Yüce Allah’ın sözü gerçektir. Kesinlikle günü gelecek, bunda şüphe yok. Bir gün kesinlikle gerçekleşecek, boşa çıkması söz konusu değil. O’nun sözü gerçektir ve gerçek kesinlikle ortaya çıkar. O ne kaybolur, ne geçersizliğe uğrar, ne havaya gider, ne hedefinden sapar. Fakat dünya hayatı aldatıcı ve ayartıcıdır:
“Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın.”
Ayrıca şeytanın işi-gücü de sizi kışkırtıp baştan çıkarmaktır. Onun size zarar vermesine fırsat vermeyiniz;
“Sakın şeytan sizi Allah’ın affına güvendirerek ayartmasın.”
Şeytan sizin düşmanınız olduğunu ve bu düşmanlığında ısrarlı olduğunu açıkça ilân etmiştir. O halde;
“Onu siz de düşman tutunuz.”
Ona yanaşmayız, onun telkinlerini iyiliğinize sanmayınız, onun izinden gitmeyiniz. Çünkü aklı başında insan düşmanın peşinden gitmez. O sizi iyiliğe çağırmaz, sizi kurtuluşa erdirmez:
O taraftarlarını cehennemliklerden olmaya sürükler.
Bu gerçekçi bir psikolojik dokunuştur. Çünkü insan ezeli düşmanı şeytan ile arasındaki bitimsiz savaşı göz önüne getirince tüm gücü ile ve tüm uyanıklığı ile dikkat kesilir; kendini savunma, özünü koruma içgüdüsü harekete geçer. Tüm dikkati ile şeytanın ayartma ve baştan çıkarma girişimlerine karşı koyar. Şeytanın kalbine girerken kullanabileceği kanalları yoklar. Her türlü iç fısıltıya karşı kulak kesilir. Bütün bunları hemen yüce Allah’ın şeytan tuzaklarını tanımaya ilişkin ölçülerine vurmaya koşar. İçinde beliren dürtüler belki de düşmanının gizli manevralarıdır diye düşünür.