Napolyon Bonapart, aldığı kararlar ve eylemleriyle tarihin gidişatını belirleyen, ardında birçok tartışma ve ders bırakmış önemli bir devlet adamıydı. Başarısını açıklarken, “Büyük savaşların sırrı, doğru zamanda nasıl konsantre olunacağını bilmektir.” sözünü dile getirmişti.
Günümüzde modern bilim, Napolyon’un bu stratejik düşünce tarzını onaylıyor. Zaman yönetimi ve karar alma süreçleri üzerine yapılan araştırmalar, belirli anlarda odaklanmanın ve gereksiz şeyleri ertelemenin, başarıya ulaşmada kritik bir rol oynadığını gösteriyor.
Bu düşünceden yola çıkarak, “Napolyon Metodu” ya da “Napolyon Yaklaşımı” olarak bilinen Napolyon Tekniği kavramı ortaya çıktı. Bu yöntem, gereksiz veya aciliyeti düşük görevleri bilinçli bir şekilde erteleyerek enerjiyi ve dikkati en önemli işlere yönlendirmeyi amaçlıyor
Napolyon Tekniği Nedir?
Hayatımızın her alanında, her gün farklı taleplerle karşılaşıyoruz. Çoğu zaman çoklu görev yapma yeteneğimizin güçlü olduğuna inanırız, ancak gerçekte çoklu görev bir efsanedir. Uzmanlara göre, beyni aynı anda birden fazla görevi yapmaya zorlamak, onun tek bir konuya odaklanma ve dikkati sürdürme yeteneğini zayıflatır.
Aynı mantık alışkanlıklar için de geçerlidir. Hayatımızı değiştirmek isteyebiliriz, ancak bu sürece tek bir alışkanlıkla başlamak en doğru yoldur. Birden fazla yeni alışkanlığı aynı anda benimsemeye çalışmak, hepsinde başarısız olma olasılığımızı artırır.
Sonuçta beş spor dalında dünya çapında bir sporcu olamazsınız, aynı anda beş şirket kuramazsınız. Kaynaklarımız sınırlıdır ve enerjimizi belirli bir noktaya odakladığımızda başarıya ulaşma ihtimalimiz artar. İşte tam da bu noktada Napolyon Tekniği devreye girer.
Napolyon Tekniği, acil müdahale gerektirmeyen ve kendiliğinden çözülebilecek işleri bilinçli olarak ertelemeyi öneren bir üretkenlik metodudur. Bu teknik, gereksiz kararları bir kenara bırakıp gerçekten önemli olan konulara odaklanmayı teşvik eder.
Ertelemek, verimsizlik anlamına gelmez. Aksine, bazı durumlarda üretkenliği artırabilir. Her şeyin anında çözülmesi gerekmeyebilir. Bazen zamana bırakılan bir sorun, ek bir müdahaleye gerek kalmadan kendiliğinden ortadan kalkar. Bu yüzden, doğru zamanda doğru şeyleri yaparak enerjimizi daha kritik kararlar için saklamak, uzun vadede başarıya ulaşmamızı sağlar.
Napolyon Tekniğini Hayatımızda Nasıl Kullanabiliriz?
Zaman yönetimi, neredeyse herkesin geliştirmek istediği bir beceridir. Napolyon Bonapart’ın çalışma alışkanlıklarını incelediğimizde, onun bu konuda oldukça başarılı olduğunu görmek mümkündür.
Napolyon’un, tüm projelerini aynı anda yürütme yeteneği sıkça alıntılanan bir özelliğiydi. Hatta bunun için zihnini bölümlere ayırdığı bile söylenir. Ayrıca, sayılarla arası son derece iyiydi ve bu analitik düşünme yeteneği, karar alma süreçlerinde büyük rol oynadı. Tüm bu yeteneklerin birleşimi, onun başarılarının arka planını oluşturuyordu.
Napolyon, yazışmaların çoğunun zaman kaybı olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, gerçekten acil olmadıkça mektuplarını açmadan önce üç hafta bekleme alışkanlığıyla tanınırdı. Ona göre, birçok meselenin zaman içinde kendiliğinden çözülebileceği düşüncesi, enerjisini daha kritik konulara yönlendirmesine olanak tanıyordu.
Günümüzde mektupları açmamak gibi bir seçeneğimiz olmasa da, bu tekniği e-postalar ve mesajlar üzerinde uygulamak mümkündür. Bir yanıtı sadece 24 saat geciktirmek bile, çoğu küçük sorunun gönderen tarafından çözülmesine yetecek kadar uzun bir süre olacaktır.
Erteleme İki Ucu Keskin Kılıçtır
Napolyon Tekniği’nin arkasındaki temel fikir, değerli zaman ve enerjiyi koruyabilmek için şu anda (veya hiç) yapılması gerekmeyen şeyleri filtrelemektir. Ancak bu yaklaşımı benimserken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.
Bazı durumlarda işleri ertelemek olumsuz sonuçlara yol açar. Eğer bir görevin ertelenmesi büyük bir sorun yaratacaksa, bu teknikten kaçınılmalıdır. Bu nedenle, Napolyon Tekniği’nin genellikle küçük ve acil olmayan meseleler için uygulanması önerilmektedir.
Yazımızı son bir hatırlatma ile kapatalım. Yarın okulda ödevinizi teslim edemediğiniz de, ya da elinizdeki proje yetişmediğinde lütfen bu yazıyı bir neden olarak kullanmayınız. Bu yazıda önerilen erteleme ile erteleme alışkanlığına sahip olmak aynı şey değildir. Kendimize “her zaman yarın var” diyerek bir işi sonraya, o sonra geldikten sonra da bir sonraki sonraya geçmek ile Napolyon tekniğinin hiç bir ilgisi yoktur.
