Kira ve hizmet bedeli garantisiyle özel sektöre yaptırılan şehir hastanelerinin mali yükü, iktidarı devlet eliyle inşa edilen projelere yönlendirdi. Ancak 2025 yılı Yatırım Programı’nda yer alan verilere göre, bu projeler de enflasyon karşısında ciddi bir maliyet artışıyla karşılaştı.
2020 yılında toplamda 12.5 milyar TL’ye tamamlanması planlanan 11 şehir hastanesinin maliyeti, enflasyon patlaması nedeniyle 117 milyar 263 milyon TL’yi aştı. Bu durum, sadece beş yılda proje maliyetlerinin 9.36 kat arttığını ortaya koyuyor. Bazı projelerde bu artış 16.92 kat gibi rekor seviyelere ulaştı. Örneğin, İstanbul Sancaktepe Şehir Hastanesi’nin 1. etap maliyeti 2020’de 2 milyar 60 milyon TL olarak hesaplanmışken, 2025 yılında 34.8 milyar TL’ye yükseldi.
Aynı dönemde TÜİK’in tüketici fiyat endeksine göre artış oranı 5.77 katla sınırlı kaldı. Ancak şehir hastaneleri için yapılan harcamalar, bu enflasyon oranını dahi gölgede bıraktı. Rize, Samsun ve Trabzon şehir hastanelerinde de benzer şekilde maliyet artışları 12 kata ulaştı.
Özel Sektöre Dev Maliyetler
Özel sektöre yaptırılan şehir hastaneleri için "Halkın cebinden 1 kuruş çıkmayacak" sloganı kullanılmasına rağmen, hastane kullanım bedeli ve zorunlu hizmet geri ödemeleri için halkın vergilerinden devasa miktarda para aktarılmaya devam ediliyor.
2024 yılında şehir hastanelerinin müteahhitlerine 59 milyar 154 milyon TL ödeme yapıldı. 2025 yılı için ise bu rakam 67 milyar TL'ye yükselerek rekor bir seviyeye ulaştı. Özel ödeneklerin yanı sıra bütçe kaynaklarından da yaklaşık 105 milyar TL'nin aktarılması planlanıyor.
Uzman Yorumu
Devlet eliyle yürütülen projelerin maliyetlerinin bu denli yükselmesi, enflasyon ve yanlış ekonomi politikalarının etkisini gözler önüne seriyor. Özellikle “maliyet garantisi” altında özel sektöre yaptırılan projelerin ekonomik sürdürülebilirliği uzun vadede büyük soru işaretleri yaratıyor.
