Uğur, "Eğer 'kontrollü darbe yalanı'nı dolaşıma sokan FETÖ çetesi ve onun CHP'deki kuyruklarının yürüttüğü spekülasyonun son bulması isteniyorsa Hakan Fidan'ın bir karar vermesi gerek" dedi.
Uğur'un yazısından bir bölüm şöyle;
"Ben şunu merak ediyorum. Sayın MİT Müsteşarı 'Çok acil bir durum var, Genelkurmay Başkanı'mızla (Hulusi Akar) birlikteyiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız (Recep Tayyip Erdoğan) ile mutlaka ve hemen görüşmemiz gerekiyor' dese, acaba ulaşamaz mıydı?
Fidan saat 20.20'de Akar'ın yanından ayrılıyor. Aracındayken yeniden arayamaz mıydı?
Şimdi böyle soruları ortaya atıyoruz diye kimse kızmasın.
Çünkü o saatlere dair bazı belirsiz noktalar kaldıkça ve suskunluk devam ettikçe, FETÖ ve CHP'nin birlikte dillendirdiği 'kontrollü darbe yalanı' daha da besleniyor. Ama bu yalan bizim bu tartışmayı yapmamızı engellememeli. Kafamızdaki tüm soruları sorabilmeliyiz."
'KARARIN NE OLDUĞUNU BEN SÖYLEYECEK DEĞİLİM'
"Öyle ya. Eski Başbakan erken saatte sığınağa gönderiliyor. Cari Başbakan Binali Yıldırım olayı vatandaşlarla birlikte öğreniyor, telaşla aradığında da ona günün gelişen olaylarını aktarıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sonradan açıkladığı üzere darbe girişiminden eniştesi sayesinde haberdar oluyor.
Eğer 'kontrollü darbe yalanı'nı dolaşıma sokan FETÖ çetesi ve onun CHP'deki kuyruklarının yürüttüğü spekülasyonun son bulması isteniyorsa Hakan Fidan'ın bir karar vermesi gerek.
O kararın ne olabileceğini ben söyleyecek değilim şüphesiz ama kamuoyu acaba bir özeleştiriyi de hak etmiyor mu en azından?