Gazali’nin bin yıl evvel Selçuk Sultanı Muciruddin’e gönderdiği bugünkü halimizi tasvir eden mektup, sanki yenilerde yazılmış gibi. Halkın yaşadığı sıkıntılar ve
baştakilerin bu sıkıntılara kör olması üzerine yazılmış mektup. İşte halkın durumunu analiz edip baştakilere söylenen o sözler:
“Mümkün olan en kısa zamanda ve otoritenin ulaşabildiği her yerde yolsuzlukların, adam kayırmacılığın, adaletsizliklerin, zulmün, rüşvetin ve diğer kötülüklerin kökünü kazımak için elinden
geleni yapmada kusur etmemelisin. Ülkemizin halkı, ülkemizin şerefi; ülkemizin halkı, ülkemizin gerçek zenginliğidir. İçinde bulundukları yolsuzluktan senin haberin yok. Vergi tahsildarları
yolsuzluk yapıyorlar, fakir halkı kendi çıkarları için sömürüyorlar. Topladıkları verginin pek az kısmını devlete veriyorlar. Vergi oranları halkın karşılayamıyacağı kadar yüksek. Bu sözlerim
üzerine düşün. Fakirlik ve açlık onlara büyük acılar veriyor. Takatları kesik. Uzun zamandır çektikleri sıkıntılar, bedenlerini kuru bir iskelete çevirmiş”...
“Oysa sen, lüks içinde bir hayat sürdürüyor, yönetimin altındaki insanlara, onların sorunlarına karşı ilgisiz davranıyorsun”