Gergerlioğlu: Türkiye’de Adalet Yok! İnsanlar Tuvaletin Önünde Yerde Yatıyor!

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu mecliste yaptığı konuşmada cezaevinde yaşanan hukuksuzlukları anlattı.

Eklenme Tarihi: 15 Ara 2018
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Gergerlioğlu: Türkiye’de Adalet Yok! İnsanlar Tuvaletin Önünde Yerde Yatıyor!

HDP Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu Adalet Bakanlığının Bütçesi Üzerine TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Sayın “Abdulhamit Gül ’ün partisinin ve Bakanlığının isminde Adalet var ama Türkiye’de yok!” diyerek cezaevlerinde yaşanan hukuksuzları anlattı.

Gergerlioğlu’nun açıklamaları şu şekilde;

Sözlerim daha çok Sayın Adalet Bakanına yönelik olacaktır çünkü defalarca kendisine ulaşmaya çalışıyoruz ve ulaşamıyoruz. Şimdi bugün Mecliste bulduk ve dikkatle beni dinlemesini istiyorum.

Adalet Bakanı çok şanssız!

Kendisini çok şanslı bir bakan olarak görmüyorum çünkü adında "adalet" olan ama içinde adalet olmayan bir partinin üyesi, aynı zamanda adı "Adalet Bakanlığı" olan bir bakanlığın Bakanı ama yaptıklarıyla adaletsizlik yapan bir bakanlık maalesef. Niye mi? Bunu da ispat edeceğim.

İlettiğimiz şikayetlere cevap yok, Hamile tutuklular hala cezaevinde, HSK Şikayetimize cevap yok!

Şimdi, biz, Komisyonda da Sayın Adalet Bakanına birçok konuda şikâyetlerimizi ilettik. Aradan bir-bir buçuk ay geçti, sözlü cevap vermedi, yazılı cevap vermesi gerekirdi, yazılı da cevap vermedi. Biz ne sormuştuk? Hamile tutuklular var. Bunlarla ilgili... Hamile tutuklularla ilgili Hâkimler ve Savcılar Kuruluna başvurumuz vardı. 1 Ağustos’ta başvurmuşuz, üyesi bulunduğunuz Hakimler ve Savcılar Kurulundan tek bir cevap yok. Yasaya aykırı bir şekilde, hamile insanlar tutuklanıyor; 5275-Madde 16/4. Yani bu ülkede HSK bile bir soruya cevap vermeyecekse biz nereye gideceğiz? Siz de oranın üyesisiniz. Ayrıca, biz size daha önceden cezaevleriyle ilgili başvurularda bulunduk. 5275-Madde 16/4, oraya lütfen bakınız, hukukçusunuz.

Westminster Mahkemesine gönderilen belgeye bir cevap yok!

Ayrıca, bir başka skandal durum, geçen gün de yine Genel Kurulda gündeme getirdim. Sayın Bakan sizin bir icraatınız var, Londra adalet müşavirini görevden aldınız, biliyorsunuz. Pazartesi günü de size bunu yazılı soru önergesi olarak da sordum, lütfen cevaplayın. Çünkü bakın, bu belgeyi tekrar getirdim arkadaşlar, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Akın İpek davasında Westminster Mahkemesine bir belge göndermiş. Çok ciddi bir belge bu. Bakanlık dışında bir yerden çıkmaz. Antetiniz var, mührünüz var ve UYAP kodunuz var. Başka bir yerden çıkmaz bu. Ancak siz, Türkiye'de adil yargılanma olduğuna dair bu belgeyi gönderdiniz, Westminster hâkimi de bunu kabul etti ve siz, kabulden sonra Türkiye'de birçok kişinin tahliye ve beraat olacağını düşündüğünüz için bu belgeyi reddettiniz, dediniz ki: "Londra Adalet Müşaviri bunu WhatsApp'tan Westminster hâkimine göndermiş." Ya, bu nasıl bir ciddiyetsizliktir, gerçekten anlamak mümkün değil. Böyle bir belge, bu kadar ciddi, sadece Adalet Bakanlığından çıkabilecek bir belge WhatsApp'tan hâkime gönderilebilir mi?

2006 yılında 3 bin şüpheli vardı, şu anda 12 milyon şüpheli soruşturuluyor.

Değerli arkadaşlar, cumhuriyet savcılıklarında 2006 yılında 3 bin şüpheli vardı, şu anda -AK PARTİ Hükûmeti, 2018- 12 milyon şüpheli soruşturuluyor. Böyle bir ülke hâline geldik. Şu anda -biraz evvel de söyledim-

743 bebek 72 hamile ve emziren hanım yasaya aykırı bir şekilde hapishanelerde! Cezaevlerinde darp iddiaları, tek kişilik hücre, süngerli oda var!

743 bebek yasaya aykırı bir şekilde hapishanelerde. 72 hamile ve emziren hanım yasaya aykırı, hukuka aykırı bir şekilde cezaevlerinde. Yüzlerce kişi tek kişilik hücrelerde kalıyor. "Süngerli oda" denilen bir yer var, burada ne yapıldığı belli değil. Darp iddiaları var cezaevi görevlileri tarafından. Sağlık konusunda çok büyük ihmaller var.

Türkiye’ de adalet yok! İnsanlar tuvaletin önünde yerde yatıyor !

Şu anda, bakın, 50 bin fazlası olan cezaevlerini konuşuyoruz. 50 bin kişi fazla çünkü Türkiye'de adalet yok, düşünce özgürlüğünden faydalanmak isteyen herkes direkt cezaevine atılıyor. 50 bin fazlalık var ve cezaevlerinde sağlık sorunları had safhada. İnsanlar yerde yatıyor. Tuvaletin önünde yatan onlarca kişiyle konuştum. Bire bir takip ediyorum bunları.

Değerli arkadaşlar, kimi cezaevlerinde ranzaların 3'üncü katı çıkıyor, bundan haberiniz var mı? Artırılmış kapasitesi bin kişi Kandıra Cezaevinin. Ne kadar var? 1.500 kişi var. Bire bir birçok cezaevinin durumunu yakından takip ettiğim için, size, bakın, isimler de vereceğim.

Hastaneye geç sevkler yapılıyor! Sağlığa erişim cezaevinde neredeyse imkansız! Adalet Bakanlığı kadrosunda sadece 8 doktor var!

Geç sevkler yapılıyor. İnsanlar defalarca sevk istiyor ve sevkler geciktiriliyor. Malatya Cezaevinde Medeni Arifoğlu, karaciğer nakilli, günde 19 tane ilaç kullanan bir hasta geç sevk edildi, apandisiti patladığı ancak yoğun bakımlık olduğu sırada anlaşıldı, bir-bir buçuk ayda zor bela kurtuldu. Şu anda böbrek kanseri bu insan ve Malatya Cezaevinden mahkûm koğuşu yok diye Turgut Özal Tıp Merkezine sevk edilemedi çünkü "Mahkûm koğuşu yok." deniliyor. O çok ağır bir hasta, bir an evvel ameliyat olması gerekiyor ancak bu sefer de kalkıldı Malatya'dan Adana'ya gönderildi. O kadar bir skandal ki, o kadar bir sorumsuzluk ki gönderdiği hastanede de mahkûm koğuşu olmadığını bilmiyor, Balcalı Hastanesinde de yok. Türkiye'de, gerçekten, hastanelerde mahkûm koğuşu çok az var; Ankara'da 1 tane var ve birçok tıp fakültesinde yok değerli arkadaşlar. Adalet Bakanlığı kadrosuna bağlı ancak 8 doktor var, 471 doktorun 463'ü dışarıdan -taşıma suyla- geliyor.

Deniz Hakan Şen, 45 defa dilekçe verdi ve sevke ulaşamadı, 45'inci sevkte hastaneye gittiği zaman mide kanseri olduğunu öğrendi. Nesrin Gençosman çok basit, tedavi edilebilir bir hastalıktan maalesef vefat etti, geç sevkten dolayı.

Haberleşeme gasbı, yeni eşya dayatması, pahalı kantinler, ailenin yanına nakil olamama, cezaevine su vermeme, kaloriferler yanmıyor, karı koca tutukluluk dolayısıyla mağdur çocuklar… daha neler neler!

Yine, haberleşme gasbı var, birçok mektup zamanında ulaşmıyor veyahut da geri iade ediliyor. Yeni eşya dayatması var; insanlar evlerindeki elbiseyi değil, ancak mağazadan getirdikleri elbiseyi cezaevine sokabiliyorlar. 3 kat fazla pahalı kantinler var maalesef.

Nakiller çok büyük bir problem. Belki kötü niyetle belki yetersizlikten çünkü 50 bin tane fazlalık var ve uzak illere, uzak başka bir ildeki cezaevine insanlar gitmek zorunda kalıyor ve bundan dolayı çok büyük mağduriyetler yaşanıyor. Yine, bu yıl Türkiye Cumhuriyeti tarihinin nakiller sırasında trafik kazalarının en çok olduğu yıl oldu ve en çok insanın öldüğü bir yıl oldu maalesef. Daha üç dört gün önce 5 kişilik bir aile trafik kazası geçirdi ve 4'ü vefat etti değerli arkadaşlar.

Sivas Cezaevinde bu yazın yirmi üç buçuk saat sular verilmedi şikâyet ettik soru önergesiyle, soruşturma açıldı, ancak o zaman bitti. Şu anda da birçok cezaevini takip ediyorum, soğuktan, kaloriferlerin yanmadığından şikâyetçi olan Bünyan, Patnos ve verebileceğim birçok isim var; şikayetçiler değerli arkadaşlar. Ve yine, en son da karı-koca çok tutuklu var, yüzlerce çocuk şu anda ortalıkta değerli arkadaşlar. Bu insani bir durum, buna bir çözüm bulunması lazım. Artık bunun adalet açısından çözümü nedir, sizlere sunuyorum.