İktidara geleceği düşünülen İtalya’nın aşırı sağ partileri, göçmen karşıtı söylemleri ve vaatleri seçim kampanyalarının merkezine yerleştirdi.
25 Eylül’de erken seçim için sandığa gidecek olan ülkede; İtalya’nın Kardeşleri Partisinin lideri Giorgia Meloni ve Lig Partisi lideri Matteo Salvini, kendilerini iktidara taşıyacak gibi görünen ve önceliğin İtalyanlara ait olduğunu savunan bir seçim kampanyası yürütüyor. Kitlesel göçü sona erdirme vaadi, parti programlarının merkezinde yer alıyor.
Salvini, Düzensiz Göç Rotası Olan Lampedusa Adası’ndaydı
Salvini’nin ilk kampanya duraklarından biri, her yıl Kuzey Afrika’dan İtalya kıyılarına ulaşan on binlerce göçmenin başlıca varış noktası olan Lampedusa Adası’ydı. Salvini, Lampedusa’nın “Avrupa’nın mülteci kampı” olamayacağını söyledi.
18 Eylül’de Lig Partisinin düzenlediği bir mitingde yaptığı konuşmada “İtalya’ya sadece izinli olanlar girmeli” demişti.
Sandıktan birinci parti çıkacağı tahmin edilen İtalya’nın Kardeşleri lideri Meloni ise, çatışmalardan kaçan insanlar ile düzensiz ekonomik göçmenler arasında ayrım yaptığında ısrar ediyor. Meloni, ancak, geçtiğimiz ay bir İtalyan kasabasında bir sığınmacı tarafından tecavüze uğradığı iddia edilen kadının videosunu yeniden paylaştığı için eleştirilere maruz kaldı ve video daha sonra sosyal medya ağlarındaki kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle kaldırıldı.
Konuyla ilgili ülke basınına konuşan Milano Üniversitesinden sosyolog Maurizio Ambrosini, “Ne yazık ki siyasi tartışmalarımız göçmenleri karaya çıkışlarıyla ilişkilendiriyor… Bu durum İtalya’da gerçek göçmen sayısı on yıldır sabit olmasına rağmen, büyük bir göç akını olduğu fikrini yaratıyor.” sözleriyle bu tartışmayı yorumladı.
İtalya’da Halk Göç Hakkında Ne Düşünüyor?
Peki, siyasi liderlerin göçe dair bu görüşleri İtalyan halkında ne derecede karşılık buluyor? YouGov’un Aralık 2021’de Avrupa genelinde yaptığı bir ankete göre İtalya’da halkın yüzde 77’si göç seviyelerinin “çok yüksek” olduğunu söylüyor . Bu oran Avrupa Birliği genel ortalamasının 10 puan yukarısında.
Halkın göçe dair en başta sahip olduğu çekince, suç oranlarının artacağına dair duydukları korkudan kaynaklanıyor. Ankete katılan İtalyanların yaklaşık yüzde 53’ü bu endişeyi dile getirirken, bu oran İtalya’nın Kardeşleri seçmenleri arasında yüzde 76 ve Lig seçmenleri arasındaysa yüzde 67 seviyelerine çıkıyor.
Bu hissiyata karşın; Ambrosini, merkez ve merkez sol partilerin göçmenleri İtalyan ekonomisi için bir kaynak olarak gördüğünü; ancak bunu seçmenlerine açıklamakta zorluk çektiklerini belirtti:
“Çünkü bu popüler olmayan bir konu ve tartışmayı herkes için anlaşılabilir olacak dışlama ve düşmanlık çizgisine çekmek daha kolay.”
Ülkede yapılan kamuoyu araştırmaları, göç konusunun İtalyanların görece daha düşük olan alım güçlerini daha da zorlayan yüksek enflasyondan daha az endişeye yol açtığını belirtiyor.
İtalya’nın Ekonomisi Göçe Bağımlı mı?
Öte yandan göçmenler, resmî verilere göre azalan doğum oranı nedeniyle önümüzdeki 50 yıl içinde nüfusunun yüzde 20’sinden fazlasını kaybedebilecek olan İtalya için önemli bir ekonomik potansiyel. Doğum oranlarındaki düşüşe nüfusun genel yaşlanması da eşlik ediyor.
İtalya’nın ulusal istatistik kurumu ISTAT, 2021’de yayınladığı bir raporda bu düşüş eğiliminin iş gücü arzı üzerindeki sonuçları ve ülkenin emeklilik ve sağlık sistemini finanse etmek için karşılaşacağı sıkıntılar konusunda uyarıda bulunmuştu.
İş gücü piyasası, özellikle tarım, inşaat, ev hizmetleri ve otelcilik gibi düşük vasıflı işler için hâlihazırda büyük ölçüde göçe bağımlı durumda. İtalya’da yaklaşık 2 milyon 500 bin hacminde olan yasal göçmenler, iş gücünün yüzde 10’undan fazlasını oluşturuyor.
İtalya’nın göçe bağımlılığı, Kovid-19 salgını sırasında -tarım ürünlerinin tarlalarda çürümesi riski ortaya çıktığında- üreticilerin Romanya ve Fas’tan mevsimlik işçi getirme planları yaptığı zaman ortaya çıkmıştı.
18 Eylül’deki mitinginde Salvini, birçok İtalyan köyünün boşalmasını durdurmak için kendi çözümünü sundu:
“Köyleri yeniden doldurmak için göçmenlere ihtiyacımız yok. İtalyanların daha az vergi ödemesini sağlayalım ve bu küçük yerleri nasıl yeniden doldurduklarını görün.”
Ambrosini ise göçün, demografinin ve ekonominin kesişimindeki bu karmaşık konuların, basit seçim kampanyası sloganlarına dönüştürülmemesi gerektiği fikrinde.