Cuma akşamı tefsir dersi yerine Furkan Vakfı’nın sosyal medya hesaplarından canlı olarak Forum Programı gerçekleştirildi. Form programına konuşmacı olarak Hasan Demir ve Mevlüt Kaynarpınar katıldı. Programda, öğrenci evlerinin Furkan Vakfına ait yurt denilerek kapatılması hakkında ve Türkiye’nin gidişatı üzerinde konuşuldu.
Programda evleri mühürlenen bir ailenin ve mağdur öğrencilerin de katılımıyla yaşanan mağduriyet konu edildi.
Möderatör Furkan Vakfına ait yurt gösterilerek evlerin kapatılması konusuna değinerek “Furkan Vakfının böyle bir yurdu var mı? Bu arkadaşların Furkan Vakfı ile ilişiği nedir?” sorusunu yöneltmesi üzerine Vakfın eski başkanı olan Hasan Demir şu şekilde cevapladı;
Aslında o mühür sadece aileleri ve öğrencileri mağdur etmemiş, onların evlerine vurulmuş bir mühür değil aynı zamanda insanlığa vurulmuş bir mühür. Geleceğimiz olan, yarınlarımız olan, İslam’ın geleceği olan, dindar bir nesil olan öğrencilere, insanlara vurulmuş bir mühür. Onların geleciği mühürlenmiştir diyorum. Daha öncesinde de gerek İl Milli Eğitim Müdürlüğü gerekse Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından benim yönetimde bulunduğum zamanlarda Furkan Vakfına bağlı yurtların olup olmadığı bana da sorulmuştu. Mağlumunuz bir buçuk yıldır aktif olarak vakıfta yönetimde değilim. Ancak o süreçte de bu tür meseleler gündeme getirilmiş, vakıfla ilişkilendirilmek istenen bazı yerler olduğu söylenmişti.
Ben öncelikle şunu söyleyeyim Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı 1994 yılında resmi olarak kurulmuş bir vakıftır. İllegal bir vakıf değildir kesinlikle. Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfına bağlı olarak benim dönemimde o dönemde bir şubesi ve on üç tanede temsilciliği vardı. Gerek şubeler açılırken gerekse temsilcilikler açılırken bizler legal olarak o temsilciliği ve şubeleri açtık ve ilgili yerlere müracaatımızı gerçekleştirdik. Vakıflar Bölge Müdürlüğünü bilgilendirdik. Burada temsilcililerin açılmasıyla ilgili Vakıflar Bölge Müdürlüğünün bilgisi ve izni dahilin de açılmış temsilcilikler ve şubelerdir. Dolayısıyla biz illegal bir faaliyet yapmadık.
Gerek bir kurum açılacağı zaman gerekse konferans gerçekleştireceğimiz zaman illegal bir şekilde bir yola kesinlikle başvurmadık. Konferans gerçekleştireceğimiz ya da miting gerçekleştireceğimiz zamanlarda da gerekli başvurularımızı gerekli olan ilgili olan kurumlara başvuru yaparız.
EĞER BİR YURT AÇACAK OLMUŞ OLSAYDI O ZAMAN GEREKLİ BAŞVURUYU YAPAR GEREKLİ İZNİNİ ALIRDI
Bunlarda gösteriyor ki eğer Furkan Vakfı bir yurt açacaksa o zaman bu açacağı yurduda ilgili yerlere bildirir ilgili yerlerden izin alır ve o şekilde bir yurt açar. Yurt açmak çok büyük bir şey değil. Bunun bir mevzuatı vardır bu mevzuata uygun bir bina bulunur ve o şekilde yurtlar açılır. Dolayısıyla Furkan Vakfı eğer böyle bir yurt açacak olsa bu yurdun gerekli evraklarını düzenlemekten ya da gerekli resmi yerlere de başvurmaktan çekinmez. Yani vakıf resmi bir vakıf olmamış olsa ya da diğer temsilcilikleri gayri resmi illegal temsilcilikler olmuş olsa ve hiçbir yeri bilgilendirmemiş olsa hani denilebilir ki onu da illegal bir yolla yada kaçak bir şekilde açıyor. Eğer bir yurt açacak olmuş olsaydı o zaman gerekli başvuruyu yapar gerekli iznini alırdı.
FURKAN VAKFI’NA AİT HERHANGİ BİR YURT YOKTUR
Sosyal medyaya da yansımış olan ulusal basına da yansımış olan yerlerin kesinlikle Furkan Vakfı’yla bir bağlantısı resmi bir bağlantısı organik bir bağlantısı yoktur. Furkan Vakfı’na ait herhangi bir yurt yoktur biz bunu daha öncesinde de resmi yollarla bize sorulduğunda biz de resmi olarak gerek Vakıflar Vakıflar Müdürlüğüne gerekse İl Müdürlüğüne bu bilgiyi kendilerine söyledik. Furkan Vakfına ait herhangi bir yurdun olmadığını o zaman da belirtmiştik.
Moderatör Hasan Demir beyefendiye “Medya da çıkan haberler hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Hasan Demir; “Alparslan Kuytul Hocaefendi’de bu meseleyi kendisine sorulan soruda değerlendirmişti. Daha öncesinde herhangi bir olay yaşandığında gerek Mısır’da gerek Filistin’de gerekse İslam Coğrafyasında bir olay yaşandığın da her seferinde Furkan Vakfı olarak bizler buna tepkimizi ortaya koyduk bunlarla ilgili miting gerçekleştirdik. Birçok yerde on kişi yirmi kişi en fazla üç bin kişi program gerçekleştiğinde bu sosyal medyaya çıkıyordu. Furkan Vakfı beş bin kişiyle birkaç miting programı gerçekleştirdi ama hiçbir şekilde ulusal medya da yerel medyaya bu yansıtılmadı. İstanbul’da üç kişi bir açıklama yapsa medyaya yansırdı ancak İstanbul’da da Furkan Vakfı olarak iptal edilen bir konferansımız vardı bununla ilgili binlerce kişinin katıldığı bir basın açıklaması gerçekleştirdik ancak o zaman da ne ulusal medyaya yani ne görsel ne yazı olarak hiçbir şekilde yansımadı. O süreçte Furkan Vakfının adı pek duyurulmak istenmiyordu ama artık hocamızın ifadesi ile mızrak çuvala sığmaz olunca artık Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin söylemiş olduğu hakikatler Furkan Vakfının yapmış olduğu faaliyetler tüm Türkiye gündemine yerleşince artık herkes tarafından duyurulacağını görünce ve artık herkes Furkan vakfını , Alparslan Kuytul Hocayı araştıracaklar onun söylemiş olduğu hakikatleri dinleyecekler ve o söylemiş olduğu hakikatlerden etkilenecekler. İşte tam bu aşamaya gelindiği zaman medya, gerek Alparslan Kuytul Hocaefendi ile ilgili gerek Furkan Vakfı ile ilgili haberler yapılmaya başladı.
Ancak bu haberler tabi ki bizim istediğimiz şekilde ya da hakikatleri yansıtan haberler değil aksine Furkan Vakfını ve Alparlan Kuytul Hocaefendi’yi itibarsızlaştırma haberleri yapıldı. 30 Ocak operasyonunda da maalesef yaşananlara şahit olduk sosyal medya da ulusal medya da yansıyanlara şahit olduk.
Ve nitekim dün yaşamış olduğumuz işte bu elim hadisede de bu Furkan Vakfına yapıştırılmaya çalışılıyor. Furkan Vakfına ait yasal olmayan yurt ifadesiyle aslında burada ‘FURKAN VAKFI İSMİ YIPRATILMAYA’ çalışılıyor. Az önce de bahsettik Furkan Vakfı eğer resmi bir kurum açacak ise bunu resmi yollarla meşru yollarla gerçekleştirir bunu yapmaktan çekinmez. Ama kendisine ait yurt yoksa dolayısıyla Furkan Vakfına ait bir yurt yoktur demekten daha doğal bir şey olamaz. Dolayısıyla bunlar aslında Furkan Vakfını ve Alparslan Kuytul Hocaefendiyi yıpratmaya çalışan onu itibarsızlaşmaya çalışma hareketleri olarak görüyoruz.
Hasan Demir; Dediğim gibi Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul ismi çok ön plana çıkacağı algısı oluşunca maalesef sosyal medyada bu isimler öne çıkartılmadan önce iftiralarla gerçek dışı haberlerle kamuoyu psikolojik olarak hazırlanmaya çalışılıyor. Furkan Vakfı denildiğinde akla bu iftira dolu haberler getirilecek. Alparslan Kuytul dendiğinde akla bu iftiralar getirilmek isteniyor. Kamuoyu öncesinde Furkan Vakfına karşı ve Hocaefendiye karşı bir algıyla yanlış bilgilerle bilgilendirilmeye çalışıyor. Maalesef yaşadığımız durum bu.