Amerika Birleşik Devletleri Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA'in hapishanelerinde ve Guantanamo'daki tutuklulara uyguladığı sorgulama taktikleri mahkumlar üzerinde ömür boyu kalıcı hasarlara sebep oluyor.
Sorgu sırasında maruz kaldıkları dayak, zorla uykusuz bırakılma ve diğer işkence taktikleri sonrasında mahkumlar hiçbir gerekçe göstermeksizin aylarca süren tutukluluk sürelerinin ardından serbest bırakıldıklarında normal yaşamlarına devam edemiyor, kalıcı ruh sağlığı problemleri ile mücadele etmek zorunda kalıyor.
Bugün Slovakyalı Hüseyin el-Marfadi karanlık bir hücrede bir dizi köpeğin saldırısı altında bırakılarak işkence edilmesini karşılığında kalıcı başağrısı ve uyku bozukluğu yaşıyor.
12 yıl tutuklu olarak hapsedildikten sonra hiç bir açıklama yapılmadan serbest bırakılan Kazakistanlı Lütfi bin Ali ise bir kuyunun dibinde olduğunu gördüğü boğucu kabuslarla savaşıyor.
"Geleceğimi kaybettim!" diyen yakın zamanda salıverilen Guantanamo tutsağı El Gherissi 13 yıl süren işkencelerin ardından bugün sırt ağrıları, yürüme zorluğu, görme kaybı yaşıyor.
Libyalı Majid Mokhtar Sasy el-Maghrebi ise CIA tarafından tutulduğu hapishanede kulakları sağır eden müzik yüzünden bugün öfke kontrolü sıkıntısı yaşadığını söylüyor.
Tanzanyalı bir işadamı olan Muahmmed Salih el-Esad gözaltında tutulduğu sırada sorgulama esnasında yaşadıklarının ardından, hiçbir açıklama yapılmadan evine gönderildi. Ancak Faslı işadamı eve döndüğünden bu yana çocuk bezi ile yaşamaya devam ediyor.
Guantanamo'dan çıkan Faslı Younous Chekkouri ise " Artık normal biri değilim. Bir tür depresyon yaşıyorum. Kalabalıklar içinde her yerde Guantanamolu gardiyanları görüyorum" diyor.
CIA'in geliştirilmiş sorgulama programı adı altında uyguladığı taktiklere maruz kalanların yarısından fazlası psikiyatrik sorunlarla mücadele etmeye devam ediyor.
Paranoya, depresyon ya da psikoz teşhisleri konan mahkumlar en hafif şiddetin uykusuz bırakılarak tabut benzeri kutularda kilitlenerek buzlu su dolu torbaların üzerlerine boca edilmesi olduğunu anlatıyor.
Ulusal Güvenlik danışmanı Ben Rhodes, uygulanan bu sorgulama taktiklerinin Amerikalıların iddia ettiği değerleri ile tamamen tutarsız eylemler olduğunu söyleyerek, "Ülke olarak onların üzerine kalıcı sorunlar bırakılıyor" dedi.
2002 yılında dünyanın farklı ülkelerinde gizli sorgu üsleri açmaya başlayan CIA, aynı dönemde "ileri sorgulama teknikleri" programını başlatmış, ancak 2006 yılında ABD Yüksek Mahkemesi'nin programın sorgu yöntemleriyle ilgili aldığı olumsuz kararın ardından söz konusu üsleri kapatmaya başlamıştı.
2014 yılının Aralık ayında ABD Senatosu İstihbarat Komitesi tarafından yayımlanan 500 sayfalık "CIA işkence raporu" kamuoyunda büyük tartışmalara neden olmuş, istihbarat teşkilatı kullandığı işkence yöntemleri sebebiyle ciddi tepki toplamıştı.