Günde yaklaşık 18 bin çocuk hayatını kaybediyor

Geri kalmış ülkelerde dünyaya gelen milyonlarca çocuk, "20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü"ne açlık, gıda eksikliği, eğitimsizlik, şiddet dolu bir ortamda giriyor.

Eklenme Tarihi: 19 Kas 2016
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Günde yaklaşık 18 bin çocuk hayatını kaybediyor

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Uluslararası Af Örgütü gibi kurumların raporlarına göre, dünya genelinde milyonlarca çocuk, "20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü"ne savaş başta olmak çeşitli nedenlerden dolayı açlık, gıda eksikliği, eğitimsizlik, şiddet dolu bir ortamda giriyor.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek amacıyla 20 Kasım 1989'da "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme" imzalandı. Bu kapsamda söz konusu tarih, dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla "Dünya Çocuk Hakları Günü" olarak kabul edildi.

Tüm iyi niyetli çabalara rağmen dünyanın geleceği çocuklar, geleceğe pek de umutlu bakamıyor. Özellikle geri kalmış ülkelerdeki çocuklar, çalışmaların ardından bazı alanlarda eskisinden daha iyi durumda olsa da göç, kısıtlı beslenme, eğitim ve sağlık imkanları, açlık, şiddet, cinsel istismar gibi hayatlarının baharında omuzlarına yüklenmiş ağır sorunlarla ayakta kalmaya çalışıyor.

50 MİLYON ÇOCUK GÖÇMEN KONUMUNDA

Gelişmemiş ülkelerdeki çocuklar, hiçbir sorumlulukları olmamasına rağmen savaş, çatışma, iklim değişikliği ve yoksulluk gibi sorunları en çok yüklenen kesim olarak dikkati çekiyor.

Raporlara göre çocuk mülteci sayısı sadece 10 yıl içinde 2 kat arttı. Özellikle Suriye ve Irak'ta son dönemde yaşananların bunda büyük etkisi bulunuyor. Dünyada yaklaşık 50 milyon çocuk, kendi ülkelerinin sınırları dışına göç etmiş ya da zorla yerlerinden edilmiş şekilde hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Doğuştan hakları olan temel hakları doğar doğmaz kaybetmek zorunda kalıp, hayata "göçmen" ya da "mülteci" olarak merhaba diyen bu çocukların yaklaşık 28 milyonu şiddet ve güvensizlik nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalanlardan oluşuyor.

Hayatta kalmak için çok erkenden yollara düşen çocuklar, bu sefer de istismar başta olmak üzere çeşitli olumsuzluklarla karşılaşma riski altında hayatlarını sürdürmek zorunda kalıyor.

Çocuklar, çoğu zaman insan kaçakçılığı yapanlara bağımlı olduklarından, insan tacirleri ve diğer suç örgütlerinin eline kolaylıkla düşebiliyor. Söz konusu çocukların bir kısmı, Suriye'deki savaştan kaçıp, Yunanistan'a geçme umuduyla bindiği botun batması sonucu cansız bedeni kıyıya vuran Aylan bebek gibi umuda yolculukta hayata veda ediyor.

Sadece geçen yıl yaklaşık 41 milyon kişi kendi ülkelerindeki şiddet ve çatışmalardan dolayı yerlerinden edilirken, bu kişilerin yaklaşık 17 milyonunu çocuklar oluşturuyor. Bunların üçte biri de Suriye, Irak ve Yemen gibi iç savaşın yaşandığı ülkelerden oluşuyor.

GÜNDE 18 BİN ÇOCUK HAYATINI KAYBEDİYOR

Söz konusu olumsuzluklar nedeniyle dünyada her gün 5 yaş altı yaklaşık 18 bin çocuk, önlenebilir nedenlerden hayatını kaybediyor. Bunların önemli bölümünü yoksulluk ya da coğrafi nedenlerden dolayı hizmetlere ulaşamayan yerlerde yaşayanlar oluşturuyor. Dünya genelinde de yaklaşık 165 milyon yetim bulunuyor.

İstatistiklere göre dünya üzerinde 5-14 yaş grubu arasında 250 milyon çocuk işçi var. Bunların büyük çoğunluğu okula devam edemiyor. Yaklaşık 124 milyon çocuk, ilkokul ve ortaöğretimin ilk kademesine devam edemezken, ilkokulu bitiren her 5 çocuktan 2'si de okuma-yazma ve basit aritmetik işlemleri öğrenememiş durumda bulunuyor. Ayrıca kız çocukların yüzde 11'i, 15 yaşına gelmeden evlendiriliyor.

Bugünkü şartların böyle devam etmesi durumunda 2030'a kadar çoğu önlenebilir hastalıklardan 69 milyon çocuğun hayatını kaybetmiş, 167 milyon çocuğun yoksulluk içinde yaşıyor, 750 milyon kadının ise henüz çocuk yaşta evlenmiş olacağı tahmin ediliyor.