Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, yıl sonu enflasyon hedefinin 23.9 olduğunu belirterek, “Enflasyon ile mücadelemiz batının yaptığı gibi çok sert, sonu ne olursa olsun, insanlar işsiz kalsın anlayışının dışında. Tek haneli enflasyon ile ilgili, çok sert olarak değil kademli olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini söylüyoruz” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı ve AK Parti Mersin milletvekili adayı Nureddin Nebati CNN Türk ekranlarında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakan Nebati’nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“Sayın Cumhurhurbaşkanımız iktidara geldiği andan itibaren her zaman şu ifadeyi kullanmıştır: Dar gelirli ve sabit gelirli için her türlü tedbir alınacaktır. Enflasyonun yüksek olduğu zamanlarda özellikle, asgari ücreti her yıl ve memur maaşlarını da 6 ayda enflasyona göre aktarımını kural haline getirdik. Biz geçen yıl dönem ortasında asgari ücreti yeniden artırdık. Gerek çalışanlar gerek dar gelirli kesim enflasyon karşısında ezilmesini engelleyecek tedbirler aldık. Kamu çalışanlarına yüzd 45’lik bir zam yapıldı. Biz de kaynağı için hazırlıklar yaptık. Bu yıl seçim olacağı belli, geçen yıl bütçe gelirlerinde ciddi bir artış oldu. EYT ile de bir karar çıkacağını bildiğimiz için 1 Ocak’a girerken çok ciddi bir nakit dengesi ile yılı devrettik. Hatta Ulaştırma bakanlıklarına Tarım bakanlıklarına ihtiyacınız var mı diyerek ödenek sağladık. Bütçe çok güçlü bir şekilde yeni yıla girdik. Kaynak sıkıntımız yok.
Memurun zam talebi
6 puanlık bir refah payı ödemesi var. Toplu sözleşmeden dolayı enflasyon farkı da ödeniyor. Bir kural var hiçbir şekilde enflasyonun altında vermedik. Bizim görevimiz kaynak oluşturmak. Bize ne kadarlık bir marjda çalışabileceğimizi sorar ve biz de kaynağımızı söyler. Genelde Cumhurbaşkanımız da bizi biraz zorlar ve bu kaynağın da üzerine çıkarız.
Bizim bir görevimiz var. 7500 TL ile yaşamını rahat idame ettirmesini sağlamamız gereken bir kitle var. 15 Temmuz’da gerekli çalışmaları yapacağız.
Enflasyondaki düşüş etikete yansıdı mı?
Enerji ödemesinin maaliyeti fazla oldu Türkiye’ye. 20 Aralık’a kadar olan süreçte de bir kur atağı ile karşı karşıya kaldık. Türkiye’deki enflasyonun iki sebebidir bu. Biz geçen yıl aralıktan itibaren baz etkisiyle de olsa enflasyon düşecek dediğimizde çok karşı çıkanlar oldu. Biz geçen yıl 290 milyar lira vergi gelirinden vazgeçtik. Süreç içinde de sonraki aylarda aldığımız tedbirler, enerji fiyatlarındaki sakinleşme, tüm emtia fiyatlarında aşağı yönlü hareket, Türkiye’nin enflasyon sebeplerinden birinin etkisinin azalmasına sebep oldu. Döviz kurlarındaki oynaklığın az bir seviyeye gelmesi enflasyonun düşmesine daha da katkı sağlayacak. Bizim hedefimiz 23,90. Son 6 ayda 42 puanlık bir düşme oldu. Düşüşün etkisi bir anda değil zamanla görülüyor. Petrol fiyatlarının düşmesi, gübre fiyatlarının düşmesi, dövizin normalleşmesi, gıda endeksinin Türkiye’nin artık genel endeksin de aşağına seyredeceğiz. Enflasyon aşağı yönlü düşüşe devam edecek. Enflasyon ile mücadelemiz batının yaptığı gibi çok sert, sonu ne olursa olsun, insanlar işsiz kalsın anlayışın dışında. Tek haneli enflasyon ile ilgili, çok sert olarak değil kademli olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini söylüyoruz. Yıl sonu olarak 23,90 hedefine ulaşacak şekilde ilerliyoruz. Birkaç ayda ÜFE’nin TÜFE’nin altına indiğini göreceğiz.
Kampanyalarını soğan üzerine kurdular
Bugünlerde asıl takip ettiğim şey soğan fiyatları. Bugün mesela Mersin açısından söyleyeyim 7,5 lira hatta 5 liraya kadar fiyatlar. Bir seçime giden ittifakın tüm ekonomi yöntemini soğan fiyatlarına kurup kampanya yürütmesi gibi bir şey olamaz. Türkiye’de mevsimsel şartlar vardır. 4 mevsimi yaşayan bir ülkeyiz. Batı ülkeleri ile farkı şu, hep İngiltere’yi örnek veririm. Onlar hep aynı maddeyi farklı ülkelerden aynı fiyatlarla ithal ederler. Ama Türkiye’de domatesi kışın pahalı yersiniz, yazın ucuza yersiniz. Çok üretildiği zaman fiyatlar düşüyor. Limon geçen yıl çok pahalıydı. Şu an bahçede toplansın diye bekliyordu, toplanmasını sağladık çünkü fiyatlar çok düşmüştü.
Bir şeyin dengesini çok iyi sağlamamız lazım. Siz enflasyonla mücadelede sabah karar aldım akşam sonuç bekliyorum derseniz karşılık alamazsınız. Tarımda da böyle. Et için de böyle. Üreticiyi kızdırmadan tedbirlerimizi daha planlı ve uzun vadeli yapmaya çalışıyoruz. Et fiyatlarının daha planlı yapılması gerekiyor.
Bereketli bir sene oldu. Kuraklık korkusu ile irkilmiştim. Kuralık gıda fiyatlarının yükselmesi demek çünkü. Mevsimin Nisan ayı ile birlikte normalleşmesi kuraklık kabusunu çıkardı. Bu yaz çok daha normal, gıda fiyatlarının kendi seyrinde gideceğini bir dönem olacak. Böyle bir şey olamaz. Bunu bütçe görüşmelerinde televizyonlarda her yerde söyledim. Tamamen spakülatif söylemler. Muhalefetin elinde soğan yok. O kampanyayı yürütemeyince yeniden TÜİK’e döndü. Bunlar bizim yüzyıllık kurumlarımız. Bunların üzerine aşırı gittiğinizde o kurumları yıpratmış olursunuz.