Geleceğimiz Tehlikede: Çocuk İşçilik ve Bebek Ölümlerinde Korkutan Artış

Türkiye’de çocuk işçiliği ve bebek ölümleri tarihi zirvede. Bir yılda yaklaşık 1 milyon çocuk işgücünde, her 1000 bebekten 10’u ise yaşama tutunamıyor.

Eklenme Tarihi: 19 Nis 2025
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 19 Nis 2025
Geleceğimiz Tehlikede: Çocuk İşçilik ve Bebek Ölümlerinde Korkutan Artış

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2024 yılı “İstatistiklerle Çocuk” verileri, ülkedeki ekonomik kriz ve sosyal çöküşün en ağır yükünü çocukların omuzladığını bir kez daha gözler önüne serdi. Verilere göre, her dört çocuktan biri çalışmak zorunda kalırken, bebek ve beş yaş altı çocuk ölüm hızında da tehlikeli bir artış yaşandı.

15-17 yaş arası çocukların işgücüne katılım oranı, 2023 yılına göre 2,8 puan artarak yüzde 24,9’a ulaştı. 2024 itibariyle yaklaşık 1 milyon çocuk ya çalışıyor ya da iş arıyor. Bu çocukların 869 bini aktif olarak istihdam edilmiş durumda.

Cinsiyet temelli ayrım da dikkat çekici boyutta: Erkek çocuklarının yüzde 35,6’sı, kız çocuklarının ise yüzde 13,7’si işgücüne dahil. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, geçen yıl en az 71 çocuk işçi yaşamını yitirdi. Bu yılın sadece ilk üç ayında ise 16 çocuk işçi hayatını kaybetti.

Nisan ayında beş çocuk işçi, ihmaller sonucu çalışırken can verdi. Geri dönüşüm fabrikalarında, kum ocaklarında ve inşaatlarda yaşanan bu ölümler, çocukların hala okul sıralarında olması gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

Yenidoğan çetesine" ilişkin fezlekede bebek ölümlerine neden olan ihmaller sıralandı

Bir diğer çarpıcı veri ise bebek ve 5 yaş altı çocuk ölümleriyle ilgili. 2022’de binde 9,2 olan bebek ölüm hızı, 2023’te binde 10’a yükseldi. 5 yaş altı ölüm hızı ise 2022’de binde 11,2 iken 2023’te binde 14,5’e çıktı. Böylece bebek ve çocuk ölüm oranları 2016 seviyesinin bile üzerine çıktı.

Eğitimde ise tablo karmaşık. İlkokul tamamlama oranı yüzde 98,7 ile sabit kalsa da, ortaokul tamamlama oranı yüzde 96,5’e geriledi. Ortaöğretimde ise yüzde 81,2’ye yükseliş kaydedildi.

Maddi imkânsızlıklar, yoksul ailelerin çocuklarını temel gıdadan bile mahrum bırakırken, sistemin bu haliyle çocukları korumaktan çok uzak olduğu bir kez daha görüldü.