Furkan Nesli Dergisi Yazarları ile Söyleşi

Furkan Nesli Dergisi 37. sayısı 2015 Mayıs tarihli yazısı.

Eklenme Tarihi: 07 Mar 2016
7 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Furkan Nesli Dergisi Yazarları ile Söyleşi

Furkan Nesli yazarı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Rumeysa SARISAÇLI: İslamî konularda yıllardır ders yapmaya çalışan bir hocayım. Yeteneğimce ve gücüm yettiğince hizmet ehli birisi olmaya çalışıyorum. Yazarlıktan ziyade bu görevlerimi daha çok önemsiyorum.

Bu ay 4. yılına giren Furkan Nesli Dergimizi nasıl buluyorsunuz?

Rumeysa SARISAÇLI: Dergimizin yazarı olarak bu soruya ne kadar objektif cevap verebilirim bilmiyorum. Ama Furkan Nesli Dergisi’nin ‘Tevhid Davası’nı yoğun bir şekilde anlatan bir dergi olması onu özel bir dergi kılıyor. Toplumun ve ümmetin ihtiyacını karşılayan ve yarasına parmak basan konulara değinen dergimiz, önemli bir misyona sahip.

Yazınızı yazmadan önce nasıl bir ön hazırlık yapıyorsunuz ve yazarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Rumeysa SARISAÇLI: İslam’ın temel bakışına aykırı tek bir kelime bile yazmamaya çalışıyorum. Ve yazılarımı bugünün insanının ihtiyacına göre yazmaya özen gösteriyorum. Bizim yazılarımız, bir köşe yazarının günlük siyasete dair yazdığı çabuk yazılan ve çabuk unutulan yazılar gibi olmamalı. Kalıcı olması ve mesaj verici olması gerekiyor.

Her zaman danışabileceğiniz, size yol gösteren, örnek aldığınız kaynaklar veya yazarlar hangileri?

Rumeysa SARISAÇLI: Muhterem Hocam, yazılarımın fikrî yönünde en büyük emeğe sahip kişidir. Biz onun tedrisatından geçtik. Hocamız bize, meselelere Kur’an ve Sünnet ışığında bakmanın önemini ve tüm yazılarımızın bu çerçevede olması gerektiğini öğretti. Bir de Üstad Seyyid Kutub’un eserleri var ki, bu çağda bize ve yazılarımıza ışık tutuyor.

Furkan Nesli Dergisi sizin için ne ifade ediyor?

Rumeysa SARISAÇLI: Unutulmuş tevhid davasını, evlere ve insanların ellerine ulaştıran böyle bir dergide yazı yazmak benim için bir şeref.

Son olarak okurlarımıza tavsiye ve öneri olarak neler söylemek istersiniz?

Rumeysa SARISAÇLI: Okurlarımızın her birine Rabbim mesajını veriyor “Oku!” buyuruyor. Ben de dergimizi okumalarını tavsiye ediyorum. Görecekler, okuduklarında kendilerinde de dünyada da çok şey değişecek.

Furkan Nesli yazarı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Yakup ŞAHİN: İslam’a gönüllü olarak hizmet eden birisiyim. Giresunluyum ve 2000 yılından itibaren Gaziantep’te ikamet etmekte ve öğretmenlik yapmaktayım. Evli ve üç çocuk babasıyım.

Bu ay 4. yılına giren Furkan Nesli Dergimizi nasıl buluyorsunuz?

Yakup ŞAHİN: Furkan Nesli Dergisi her şeyden önce bir misyon dergisi. Bu sebeple belli ilkelere ve prensiplere göre hareket etmektedir. Arkasında bırakmış olduğu üç yıllık yayın hayatında bu çizgisinden ödün vermediğini görüyorum. Sürekli bir dönüşüm ve değişim yaşayan toplumlarda çizgiyi muhafaza edebilmek zordur. Ülkemizde ve Ortadoğu’da bu değişim devam ederken, bu çizgiyi koruyabilmek ancak ilke sahibi olmakla mümkündür. Furkan Nesli’nin bu zorluğun üstesinden gelebilecek ilkelere sahip olduğunu görüyorum. Aynı zamanda içeriğinin sunumu noktasında kalitesini ise her geçen sayıda artırmakta olduğunu görmekteyim.

Yazınızı yazmadan önce nasıl bir ön hazırlık yapıyorsunuz ve yazarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Yakup ŞAHİN: Tabii ki ele alacağımız konuya göre hazırlık değişiyor. Zira bazı konular daha çok araştırma ve okuma noktasında hazırlığı gerektirirken, bazı konular ise araştırmakla birlikte tefekkür ve incelemeyi gerektirebiliyor. Genel olarak konunun çerçevesi ile ilgili yazılmış kaynak eserler var ise onları okuyorum. Tefsir ya da hadis konusu ise ele alacağımız tefsirleri ve hadis şerhlerini okuyoruz.

Her zaman danışabileceğiniz, size yol gösteren, örnek aldığınız kaynaklar veya yazarlar hangileri?

Yakup ŞAHİN: Sürekli araştırdığımız kaynak eserler ve onların yazarları diyebiliriz. Birkaç kitap ve yazar ismi verecek olursam: Fi Zilâl-il Kur’an, Tefhimu’l Kur’an, el Camiu’l Ahkamu’l Kur’an, Sıfatü’s Safve, Zadul Meâd, Medaricus Salikin, İhya-u Ulumuddin gibi kitaplar ve onların yazarları olan Seyyid Kutub, Mevdudi, İbnu’l Cevzi, Said Havva, İmam Gazali, Muhammed Kutub gibi yazar isimlerini verebilirim.

Furkan Nesli Dergisi sizin için ne ifade ediyor?

Yakup ŞAHİN: Furkan Nesli Dergisi başta da ifade ettiğim gibi bir misyon dergisidir. Kanaatimce ilerleyen yıllarda memleketimizde ve dünyada nasıl bir boşluğu doldurduğu daha net anlaşılabilecek. Bana soru soran bazı kardeşlerimize Muhterem Alparslan KUYTUL Hocaefendi’nin yazdığı yazılardan bazılarını okumalarını sonra ihtiyaç duyarlarsa tekrar sorularını sormalarını tavsiye ediyorum. Bundan hareketle Furkan Nesli Dergisi’nin bir yazarı olarak da değil, aynı zamanda bir okuru olarak ta takip etmekteyim. İçeriği, ele aldığı konuları ve ümmetin sorunları için getirdiği çözüm önerileri ile de doyurucu bulmaktayım.

Son olarak okurlarımıza önerileriniz nelerdir?

Yakup ŞAHİN: Dergimizi sıradan bir dergi olarak değil, İslam Davası’nın anlatıldığı bir dergi olarak görmelerini ve okumalarını tavsiye ediyorum. Özellikle Hocamız’ın yazılarının birçok açıdan neslin sorunlarına çözüm niteliği taşıdığını, bu sebeple kardeşlerimiz tarafından etüt edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dergi, davamızı anlattığımız bir yayın organıdır. Bu sebeple mümkün olduğunca geniş kitlelere ulaştırmak için gayret etmek her kardeşimizin vazifesidir.

Furkan Nesli yazarı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Murat GÜLNAR: 1974 Adana doğumluyum. Üniversiteden mezun olduktan sonra bazı şehirlerde görev yaptım. Şu an Osmaniye’de Aile Hekimi Uzmanı olarak çalışıyorum. Evli ve iki çocuk babasıyım.

Bu ay 4. yılına giren Furkan Nesli Dergimizi nasıl buluyorsunuz?

Murat GÜLNAR: Dergi, davanın kitlelere ulaşmasını sağlayan bir araçtır. Her ay birbirinden güzel konularla Kur’an ve Sünnet’in önem verdiği meseleleri öncelemesi ve tevhid eksenli duruşuyla, dergimizin kısa sürede Müslümanların teveccühüne mazhar olduğunu ve bu anlamda bir boşluğu doldurduğunu düşünüyorum. Dergimizin belirlediği çizgide yoluna devam ettiğini, suni gündemlerden ziyade Müslümanların gerçek gündemleriyle meşgul olduğunu görmekteyiz. Özellikle Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yazılarındaki, ümmetin bu duruma düşmesinin sebepleri ve bu durumdan çıkış noktasındaki tespitlerinin, Ortadoğu ve hassaten Suriye’ye dair derin tahlillerinin tekrar tekrar okunması gerektiğini söyleyebilirim.

Yazınızı yazmadan önce nasıl bir ön hazırlık yapıyorsunuz ve yazarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Murat GÜLNAR: Öncesinde birkaç gün yazı üzerinde yoğunlaşıyorum. Bazen hasta bakma arasında, bazen yolda, bazen günlük derslerimizden arta kalan zamanlarda yazının ana şablonunu düşünüyorum. Gerçi tüm yazarlarımızın zamanla yarış noktasında aynı durumda olduğunu biliyorum. Konuyla ilgili kaynak eserlere ve ilgili eserlerde konunun hangi yönlerine dikkat edildiğine bakıyorum. Yazarken ana mesajın dışına çıkmamaya gayret ediyorum. Dergimizin genel amacı; yalnızca malumat vermek değil, var olan bilgilerle insanları Allah yolunda harekete geçirmek olduğundan bu doğrultuda yazmaya çalışıyorum.

Her zaman danışabileceğiniz, size yol gösteren, örnek aldığınız kaynaklar veya yazarlar hangileri?

Murat GÜLNAR: Her Müslüman’ın elinde Kur’an ve Sünnet gibi iki önemli kaynak var. Diğer bütün kaynaklar ve örnek alınacak şahsiyetler bu iki kaynağa göre değerlendirilip, bu kaynakların referanslığında kabul edilebilir. Çok şükür bu ümmetin içinden ömürlerini ilme adamış Rabbâni âlimler çıkmıştır. Onlardan bize intikal eden büyük bir ilim mirasına sahibiz. İslam davasının bugünlere ulaşmasında emeği geçen tüm dava büyüklerinden Rabbim razı olsun. Hepsinden istifade etmeye gayret etmekle beraber, daha çok günümüze hitap eden ve özellikle çağımızda yaşamış olan, bugünün sorunları üzerinde samimiyetle duran ve masa başında değil mücadelenin tam ortasında olan âlimlerimizin kitapları beni daha fazla etkiliyor. Hasan el-Benna, Seyyid Kutup, Mevdudi, Bediüzzaman Said Nursi, Said Havva gibi (Rabbim hepsinden razı olsun) âlimlerimizin kitaplarını okurken, davaları uğruna gösterdikleri mücadeleleri ve örnek yaşantıları insanı farklı âlemlere götürüyor. Bunların dışında elbette ki tefsir, hadis, fıkıh, siyer noktasında diğer İslamî kaynakların hepsinden gerektiğinde faydalanıyoruz.

Furkan Nesli Dergisi sizin için ne ifade ediyor?

Murat GÜLNAR: Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki; dünyanın birçok bölgesinde İslamî anlamda uyanışlar var. Bu uyanışlar öncü ve örnek bir neslin ayak seslerini müjdeliyor. Ana hedef olan İslam Medeniyeti, her Müslüman’ın özlem duyduğu ve bir an önce gelmesini istediği bir hedeftir. Bizi hedefe yaklaştıran her bir hareket, her bir olgu umudumuzun tazelenmesi anlamına geliyor. Bu anlamda dergimiz de, tıpkı konferans, eğitim ve internet faaliyetleri gibi bu neslin hazırlanmasına katkıda bulunan ve bizi İslam Medeniyeti hedefimize yaklaştıran faaliyetlerin bir çeşididir. Sesimizi bu gibi yayınlarla duyurabilmek elbette güzel bir nimet. Dergide tüm bunların dışında farklı bir heyecan yönü var. Her bir sayının çıkışı, o sayıda hangi konunun işlendiği, Muhterem Hocamızın veya diğer yazarlarımızın nelere değindiği merak konusu oluyor. Kısaca her yönüyle farklı bir heyecanı var.

Son olarak okurlarımıza önerileriniz nelerdir?

Murat GÜLNAR: Günün belirli saatlerini okumak için ayırmak, öncelik sırasına ve kişinin kendi yapısına göre bir plân dâhilinde okumak önemlidir. Tabi ki öğrendiğimiz her bilginin bize ekstra sorumluluk yüklediğinin de bilincinde olmak lazım. Özetle tüm okurlarımızın bir plân ve program dâhilinde, yaşamak, anlatmak ve mücadele etmek için okumalarını, bu amaçla okurken de varsa hocalarının tavsiyelerine uymalarını öneririm.