AFAD’ın 2021 yılında Antep için İl Afet Risk Azaltma Planı hazırladığı ortaya çıktı. Raporda, Nurdağı ve İslahiye ilçeleri için, “Kentsel dönüşüm alanları afet riski önceliğine göre belirlenmemiş” denildi.
AFAD’ın Antep’e yönelik 2021 yılında hazırladığı İl Afet Risk Azaltma Planı, deprem kaynaklı ölümlerin göz göre göre yaşandığını bir kez daha gösterdi. Maraş Pazarcık merkezli 7,5 büyüklüğündeki deprem öngörüsüyle hazırlanan rapor, kentte en büyük yıkıma uğrayan İslahiye ve Nurdağı’nda yaşananlara da ayna tuttu. İktidarın, “Muhalefet karşı çıkıyor” diyerek depremde açığa çıkan yıkımdaki sorumluluğundan kurtulmaya çalıştığı kentsel dönüşüm için ise raporda, “Kentsel dönüşüm alanları afet riski önceliğine göre belirlenmemiş” denildi.
Rapor kapsamında bölgedeki fay hatları da detaylı incelendi. 2021’de hazırlanan raporda, 6 Şubat 2023 tarihli depremin ardından kamuoyunun gündemine gelen Gölbaşı-Türkoğlu segmentine de değinilen raporda, “1513 depreminden bu yana 500 yılı aşkın bir süredir bu segment üzerinde deprem olmaması, yakın gelecekte büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğuna işaret etmektedir” ifadesi kullanıldı.
GEVŞEK ZEMİNDE YAPILAŞMA
Raporda, 6 Şubat depremlerinde en büyük yıkıma uğrayan Nurdağı ve İslahiye ilçelerine de ayrı bir parantez açıldı. Nurdağı ve İslahiye, “Olası bir depremin en yıkıcı etkiye uğrayacak” ilçeler olarak tanımlandı. Kentin zemin özelliklerine yönelik ise raporda özetle, “İslahiye merkezi ile Nurdağı merkezindeki yapılaşma alüvyonların yumuşak, zeminin gevşek olduğu bölümde yoğunlaşmaktadır. Yeraltı suyu seviyesinin yüzeye yakınlığı, depremin şiddetini artırabilmektedir” değerlendirmesinde bulunuldu. Antep halkının deprem tehlikesinden habersiz olmasının tehlikenin boyutlarını daha da artırdığı vurgulandı.
YAPI STOKU BELİRSİZ
Rapordaki en çarpıcı tespitler ise kentteki tehditlere dikkat çekilen bölümde yer aldı. Antep’e ait bina tipi, bağımsız bölüm, kat, yapım yılı gibi bilgilerin mevcut olmadığı belirtildi. Raporun, “Zayıf yönler ve tehditler” bölümünde ise kentteki yıkıma ışık tutan şu değerlendirmeler paylaşıldı:
• Kentsel dönüşümün yeteri kadar hızlı yapılamaması. Kentsel dönüşüm yapılacak alanların afet riski önceliğine göre belirlenmemesi.
• Yapı stokunun çıkarılmamış olması.
• Enerji yönünden zayıf şebeke altyapısı ve çarpık kentleşme.
• Yapıların inşaat aşamasında yeterince kontrol edilmemesi. Yeni inşaatlarda dahi temel inşaat prensiplerinin göz ardı edilmesi ya da bilinmemesi.
• İl nüfusu artmasına rağmen kurumlardaki teknik personel ve uzman sayısının aynı oranda artmaması.
• İlçe belediyelerinde yeterli sayıda inşaat, jeoloji ve harita gibi mühendislik dallarında teknik personel bulunmaması.
• Zayıf zeminlerde önemli bir nüfus ve yapı stokunun bulunması.