Bölgesel ve uluslararası diplomatik ve siyasi hamleler İsrail’in “intikam” konusundaki ısrarıyla çatışıyor ve ufukta da yakın bir son görünmüyor
Gazze Şeridi’ndeki savaşın birinci ayına yaklaşması ve insanî ateşkes veya ateşkesin sağlanamaması, İsrail ile Hamas arasında on yıldan fazla bir süredir devam eden çatışmanın karmaşıklığı, uluslararası kuruluşların veya geçmişte benzer roller üstlenmiş ülkelerin sorunu çözmek için bir ateşkes veya geçici bir çözüm bulma konusundaki yeteneklerine dair sorulara neden oluyor.
Gazze’deki ölü sayısı aralarında yaklaşık 4 bin çocuk ve 2 binden fazla kadın olmak üzere 10 bine yaklaşırken, 7 Ekim’de yaşanan olaylardan bu yana İsrail tarafında ölenlerin sayısı bin 400’ü aştı.
Neden ateşkes için yapılan her girişim başarısız oluyor?
Saha koşulları henüz sakinleşmeye müsait değil mi?
Mevcut savaş nihai sonuna ulaşmadan önce ne kadar ileri gidecek?
Şu anda silahları susturabilecek uluslararası veya bölgesel bir taraf var mı?
İsrail’in, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun açıklamalarına göre, ‘Gazze Şeridi’nin şeklini değiştirme’ gibi hedeflerine ulaşmak için savaşa devam etme konusundaki ısrarı karşısında bölgede ve dünyadaki gözlemcileri, takipçileri ve hatta ilgilileri meşgul eden ve cevapsız kalan birçok soru var.
Ayrıca, Savunma Bakanı Yoav Galant, Hamas’ın önünde ‘ölüm veya koşulsuz teslimiyet’ olmak üzere iki seçeneğin olduğunu ve üçüncü bir seçenek olmadığını söyledi.
Galant, zafere ulaşana kadar güçlerimizin savaşmaya devam edeceğini ve bunun bir yıl sürebileceğini söyledi.
Ayrıca, ABD yönetimi, herhangi bir ateşkesin Hamas’ın lehine olacağını savunuyor.
Şu ana kadar, Gazze Şeridi, geçtiğimiz 9 Ekim’den bu yana İsrail tarafından su, gıda ve elektrik tedarikinin kesilmesini içeren ‘tam bir abluka’ altında.
Zaten kötüleşen insani durum, 2,4 milyon nüfuslu bölge için feci ve benzeri görülmemiş boyutlara ulaştı.
Savaşın ilk aşamasında yoğun bombardıman operasyonları gerçekleştirdikten sonra, İsrail, geçtiğimiz 27 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nin kuzeyinde kara operasyonları yürütüyor.
Bu operasyonlar sırasında, Hamas ve diğer Filistinli grupların militanlarıyla yıkıntılar arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.
“Savaştan başka konu yok”
7 Ekim saldırılarından bu yana İsrailli yetkililer, Hamas’ı Gazze Şeridi’nden hem askeri hem de siyasi olarak söküp atmaya kararlı olduklarını söylüyorlar.
Bu savaş, Netanyahu’ya göre “uzun ve zor olacak ve ödenmesi gereken ağır bir bedel olacak.” Bu bedel, Hamas’ın askeri ve siyasi kapasitelerini yok etmek ve rehineleri eve geri getirmek anlamına geliyor.
İsrailli yetkililer, ateşkes çağrılarını da reddettiler. Ancak, muazzam askeri güç kullanmak dışında, bu eşi görülmemiş planın nasıl uygulanacağı belli değil.
İsrailli yetkililer, kendilerini neyin beklediği konusunda hiçbir fikirleri olmadığını söylüyorlar ve militanları sivillerin arkasına saklanmakla suçluyorlar.
İsrailli ve Batılı yorumculara göre, İsrail’in 7 Ekim’de aldığı darbenin derinliği, sükûnet ihtimalini dile getiren hiçbir sese aldırış etmeden, stratejik ve varoluşsal seçeneklerini ‘Gazze’nin şeklini değiştirme zorunluluğu’ ile sınırladı.
Bu da onu, askeri, siyasi ve ekonomik düzeylerde ‘mutlak ve benzeri görülmemiş’ ABD ve Batı desteğinin etkisiyle aylarca süren iç çatışmaların ardından bir savaş hükümeti kurmaya itti.
Bu bağlamda, ABD Başkanı Joe Biden’ın savaş sırasında Tel Aviv’i ziyaret eden ilk ABD başkanı olduğunu duyurması dikkat çekiciydi. Biden’ın bakanları ve danışmanlarından bazıları Tel Aviv’i ziyaret etti.
Bazıları son günlerde birden çok ziyaret gerçekleştirdi. İsrail ayrıca, İsrail’e daha fazla dayanışma göstermek için gelen birçok Batılı lideri de ağırladı.
Thomas Friedman, New York Times gazetesinde, İsrailli yetkililerin şu ifadelerine yer verdi:
Bu savaşın iki kesin sonucu olacak: Hamas bir daha asla Gazze’yi yönetemeyecek ve Hamas sonrası Gazze’yi İsrail yönetemeyecek.
Yetkililer, gündelik hayatı yönetecek Filistinli bir yönetim ve arka planda askeri güç sağlayacak İsrailli askeri güvenlik güçleri ve Şin Bet’in olduğu, bugün Batı Şeria’nın bazı bölgelerinde görülene benzer bir düzen kuracaklarını söylüyorlar.
Ancak Friedman’a göre bu hedef, ‘tam olarak tasarlanmamış bir plan’.
Hamas’ı yok etme görevinin sonlandırılmasının gerekli olduğunu destekleyen ABD’li yazar, ‘İsrail’in Hamas’ın tünellerinde kaybolmaması için’ başlıklı makalesinde şu ifadeleri kullandı:
Netanyahu’nun ona zor soruları sorabilecek bir ekibi yok, onun yerine, başbakanlarının ahlaki açıdan çok düşük bir insan olduğunu bilerek acı verici uzun vadeli kararlar almaları istenen bir ekibi var. Netanyahu, yanlış giden her şey için onları suçlayacak ve doğru giden her şey için tüm övgüleri sahiplenecek.
Friedman, İsrail’in Hamas’ı yok etme ve böylece bölgedeki herhangi bir tarafın böyle bir şey düşünmesini caydırma ihtiyacını anladığını ifade etti.
Ancak aynı zamanda Washington’un görüşünün, İsrail liderliğinin zafere ulaşmak için uygulanabilir bir planının ya da bu krizin baskıları ve karmaşıklığıyla baş edebilecek bir liderinin olmadığı yönünde olduğunu belirtti.
Friedman, İsrail’in ‘müttefiki ABD’nin, açık uçlu bir askeri operasyonda Gazze’deki büyük sivil kayıpları taşımasının sınırlı olduğunu ve aslında, yakın zamanda sınıra yaklaştığını’ bilmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Reuters ajansının haberine göre, İsrail’in eski Birleşmiş Milletler Büyükelçisi ve Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi eski üyesi Danny Danon, ülkesinin ‘uzun ve acı verici bir savaşa’ hazırlandığını söyledi.
Danon, “Sonunda kazanacağımızı ve Hamas’ı yeneceğimizi biliyoruz. Soru, bunun bedelinin ne olacağıdır. Çok dikkatli olmalıyız ve kentsel bir alanda manevra yapmanın çok karmaşık bir iş olduğunu anlamalıyız” dedi.
Aynı zamanda, New York Times gazetesinde ‘İşlemediğimiz bir günahın bedelini ağır ödüyoruz’ başlıklı bir makale yazan Nicholas Kristof, “İsrail’in önümüzdeki günlerde karşı karşıya kalacağı en önemli karar, Gazze’yi ne ölçüde güçle vurmaya devam edeceği olacaktır” dedi. Kristof, “İsrail, kara operasyonlarını aylarca sürdürecek mi? Geniş çaplı hava bombardımanını sürdürecek mi? Hastanelerin çalışması için Gazze’ye yakıt girişine izin verecek mi?” gibi bu kararla ilgili birçok soru sordu.
İsrail’in Eski Savunma Bakanı ve Başbakanı Ehud Barak, Hamas’ı ‘ezmek’ için tek yolun kara harekatı olduğunu savunuyor. Barak, “Sahaya on binlerce asker göndermekten başka çare yok” dedi.
Ancak, bu görevin uzun ve kanlı olacağını kabul etti ve Kuzey’de Hizbullah ile savaşa yol açacak yüzde 50 olasılık olduğuna ve Suriye tarafındaki Golan Tepeleri’nden milisler tarafından saldırı riskinin yanı sıra Batı Şeria’da tehlikeli kargaşalara yol açabileceğine inanıyor.
Ehud Barak, İsrail’in Gazze’den çekilmeye hazır olduğu birkaç ay sonra, başkasına toprakları teslim etmede zorluk yaşayabileceği konusunda uyardı.
Ancak İsrail’in Gazze’nin sorumluluğunu üstlenecek çok uluslu bir Arap gücü bulmasının ve daha sonra bölgenin kontrolünü Filistin Yönetimi’ne devretmesinin mümkün olduğunu söylüyor.
Buna karşılık, Nicolas Kristoff, ‘işgalin veya sektörün teslim edilmesinin iyi gideceğine’ dair şüphelerini dile getirdi ve “İyimserlikle başlayan ve kanlı bir bataklığa dönüşen bir dizi askeri operasyona tanık oldum” dedi.
Çeşitli haberlere göre Hamas, Gazze Şeridi’nde aylarca sürecek uzun ve uzatmalı bir savaşa hazırlıklı görünüyor.
Reuters‘ın krizin yaklaşık dört haftasında harekete yakın kaynaklardan aktardığına göre, Hamas, Gazze Şeridi’nde uzun ve uzatmalı bir savaşa hazırlandı ve İsrail’in ilerlemesini düşmanını ateşkes yapmaya zorlamak için yeterli süre engelleyebileceğine inanıyor.
Hareket, son aylarda ‘silah, füze, gıda ve tıbbi malzeme stoklamaya’ odaklandı.
Ayrıca, binlerce savaşçısının, Gazze Şeridi’nin derinliklerinde kazılmış bir tünel şehrinde aylarca hayatta kalabileceğini ve yerleşim bölgelerindeki gerilla taktikleriyle İsrail kuvvetlerini şaşırtabileceğini umuyor.
Bu, Gazze Şeridi’ndeki mevcut savaşın uzun sürmesine işaret ediyor.
Gözlemcilere göre, Hamas, çatışmanın uzun sürmesinin, sivil kayıpların artması ve ateşkesin dayatılması ve müzakerelerde bir çözüme varılması olasılığıyla, İsrail’e uygulanacak etkili bir uluslararası baskı kampanyasına yol açacağına güveniyor.
Bu, silahlı grubun, binlerce Filistinli mahkumun serbest bırakılması karşılığında İsrailli rehinelerin serbest bırakılması gibi somut bir taviz alarak savaştan çıkabileceği anlamına geliyor.
Çaba ve hamleler sonuç vermedi
Gazze Şeridi’nde dört haftadır devam eden savaşta, diplomatik çabalar ya da BM ve uluslararası örgütlerin çağrıları, İsrail’in savaşa devam etme kararlılığı karşısında bir işe yaramadı.
ABD, genel olarak ateşkes için doğru zamanın henüz gelmediğini yineledi, ancak insani yardımların ulaştırılabilmesi için çatışmanın durdurulması gerektiğini söyledi.
Mısır, bu tür olaylarda genellikle kabul edilebilir bir arabulucu olarak görülür, ancak çabaları başarısız oldu ve bu konuda somut bir ilerleme kaydedilemedi.
Bu konuda somut sonuçlara yol açmayan en önemli siyasi ve diplomatik girişimler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerinin ateşkes kararı çıkarma girişimleriydi. Bu girişimler üç kez başarısız oldu.
Ayrıca, 21 Ekim 2023’te Mısır’ın ev sahipliği yaptığı ve Arap, Batılı ve ABD’li ülkelerin katılımıyla gerçekleşen barış zirvesinin, çıktıları hakkında ortak bir bildiri yayınlayamaması da dikkat çekti.
Bazıları, bunun Gazze Şeridi’ndeki savaşın gidişatı konusunda Arap ve Batılı tutumlar arasındaki büyük bir uçurumu yansıttığını düşünüyor.