"Biz Medeniyetimize Dönüyoruz" sloganıyla yola çıkan Furkan Vakfı Öncü Neslin inşası için yaptığı konferanslar zincirine "İman ve Sabır" konulu bir konferans halkası daha ekledi. Çeşitli etkinliklerin yer aldığı konferansta ilahi ve marşlarıyla Grup Furkan da sahne aldı. Konferansa konuşmacı olarak katılan Alparslan KUYTUL Hocaefendi ise konuşmasında özet olarak şu hususlara değindi:
Birisi Allah yoluna girmek istese şeytan onun peşini bırakmaz. Sürekli rahatsız eder. Adamlık cinsiyet işi değil kişilik işidir. Kimi kadınlar kimi adamlardan daha da erkek adamdır.
‘Ey rasulum emrolunduğun şeyi gürleyerek söyle.’ Peygamberlerin hepsi gönderildikleri davayı eğip
bükmeden dosdoğru haykırmışlardı. Peygamberlerin büyük ve azimli olmalarının sebebi sabretmeleridir. Kur’an da peygamber kıssalarını tamamında sabır anlatılmaktadır. Allah (cc) böylesine zor bir davayı savunacak peygamberlerine sabrı öğretiyordu.
Peygamber (sav) her türlü zorluğa , çileye maruz kalmıştı.
Sabır musibetin başa geldiği ilk anda olandır. Mümin isteyerek de olsa istemeyerek de olsa, anında sabreder.
Ama mücrim olan kimse ise aradan zaman geçtikten sonra sabreder.
Sabır imandandır. ‘Sabır acıları yudumlayarak içmektir; bunu yaparken yüzünü de ekşitmemektir’.
Peygamberlerin savundukları davanın yüce olması onları motive ediyordu.
Sabır gösterilen kimseler bizlere numune olarak gösteriliyor. Allah (cc) peygamber olamayan insanlardan da bizlere örnekler vermektedir. Bunun sebebi, insanlar sadece peygamberler sabır gösterebilir demesinler diye...
Allah(cc) her yerde bir öncü çıkmasını istemektedir.
Herkes otururken harekete geçmek kolay değil! Ama ardından harekete geçecekleri düşünmek kişiyi harekete geçirir.
Allah(cc) tarih boyunca bu hareketi öncülerin eliyle yükseltmiştir.
Allah (cc) Peygamberine büyük bir görev vermiştir. Ve bu göreve göre de büyük bir ashab nasib etmiştir.
Allah’ın Peygamberi herkesten daha cesurdur. Kimsenin namaz kılamadığı Kabe’de namaz kılabilen sadece O idi ve Müşriklerin tüm çabalarına karşı büyük bir sabır ve sebat gösteriyordu.
Peygamberimiz en büyük sabrı ise Tevhid'i anlatırken göstermiştir. Peygamberimiz, bütün zorluklara rağmen Tevhidi duruştan asla vazgeçmemiş ve bize imani duruşun en büyük örneği olmuştur.
Ümitli olan insan sabreder. Peygamberimiz gelecekten güzel haberler aldığı zaman morali artıyordu ve zorluklara karşı daha çok sabrediyordu. Çünkü bu yolun sonunun zaferle biteceğini biliyordu.
Kur’an-ı Kerim, Peygamberini sabra alıştırmak için ona gece namazına kalkmasını emretti. Allah (cc) Peygamberini gece namazına kaldırarak uykusuz kalmasını istemiştir ve uykusuz kalarak sabrı öğreneceğinin yolunu göstermiştir. Yani ibadetler bir yönden de insanları sabra alıştırmaktadır.
Sabır, üç kısımdır:
1- İbadetleri yaparken karşılaşılan zorluklara sabretmek
2- Günahlardan sakınmak için sabretmek
3- Bela ve musibetlere sabretmek. ( İbn Abbas Radiyallahu Anhu )
Sabır daha çok bölümlere ayrılır. Mesela, ‘nimete de sabretmek gerekir’ çünkü birçok insan musibete mecburen sabrediyor ama nimetlere karşı sabredemiyor.
Allah (cc)i, bizim her yönümüzü geliştirmek istiyor. Bu yüzden değişik imtihanlara sokuyor. Onun için Allah(cc) ‘nin imtihanları farklı farklıdır. Ve Allah (cc) ‘nin emrettiği ibadetler de bizim her bir yönümüzü tamamlıyor ve bizi olgunlaştırıyor. Allah (cc) ‘nin istediği insan böyle ortaya çıkmaktadır.
Bugün sabır denilince aklımıza gelmesi gereken ‘DAVAMIZ’ olmalıdır. Çünkü zorluklara karşı sabretmek, en çok Allah (cc) ‘nin Davası yolunda sabretmek ile mümkündür.
Sabır Allah yolunda mücadele ederken başımıza gelenlere karşı sabretmektir.
Sabır zalimlere karşı sessiz kalmak değil onlara karşı koymaktır. Çünkü sabır Allah’ın emridir. ‘Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın, (sınırlarda) nöbetleşin. Allah'tan korkun. Umulur ki kurtulursunuz.’
Konuşması dua ile tamamlayan Alparslan KUYTUL Hocaefendi, son olarak halktan gelen soruları cevapladı.
