Forum Programı ilk olarak Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı akabinde ilahi ve marşlarıyla Grup Furkan sahnede yer aldı. Program erkek ve bayanlar tarafından yoğun ilgi gördü.
Ön programın akabinde Alparslan Kuytul Hocaefendi, söyleşilerini yapmak üzere Öncü Nesil Seninle sloganlarıyla sahnede yerini aldı.
Alparslan Kuytul Hocaefendi sunucuların soruları ile 29-05-2016 Pazar günü İskenderun’da gerçekleştirilen basın açıklaması üzerine değerlendirmelerde bulundu.
"Kur'an, kendinden başka nizama razı olmayan bir kitaptır. Demokrasiyi ve laikliği bu yüzden reddediyorum."
Söyleşi içeriğinde İskenderun’da yaşanan olayları anlatan sinevizyon gösterimi yer aldı.
Ara ara kısa videolarla olayın olduğu günün hatırlandığı programda, yaşanan olaylarda zarar görenler yaşadıklarını ve duygularını anlattı.
Hocaefendi sorulan sorulara verdiği bir cevapta; “Bizim konferans yapmamızı istemeyen hükümettir, engellemek için ise komik bahaneler üretiyorlar. İskenderun'daki bir bayan muhtarın bizim hakkımızda söylediği sözler de, hükümetin bize söylediği bahanelerden sadece birisi...
Konferansımızı iptal etmelerine gösterdikleri bir bahane ise "sizin İskenderun'da güvenliğinizi sağlayamayız" sözü idi. Bizi, ilçe giriş ve çıkışlarında bekleyen güvenlik güçleri konferansımıza gelseydi, zaten hiçbir olay olmazdı” dedi.
Program Pazar günü olayları yaşayan kişilerin gerek sözlü gerek fiili gördükleri zulmü anlatmalarıyla devam etti.
İlk olarak Hatay Dörtyol’da yaşayan bir Furkan Hareketi mensubu konuştu. Ve başından geçenleri şöyle anlattı;
“ Ziyaretimize gelen misafirlerimizle beraber kahvaltı yapıyorduk, bir anda bulunduğumuz yer polis tarafından basıldı. Ve araçlarımızın da bağlanacağı söylendi. Yaşanan arbede sonucu beni karga tulumba içeri attılar. Birkaç soru sorup bıraktılar. Yine bir grup arkadaşın polis tarafından durdurulduğunu gördüm. İçerisinde yaşlı yürüyemeyen bir bayan vardı. Araçlar bağlandı. Hemen ardından evime baskın düzenlendi. Ve tıpkı bir terörist muamelesiyle misafirlerimiz evimden polisler eşliğinde il dışına çıkarıldı.”
Sonrasında mikrofon bayanlara uzatıldı;
“Hafızalarımızdan silinmeyecek bir gündü. Sabahın erken saatlerinde bütün kardeşlerimiz teker teker arayıp araçlarının bağlandığını söyledi. Bunu ardından şehirlerarası otobüslere bindiklerini ve polisin o otobüsleri de durdurup yalnızca bizim arkadaşlarımızı indirdiklerini söylediler. Bizzat ben ve eşimin bulunduğu özel aracımızı durdurup siz Furkan’dansınız deyip aracımızı didik didik aradılar öyle ki oturduğumuz yerin paspaslarını bile kaldırıp baktılar. Yılmadık mücadele ettik. O gün Akp için bir kara leke olarak kaldı. Ve öncü nesil için izzet günü oldu.”
Adana’dan erkek bir katılımcı: “…Ardından valiliğin kararıyla engellendiği söyleniyor. Bırakın başka araçlarla gidelim yürüyerek gidelim dedik bırakmadılar. Polis nezaretinde il dışına çıkarıldık. Başka bir çevirmede beni araçtan indirip zorla hakaret ederek arkadan kelepçe taktılar. Özellikle beni tahrik etmek için küfrettiler. Kendileri suçlu oldukları halde bizden şikâyetçi oldular. Ve bilerek saatlerce bizi orada tuttular bir saatte verilebilecek ifade altı saate kadar uzatıldı. Bize resmen zulüm edildi. Terörist muamelesi yapıldı. Bizim orada Hocamıza cemaatimize olan bağlılığımızı sindirmek istediler ama başarılı olamadılar.”
Yine bayanlardan bir kimsenin katılımıyla devam etti;
Aracımız 14-15 yaşında kız öğrencilerin bulunduğu bir araçtı. Yola çıktık. Güvenlik noktasında aracımız durduruldu ve geri çevrildik. Daha sonra kardeşlerimizi tomaların hedef aldığını gördük. Silahları genç kızlara çevirmişlerdi. Bizi oradan zorla geri gönderdiler. Biz tekrar o çevirme noktasına döndük. Ve emniyet daha da öfkelendi. 14-15 yaşındaki kız çocuklarına biber gazlarıyla müdahale edildi. Artık bazıları nefes alamaz oldu kimisi otobüsün kapısının arasında sıkıştı. Etrafımızı polisler sardı neredeyse üzerimize yürüdüler. Zorla araca bindirildik 8 polis aracımıza bindi ve bizi zorla Topboğazı’na kadar getirip Jandarmaya teslim etti. Jandarma da Kırıkhan’a kadar götürdü. Orada namaz kılmamıza dahi müsaade etmediler. Uzun konuşmalar sonucunda iznin çıkmasına rağmen bizi bırakmadılar. Sonrasında talimat geldi bizi bıraktılar. Aslında 29 Mayıs AKP için kara leke bizim içinde kutlu bir gündür! Biz her bedeli göze alarak Hocamızın yanındayız!
Bu konuşmaların ardından Hocaefendi sorular dâhilinde yorumlarına devam etti:
Onlar bizi suçlayıp mahkemeye verecekse bizimde onları şikâyet edeceğimiz çok şey var.
Vali’den çıkan kararla diyerek herkesi susturmak istiyorlar. Ama bence mesele emniyetle kaymakam arasında Valinin haberi bile yok belki de, işin içerisinde yalanlar var.
Basın açıklaması için izne bile gerek yoktur. Kanunu bu. Ankara’ da buna uydular. Yine Urfa’da 3 saat kala bayan konferansı engellendi polis gelmedi. Çünkü kendileri haksız biliyorlar. Elektrik olmaması sebebiyle bütün sistem sağlamken yalan söylendi. Bir devlet bu kadar yalancı olur! Daha kim sana inanacak? Kim sana saygı duyacak?
Hocaefendi, “daha önceden bu tür olayların yaşanacağını tahmin ettiniz mi?” sorusuna; “Biz sonunda ne olacağını bilmeyerek her şeyi göze alarak çıktık. Rabbimiz bizi yavaş yavaş eğitiyor. Allah bizi gitgide zorluklara alıştırıyor. Daha zor olaylarla karşılaşacağımızı hissettim” diyerek cevap verdi.
Program yurtiçinden ve yurt dışından Skype bağlantılarıyla devam etti. Yurtdışından katılanlar şu mesajı verdi; Bir daha bizi denemesinler! Diğer sefer tüm Avrupa müslümanları yolda olacak Allah’ın izniyle.
Alparslan Kuytul Hocaefendi İskenderun’da konferans için 15 gün mücadele verenlere “hiçbir şehirde yaşanmayan zorluk İskenderun yaşandı ve polisle mücadele ettiler bir takım olaylarla karşılaştılar kendilerini tebrik ediyorum bu şerefi Allah sizlere nasip ettiği için mutlu olmalısınız diyorum” dedi.
Olaydan kendisi ve ailesi maddi manevi ciddi hasar alan bir beyefendi yaşadıklarını anlattı;
“Tomanın bayanların üzerine gideceğini duyunca engel olmak için önüne yattım. Polisler bana engel olmaya çalıştı. Bazısı botlarılar kaburgalarıma vuruyordu bazısı copların sivri veriyle yüzüme gözüme vuruyorlardı. Bir taraftan elimi kelepçelemeye çalışıyorlardı artık bende güç kalmayınca otların arasına götürüp darp ettiler. Defalarca nefes almamam için otların içine yüzümü bastırdılar. Daha bu sabah buraya gelmeden önce hastaneye gittim. Eşim bu halimi her gördüğünde bunu yapanların elleri kırılsın diyordu. Ben de “öyle deme neticede onlar bizim kardeşimiz, askerimiz sen onlara Allah’ım hidayet nasip eyle de” diyordum.”
Program sorularla devam etti. Hocaefendi’ye şöyle bir soru yöneltildi;
Bugünden sonra AKP’nin bütün günahlarını konuşacağız dediniz bunu biraz daha açar mısınız?
Şimdiye kadar biz belli konularda AKP’yi tenkit ettik. Kuran’dan aldığımız bilgi sayesinde yanlışı anlayabiliyoruz. Kimsenin anlamadığı zamanda anladık ve itiraz ettik. Laiklik meselesinde de tenkit ettik hala tenkit ediyoruz sözümüzün arkasındayız. Ama biz düşmanlık yapmadık her meseleyi konuşmadık. Her gün yanlış yapıyor. Ama bundan sonra madem Hükümet bize böyle yapıyor yaptığı tüm yanlışları konuşacağız. Ben sana düşmanlık yapmadım. Ama sen düşmanlık yapıyorsun, askeri polisi göndermek ne demek yani. Kaymakamlıkla engel oluyorsun, emniyetle engel oluyorsun demek ki sen artık düşmansın düşmanlık yapıyorsun, biz sana düşmanlık yapmadık. Sen düşmanlık yapıyorsan bize savaş açmışsın demek herhalde, savaştan kaçan şerefsizdir demiştim yine söylüyorum.
Son soru olarak “bu olaydan sonra Furkan Hareketini nasıl bir süreç bekliyordur Furkan’ın erlerine ne tavsiye edersiniz?”
İnternet üzerinden terbiyesizlik yapan iftira atanları hemen engelliyorsunuz. Bunlara laf anlatmaya gerek yok bunlar laf anlayacak insanlar değiller. Hemen engelleyin. Engellemezseniz terbiyesizliğe devam ederler. Bazı kardeşlerimiz bazı hocalara bizim göstereceğimiz tavırdan daha farklı bir tavır göstermesinler. Evet, bir tanesi haddini çok aşmış. Tam bir AKP borazanı olmuş. Ama yine de haddi aşan bir şey olmamalı. Cemaatler arası provokasyona düşmeyelim. Cemaatleri birbirine düşürmeye çalışıyorlar bu tuzağa düşmeyelim.
Tavsiyeler;
Biz bu yola ölümüne girmişiz daha ağır baskılar da uygulasalar bir şey olmaz. Eğer daha ağır baskılar uygularlarsa tüm kardeşlerimiz her şeye hazır olmalıdırlar. Orda gösterdiğiniz cesareti evinize baskın yaptıklarında da göstereceksiniz. Yolda tutuklarlarsa orda da göstereceksiniz. Hiçbir zaman geri adım atacak, utanacak bir şey yapmış değiliz. Davamız Haktır. Cemaatimiz haktır. Metodumuz haktır. Bundan emin olun ve hiçbir şekilde korkmayın bilin ki her şekilde Allah’ın dediği olur. Bu da geçer deyin. Hiç korkmayın. Allah’ın yardımının böyle zamanlarda daha çok olduğunu düşünün.
Geçen hafta Cuma günü burada, destan yazacaksınız dedim. İnsanlar haklı olanı severler İnsanlar cesur olanı severler Cemaat haklı olduğunu da gösterdi. Haklı yolda cesaretli olduğunu da gösterdi. Ben inanıyorum ki Türkiye’nin birçok tarafından sevenimiz çoğaldı. Bu hadise bu yönüyle de hakkımızda iyi olmuştur.
Daha fazla baskıya devam ederlerse tüm kardeşlerimiz “Hasbünallahu ve ni’mel vekil” demeye devam etsinler.
Bundan sonrasında ne olabilir? Ne olacaksa olsun ben hiçbir zaman sonunu düşünerek bu davaya girmedim. Ben sadece vazifemi düşündüm.
Şeyh Edebali Osman Beye öğüdü; Haklı isen kavgadan korkma. Atın iyisine doru yiğidin iyisine deli derler.
Bizi böyle bilsinler. Herkesin sustuğu zamanda konuşurlardı. Herkesin yürüdüğü zaman da bunlar koşarlardı. Herkesin oturduğu zaman yürürlerdi, bunu söyletmeliyiz, tarihe böyle geçmeli Furkan Hareketi.
Ben bunun bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.
Biz haksız olmaktan korkacağız haksızlık yapmaktan korkacağız. Biz Allah’tan korktuğumuz için haksızlıktan korkacağız. Yoksa haklıysan sonunu düşünmeyeceksin. Hiçbir zaman hak verilmez alınır bunu unutmayacaksınız.
İskenderun'daki Zulüm ve Basın Açıklamasına Özel Forum Programı;