Bu yıl ülkemizden kutsal topraklara gidecek 59 bin 200 hacı adayının heyecanlı yolculuğu sürüyor. Ancak yıllardır gitmeyi bekleyen 1 milyon 200 binden fazla hacı adayının umutları ise her geçen gün biraz daha tükeniyor. Suudi Arabistan'ın Kâbe-i Muazzama ve çevresinde yaptığı düzenlemeler sebebiyle 3 yıldır hac için yeni müracaatlar alınmadığını hatta mevcut kotanın da yüzde 20 düşürüldüğünü açıklayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş, “Mevcut tablo hepimizi derinden yaralıyor. Yaşlı amcalar, teyzeler her fırsatta dile getirdikleri hacca gitme istediği karşısında çaresiz kalıyoruz. Gönül ister ki bütün kotalar kalksın. Ancak mevcut şartlarda bu mümkün görünmüyor” dedi. Türkiye gibi diğer İslâm ülkelerinde de yığılmalar olduğunun altını çizen Dr. Ekrem Keleş, Malezya'da hac için sıra verildiğini yeni kayıt olan birinin 55 yıl sonraya hak kazandığını belirterek, “Bu yüzden yeni doğan her çocuk ailesi tarafından kayıt yaptırılıyor. Bizde ise kayıt olan kardeşlerimiz kuraya giriyor. Beklediği her yıl için bir kura hakkı daha tanınıyor. Böylece insanlarımızın hac umudunu canlı tutuyoruz. Şu anda bekleyenleri sıraya koysak, hiç yeni kayıt almasak mevcut sayı ancak 15 yılda erir. Biz sıra sistemi yapamayız. 50-60 yaşına gelmiş bir kardeşimize sen 20 yıl sonra hacca gidebilirsin diyemeyiz. Uyguladığımız sistemi çok araştırdık. Bundan daha iyisini bulamadık. Bu yıl 2007'de müracaat eden 45 bin adayı kurasız olarak aldık geriye kalan 14 bin ise kura ile belirlendi. Seneye tekrar yeni müracaat alacağız. Şu anda hac için sıra bekleyen 1 milyon 200 binden fazla aday var. Bekleyenlerle birlikte sayı 2 milyonu aşacak” şeklinde konuştu. Bu yıl Suudi Arabistan'ın İslâm ülkelerine 1 milyon 800 bin, kendi vatandaşlarına ise yüzde 50 kota uygulayarak 500 bin kontenjan verdiğini anlatan Dr. Ekrem Keleş, her yıl yaşanan kaçak hac olayının ise bir türlü önüne geçilemediğini kaydetti. Her kafileye bir bayan bir erkek din görevlisi verildiğini aktaran Dr. Keleş, “İnsanlarımız ömründe bir kere farz ibadet yapabilmek için o topraklara gidiyor. Hem de milyonlarca kişinin arasından Allah'ın davetlisi olarak gidiyor. Onlardan kâr etmeyi hiç düşünmedik. Onları rahat ettirmek bizim Diyanet olarak görevimiz, kul olarak da vazifemiz. Hacı adaylarımız da gitmeden önce biraz hazırlık yapıp, haccın bilincine ulaşırlarsa orada ibadetlerini daha bilinçli yaparlar” dedi. Hac bedellerinin yüksek olduğu şeklindeki yaklaşımın doğru olmadığını, hacı adayından alınan paranın tamamının hacı adaylarına harcandığını öne süren Dr. Keleş, 5 yıldır fiyatların artırılmadığını, ancak ulaşım ve konaklamanın ciddi bir yekün teşkil ettiğini söyledi.