Abdullah Yolcu yazdı…
Kur’ân-ı Kerim’de Rabbimizin üzerine yemin ettiği Zilhicce ayının ilk on gecesini-gündüzünü de içeren “Hac mevsimi” ümmete hayırlar getirsin.
İmkânı olan müminlere farz kılınan (Âl-i İmran, 3/97) hac ibadetini, Peygamberimiz (s.a.) Zilhicce’nin ilk on gününde ifa etmiş; Rabbimizin “Biz her ümmet için bir kurban kesme ibadeti koyduk…” (Hac, 22/34); “O halde, Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” (Kevser, 108/2) talimatları gereği de 10-11-12-13 Zilhicce’de kurban kesmiştir.
“…Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Beytullah’ı haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerindeki hakkıdır…” (Âl-i İmran, 3/97); “Haccı ve umreyi Allah için tam yapın… Hac bilinen aylardadır…” (Bakara, 2/196-197) hükmüne göre Resulullah (s.a), “bilinen aylar”ı Şevval ve Zilkade ayları ile Zilhicce’nin ilk on günü olarak belirlemiş (bu döneme “hac mevsimi” denmiş); Hicretin 9. yılı Zilhicce ayında Ebubekir’i (r.a.) hac emiri seçip 300 kişiyle Mekke’ye göndermiş; ertesi yıl da kendisi (s.a.) “Vedâ haccı” denilen hayatının ilk ve son haccını ifa etmek üzere Zilhicce’nin 4. günü yüz bin küsur ashabıyla Mekke’ye gelmiştir. 5-6-7 Zilhicce’de Kudüm Tavafı ve Safa ile Merve arasında sa’y yaptıktan sonra, 8 Zilhicce’de Mina’da konaklayan Efendimiz, 9 Zilhicce’de Arafat’ta vakfe yapmış, burada Veda Hutbesini okumuş, sonra gurup vakti Müzdelife’ye inip Meş’ar-i Haram’da dinlenmiştir. 10 Zilhicce sabahı Akabe’de cemresini atıp (şeytan taşlayıp) Mina’da hutbe okuduktan sonra kurban kesip tıraş olarak ihramdan çıkmış, Kâbe’ye gelip Ziyaret Tavafı yapmış, 11-12-13 Zilhicce’de Mina’ya gelip cemreleri tamamlamıştır. 14 Zilhicce’de sabah namazı öncesi Veda Tavafı yapan Efendimiz (s.a.) hac ibadetini bitirip Medine’ye dönmüştür (Kur’ân Yolu tefsiri).
Fecr suresinin 2. ayetinde üzerine yemin edilen “leyâlin aşrin” (on gece) ifadesine gelince; bununla Zilhicce’nin ilk on gecesi (ve gündüzünün) kastedildiği rivayeti ağırlıklıdır: “Andolsun şafağa, on geceye, çifte ve teke, akıp gittiği vakit geceye! Bunlarda akıl sahibi için yemin yok mu?” (Fecr, 89/1-5)
“Biz Mûsâ ile otuz gece için sözleştik; sonra bunu, on (gece) daha ekleyip kırk geceye tamamladık.” (A’raf, 7/142) ayetindeki “on (gece)” ile de Zilhicce’nin ilk on gecesinin kastedildiği söylenmiştir.
Peygamberimiz (s.a.), Zilhicce’nin ilk on gününü-gecesini övmüştür. Bazı hadislerde Zilhicce’nin ilk on günü tutulan oruçların ve yapılan ibadetlerin diğer günlerdekinden daha faziletli ve Allah’a daha sevgili olduğu; tutulan (her bir) orucun, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmenin de Kadir gecesini ihya etmeye bedel olduğu (Tirmizi, Savm 51; Darimi, Savm 52; İbn Mace, Sıyam 39) müjdelenmiştir.
Resulullah (s.a.) ayrıca Terviye günü ve bilhassa Arafe günü oruç tutup dua ve zikirde bulunmanın faziletini vurgulamıştır (Arafe bayramdan önceki, Terviye ise Arafe’den önceki gündür): “Arafe gününden daha çok Allah’ın cehennem ateşinden insanları azat ettiği bir gün yoktur.” “Arafe günü tutulan orucun bundan önce ve sonra birer yıllık günahları örteceği Allah’tan umulur.” (Müslim, Sıyâm 196, 197).
Hafsa (r.anhâ) annemiz, Efendimizin (s.a) dört şeyi terk etmediğini söyler: “Aşure günü orucu, Zilhicce’nin on günü orucu, her ay üç gün orucu ve sabahın iki rekât sünneti.” (Râmuzü’l-Ehâdîs, 557/4)
Zilhicce’nin ilk dokuz günü oruç tutmak müstehaptır; onuncu gün ise Kurban Bayramının ilk günü olduğundan oruç tutulmaz. Bugünlerde tesbîh (Sübhanallah), tahmîd (Elhamdülillah), tehlîl (Lâ ilâhe illallah) ve tekbirin (Allahuekber) çoğaltılması tavsiye edilmiştir. İmam Malik’in Muvatta’ında ‘Hac’ bölümündeki bir hadiste, Arafe günü dua edip “Lâ-ilâhe illallahu vahdehû lâ-şerîke leh” sözünü tekrarlamanın en faziletli amel olduğu; Müslim ‘Hac’ bölümünde ise o gün Allah’ın af ve bağışının çoğaldığı vurgulanmıştır. Ayrıca arafe günü sabah namazından itibaren bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, farz namazların ardından birer defa “Allahuekber Allahuekber, lâ-ilâhe illallahu v’allahuekber. Allahuekber ve lillahi’l-hamd” demek vaciptir.
İçinde bulunduğumuz Zilhicce günleri ve gecelerinde müminlerin ifa etmekte oldukları hac ve kurban dâhil bütün ibadetlerin, dua ve zikirlerin kabulü niyazı ile…