MANEVİYATI ZAYIF OLANLARIN (İSLAMİ HİZMETLERDE) ÖMRÜ KISA OLUR
2017-2018 yılının hedefini “Manevi Gelişim” olarak ilan eden Alparslan Kuytul Hocaefendi, 6 Ekim 2017 Cuma akşamı gerçekleştirdiği Tefsir Dersi sonrası sorulan soruya verdiği cevapta Müslümanlarda genel olarak maneviyatta gerileme olduğuna ve maneviyatımızın güçlenmesi gerekliliğine değinerek, bu seneyi “Manevi Gelişim Senesi” ilan ettiklerini ifade etti.
Alparslan Kuyul Hocaefendi’nin konuşmasından satır başları şu şekilde;
Manevi Gelişim Lazım
Maneviyatımızın güçlenmesi gerekiyor. Allah’a yakınlaşmalıyız. Allah’a yakın olmayanların benzini çabuk biter. Rampa çıkıyoruz, yol uzun ve yokuş, çok benzin lazım, sürekli benzin almak lazım. Manevi gelişim lazım. Nefislerin terbiye olması, çok ibadete alışmamız, ibadet insanına dönüşmemiz lazım; Allah’ı zikreden, Kur’an okuyan, oruç tutan, teheccüd kılan, adım attığında arabaya bindiğinde, evinden çıkarken, evine girerken Allah’ı hatırlayan insanlara dönüşmeliyiz. Böyle olmayınca dökülenler çoğalıyor...
Rabbimizle Diyaloğumuz Zayıf Olursa Nasıl Dayanacağız?
Yol uzun, yokuş ve tehlikeli, yolda zorluklar var. Önümüzde; kayalar, uçurumlar, dikenler, engeller var. Rabbimizle diyaloğumuz zayıf olursa nasıl dayanacağız? Maneviyatımız zayıf olunca tek sığınağımız olan Rabbimize sığınmamış oluyoruz. İlk ayetler maneviyatı geliştirici yöndeydi. Allah Azze ve Celle, Müzzemmil suresiyle, geceleyin kalkıp namaz kılmayı emredince; kimileri saatlerce, kimileri de dayanabildiği kadar namaz kıldı. Bir müddet bu kadar uzun olması, Allah ile irtibatı sağlamak için bir ihtiyaçtı. Ebu Bekirler, Ömerler o şekilde sağlamlaştı ve yetişti, maneviyatları güçlendi.
Benzin Almayanın Benzini Biter
Maneviyat zayıf olunca şehvet galip gelir. Bazı bekâr gençler evlenince maneviyatının çok iyi olacağını zannediyor. Allah ile irtibatın yoksa emin ol maneviyatın yine zayıf olacaktır. Evet, evlensinler ama bu tek çözüm değildir. Maneviyat zayıf olduğu, nafile ibadetler yapmadığı, Rabbiyle diyaloğunu sağlam tutmadığı müddetçe hiçbir zaman sağlamlaşamaz ve bu yolda dayanamaz, eninde sonunda dökülür. Benzin almayanın benzini biter.
Kırılan Dal Odundur
Ağacın yaprağı niye sararır? Vitamin alamayınca mikroplar bir yaprağa toplanır ve ağaç onu bünyesinden atar. Yaprak sararır düşer, böylece ağaç o mikroptan kurtulmuş olur. Ağaç kendini böyle temizler, mikroplara karşı bu bir tedbirdir. Sararan yapraklar dökülecektir, dökülmesi Allah’ın o ağaca rahmetidir. Ağaç belki yaprağının dökülmesinden dolayı üzüntü duyar ama o yaprak o bünyede kalırsa ağaca zarar verir.
Sararmayı önlemek, mikroplardan korunmak maneviyatla mümkün… Mikroplar birikir ya da vitamin almazsanız, bir gün sararan yaprak gibi düşersin. Dal bile olsanız kurursunuz. Dal kurursa rüzgâr estiği zaman kırılır. Kırılan dal odundur, odun da yakılır. Dal ağacına bağlıysa, gövdesine bağlıysa kıymetlidir. Oradan ayrıldığı zaman oduna dönüşür.
Maneviyatı Zayıf Olanların (İslami Hizmetlerde) Ömrü Kısa Olur
Maneviyatı zayıf olanların (İslami hizmetlerde) ömrü kısadır, dini hayatları yıkılmak üzeredir. Maneviyat âleminde olup, bu âlemden uzak yaşayanlar kibirlenirler. Bu âlemden uzak yaşayıp vitaminsiz kalanlar tembel olurlar. Tembelliğin, gayretsizliğin, cesaretsizliğin perde arkasında manevi gelişimin olmayışı yatar. Maneviyat zayıf olunca cesaret olmaz. Maneviyat zayıf olunca ahlak güzel olmaz. Maneviyat zayıf olunca nefis güçlü olur, maneviyat zayıf olunca insan kibirli olur, korkak olur, cimri olur. Hepsi maneviyata bağlıdır.
Böyle bir eksiklik görüyoruz. Memleketin her tarafı böyle ve şu düzen içerisinde yaşayan insanların maneviyatının güçlü olması zaten şaşılacak bir şey. Bu ortamda maneviyat güçlü olur mu ki? Zayıf olması gayet normal...