Gazze’deki mazlumlar sandığa girer mi?

Terazinin iki kefesi hemen hemen aynı hizada. Yine kuyumcu terazisiyle tartılacak bir seçime gidiyor olabiliriz. İnsanların kabilecilik yapar gibi parti tuttuğuna, kendi parti liderinin ya da başkan adayının yaptığı yanlışı affetmeye, hatta o yanlışta fazilet aramaya, başkasının yaptığı doğruları görmemeye yatkın olduklarına bilhassa yakın dönemde çok tanık olduğumuz için “Hata yapan kaybeder” sözünü kuvvetli bir … Gazze’deki mazlumlar sandığa girer mi? Devamı »

Eklenme Tarihi: 06 Mar 2024
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 06 Mar 2024
Gazze’deki mazlumlar sandığa girer mi?

Terazinin iki kefesi hemen hemen aynı hizada. Yine kuyumcu terazisiyle tartılacak bir seçime gidiyor olabiliriz.

İnsanların kabilecilik yapar gibi parti tuttuğuna, kendi parti liderinin ya da başkan adayının yaptığı yanlışı affetmeye, hatta o yanlışta fazilet aramaya, başkasının yaptığı doğruları görmemeye yatkın olduklarına bilhassa yakın dönemde çok tanık olduğumuz için “Hata yapan kaybeder” sözünü kuvvetli bir vurguyla söyleyemiyoruz.

Şu kadarını söyleyebiliriz.

Kaybeden tarafın hatası nesiller boyu konuşulur. Kazananın hatası unutulur.

Terazinin iki kefesi hemen hemen aynı hizada. Yine kuyumcu terazisiyle tartılacak bir seçime gidiyor olabiliriz.

İnsanların kabilecilik yapar gibi parti tuttuğuna, kendi parti liderinin ya da başkan adayının yaptığı yanlışı affetmeye, hatta o yanlışta fazilet aramaya, başkasının yaptığı doğruları görmemeye yatkın olduklarına bilhassa yakın dönemde çok tanık olduğumuz için “Hata yapan kaybeder” sözünü kuvvetli bir vurguyla söyleyemiyoruz.

Şu kadarını söyleyebiliriz.

Kaybeden tarafın hatası nesiller boyu konuşulur. Kazananın hatası unutulur.

‘Uzmanlar’ın kullanımı için mebzul miktarda “Ben demiştim” üretilir.

İBB Başkanı İmamoğlu bugün baktığımızda yanlış bulacağımız bazı tasarruflarda bulundu mesela.

Kartal’da Battal İlgezdi, Sarıyer’de Şükrü Genç seçileceğine kesin gözüyle bakılan CHP’li başkanlardı.

Yaygın kanaate göre İmamoğlu’nun tercihiyle aday gösterilmediler.

Kartal’da ve Sarıyer’de CHP’li seçmenin bir kısmı oy tercihini değiştirir mi?

Şükrü Genç Sarıyer’den bağımsız aday. CHP’den parça koparır mı?

Gürsel Tekin’i Esenyur’ta “Adaysın” diye kutladıktan sonra değiştirdiler.

Bu gibi tasarrufları alt alta topladığınız zaman bir yekûn oluşturuyor.

Seçim gününe kadar bu sarsıntıların sebep olduğu arızalar iyileşir mi?

Kılıçdaroğlu taraftarlarının kurultayın rövanşını almak için İmamoğlu’na kaybettirmeye çalıştıklarını kesin ifadelerle söyleyenler var.

Ne bir doğrulama geliyor Kılıçdaroğlu’ndan ne yalanlama.

Doğru mudur?

Kemal Bey kendi partisinin altını oymaya çalışır mı?

İmamoğlu siyaset yapmaktan hazzeden, polemikten çekinmeyen, üstüne üstüne giden, rakiplerinin açıklarını iyi kollayan ve iyi değerlendiren bir siyasetçi.

Taşı gediğine koymayı seviyor.

Bu özellikleriyle kendi seçmenine moral verebilir.

Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum bir teknokrat. İş yapma kapasitesi var.

Merkezi yönetim arkasında durduğu sürece vaatlerini yerine getirebilir.

Trafik sorununu çözmek hariç.

Böyle bir vaadi kim yaparsa, sağcı, solcu, liberal, yalandır.

İstanbul’un trafik sorununu çözmek için sadece İstanbul’u değil bütün ülkeyi yeniden elden geçirmek gerekir. Bir belediye başkanı bu işin altından kalkamaz.

Kurum, muhtemelen Kanal İstanbul’u seçim vaatlerinin arasında saymama konusunda kuvvetlice bir tavsiye almış.

“İstanbullu’nun gündeminde olmayan bir şey bizim de gündemimizde değil” diyerek İstanbul halkının pek hoşlanmadığı bir projeyi savunmanın sakıncalarından kendisini korumuş oldu.

Elbette insanlar şunu kolaylıkla düşünebilir.

İstanbullunun gündeminde olmayan bir şey Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündemindeyse ne olacak?

Hiç. Erdoğan’ın dediği olacak.

Kanal İstanbul’da büyük rant var.

Malum, şimdiden Arap zenginlerine pazarlandı. Arazileri satın alındı.

Rant görmüş bir yetki sahibini kimse durduramaz.

Ne yapar eder o rantı alır, cebine indirir.

Murat Bey bir cümle kurdu; ama aynı konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan müspet veya menfi bir kelam etmedi.

Cümlesi biraz muallakta kaldı.

Kurum, Gazze duyarlılığı konusunda da bir tavsiyeye muhatap olmuş olabilir.

“31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek” ifadesi bunun bir yansıması.

“Sisi mi Binali Yıldırım mı” sözünün bir başka çeşidi.

Bu söz muhafazakâr muhitlerde tasvip görmedi. Aksine çok dışa vurulmayan içeride yükselen bir kızgınlığa sebep oldu.

Merkezi hükümet sizde. Gazze’deki mazlumları sevindirmeyi gerçekten istiyorsan buna yetkilisin.

Vatandaşa, İstanbul’u bana kazandırın Gazze’ye yardım edeyim diye şart mı koşuyorsun?

“Edilecek laf mıydı bu?” diye söylenenlerin haddi hesabı yok.

Oy tercihlerine yansır mı bu kızgınlık?

Gazze’deki mazlumlar sandığa girer mi?

Muhafazakâr muhitler bu tür çelişik durumları sineye çekme konusunda eğitimli. Çok az yansır.

Evet, iş yapma kapasitesi var Murat Kurum’un.

Fakat İstanbul’un sokaklarında dolaşmaya başladığında yıldız gibi parlamadı.

Bu durumda kim kazanır? İmamoğlu’mu Kurum mu?

Anketler iki adayın oylarını birbirine yakın gösteriyor.

Ak Partililer de son derece ihtiyatlı konuşuyor.

Demek ki seçim kimsenin cebinde değil.