,5 yıl içerisinde bana kaç defa söyledi. Kendi kız kardeşinin kendisine ihanet ettiğini, kendinin daha önceden birlikte olduğu ve tanıştığı bazı istihbaratçıların, bazı siyah gözlüklülerin kendisinin malının peşinde olduğunu, o yüzden kendisini hapse attırdıklarını ve kendisinin hapiste olduğu süre içerisinde kız kardeşi vasıtasıyla malına çöktüklerini, işyerine el koyduklarını, bütün parasını ele geçirdiklerini bana bizzat kendisi anlattı, ben şahidim. Hatta ben o zaman sordum: “Ne kadar paradan bahsediyorsun?” Durumu iyi olduğu için 50-100 bin lira olamayacağı meydandaydı. “3-5 milyon olabilir mi mesela?” dedim. “Hocam çok daha fazla” dedi. “10 milyon olabilir mi?” dedim. “Çok daha fazla” dedi. Tam söylemedi ama benim anladığım kadarıyla 20-30 milyon TL civarında. Kendisi hapisteyken kız kardeşinin birlikte olduğu bir takım istihbarat bağlantılı bir ekip var. Bütün istihbaratı suçlamıyorum. İstihbarat, bu ekibi bulsun! Bu ekip istihbaratçılık yapmıyor! Bu ekip zengin iş adamlarının malına çöküyor. Bu ekip bulunsun!

Benim bacım bana ihanet etti

Bana bizzat kendisi bu olaydan evvel yani ben hapisten çıktıktan sonra, 1,5 yıl içerisinde bunu kaç defa anlattı. Kendi kız kardeşine bizzat kendi “hain” diyordu. Benim bacım bana ihanet etti, dedi. Benim bacım şunlarla bunlarla beraber olup benim malımı bitirdiler, dedi. Allah belasını versin, dedi. Kendi kardeşine beddua ediyordu. Şimdi onun üzerine hiç gidilmiyor, bu kardeşlerimizin üzerine gidiliyor. Daha evvel onun malını yiyen kız kardeşi ve onun beraber olduğu ekip; onu hapse attılar, kasadaki bütün paraları yediler, ondan sonra hapisten çıkardılar. Şimdi de geri kalan kısmını yemek için kaçırmış olamazlar mı acaba? Eğer bir kaçırma olayı varsa, gerçekse. Daha evvel yarısını yiyip, şimdi geri kalan yarısını yemek için bunu yapmış olamazlar mı?

Savcılığa buradan suç duyurusunda bulunuyorum!

Şahidim! Şahit olarak beni çağırırlarsa şahitlik yapmaya hazırım. Bizzat kendisinin eşi de şahittir. Onun bana söylediklerine eşi de şahittir. Eşinin de haberi var. Görümcesinin, yani mağdurun kız kardeşinin ihanetinden eşinin de haberi var. Ona ettiği bedduaları eşi de bilmektedir. Dolayısıyla bu şahsın en büyük düşmanı, en büyük hasmı, en büyük husumetlisi bizzat kendi kız kardeşidir. Bunun üzerine neden gitmediler?

Sürekli Rezil Oluyorlar

Bunların hakikati ortaya çıkarmak diye bir dertleri yok. “Furkan’la bir bağlantı kuralım da nasıl olursa olsun.” Bir ucundan bize bulaştırmak istiyorlar. Şimdiye kadar kaç meseleyi bu şekilde yapmadılar mı?

Eninde sonunda bütün gerçekler ortaya çıkar. Nasıl ki bu iki kardeşimize işkence yaptılar, o şahıs bir gün inşallah ortaya çıktığında onu da emniyete götürüp “İlla böyle ifade vereceksin, illa bunları suçlayacaksın” derler. İşkence yaparlarsa onu bilmem. Ama artık bu saatten sonra bu emniyette verilen ifadelere de bu mahkemelerin verdiği karara da kimsenin güveni yok. Eğer böyle bir şey olmaz da çıkan kişi başına bir olay geldi mi, geldiyse ne olduğunu anlattığı zaman, bu kardeşlerimizin de temiz olduğu ortaya çıktığı zaman o işkenceci alçaklar ve siyah gözlüklülerin emrinde hareket eden yargı mensuplarının hepsi rezil rüsva olacaklar! Ve eğer yüzleri kaldıysa kızaracak, mosmor olacak!

Siyah Gözlüklülere Dokunmuyorlar

Ben 10-15 yıldır bu arkadaşımızın peşinde dolanan istihbaratçıların bir kısmının adını biliyorum. Bunlardan bir iki tanesinin adını da verdim. Bu olaya şahit olan birçok kimse var. Bunlar hakiki istihbaratçı değil. Bunlar çete! Bunlar yiyici takımı. Bunlar zenginlerin malına çöken yiyiciler! Bunlardan bir kısmını bana kendisi anlatmıştı, ben oradan biliyorum. Eğer onlar hakkında bir soruşturma açılmazsa işte o zaman ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkede siyah gözlülüklerin aleyhinde hiçbir soruşturma açılamadığının belgesi olur! İstediklerini yapıyorlar ve hiçbir soruşturmaya da maruz kalmıyorlar.

Kardeşlik böyle günlerde belli olur

Değerli kardeşlerim, biz bu hadisenin peşini bırakmayacağız! Biz kardeşliğimizi koruyacağız! Bu kardeşlerimizi hapishanede ve ailelerini de dışarda korumaya devam edeceğiz! Biz kardeşiz! Kardeşlik böyle günlerde belli olur!

Göreceğiz bakalım savcılık makamı ne yapacak

Benim yaptığım açıklamadan sonra, bizzat kendi eşinin savcılığa başvuracağını öğrendim. Kendisi zaten daha öncesinde yazmaya başlamış. Bu olayları o da çok iyi biliyor. Suç duyurusunda bulunmak üzere savcılığa gitti ya da bugün yarın gidecek, bilemiyorum. Göreceksiniz. Bakalım ne yapacaklar? Bizzat eşi; en iyi bilen kimse, kız kardeşinin onun malını mülkünü yediğini ve bir çeteyle birlikte olduğunu, eşinin de ona beddualar yağdırdığını en iyi bilen insandır. O, bu konuyla ilgili savcılığa başvuruda bulundu ya da bulunacak. Göreceğiz bakalım, savcılık makamı ne yapacak? Göreceğiz bakalım! Gerçekten adaleti mi gerçekleştirecek, bakalım o kadını da gözaltına alacaklar mı? Bakalım onu da mahkemeye çıkaracaklar mı? Göreceğiz bakalım. Ona da işkence yapsınlar, demiyorum. İşkence yapmasınlar ama soruşturmadan geçirilsin, ifadesi alınsın, mahkemeye sevk edilsin.

Furkan’ı Lekelemek İstiyorlar

Şu anda benim bildiğim kadarıyla o ve beraber olduğu çakma istihbaratçılar bu meseleyi kendi üzerlerinden atabilmek için bizim üzerimize yıkmaya çalışıyorlar. Nasılsa hakikat ortaya çıkar, ama bugün ama yarın. Bunların bu maksatları yıllardır var. Bizi bir türlü lekeleyemediler. Ne yaptılarsa olmadı. Şimdi böyle yollarla tevessül ediyorlar. Eğer bir gün bir kardeşimizin evinde silah çıkarsa bunların işidir. Bir gün bir kardeşimizin evinde eroin çıkarsa bunların işidir. Bir kardeşimizin telefonunda porno filmler çıkarsa bunların işidir. Bunlar ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlar. Bize bir türlü boyun eğdiremiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bir türlü biat ettiremiyorlar. İşte böyle olduğu için şimdi böyle yollara başvurmaya başladılar.

Kardeşlerimizi takip etmeye devam edeceğiz

Kardeşlerimize ve ailelerine destek vermeye devam edeceğiz. Kendileriyle de avukatlarımız sürekli görüşecek. Emniyette yapıldığı gibi cezaevinde işkence yapılıp yapılmadığını sürekli kontrol ettireceğiz. Eğer orada görüşmelerine engel olurlarsa eylem yapmaya devam edeceğiz! Haklarında bilgi alamayacak olursak eylem yapmaya devam edeceğiz!

 

 

 

 

 

 



0 Yorum

Yorum Yaz