Hocaefendi: Çözüm Sürecini Resmen Bitirdiler!

Alparslan Kuytul Hocaefendi, Suruç patlamasından bir hafta sonra kendisine sorulan "Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Suruç'taki bombalı eylemin ardından tüm hafta boyunca Türkiye'nin her tarafında gerçekleştirilen terör olaylarını ve özellikle polislerin katledilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna verdiği cevapta Çözüm sürecinin bazı güçler tarafından kasten bitirildiğini belirtti.

Eklenme Tarihi: 19 Ağu 2015
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Hocaefendi: Çözüm Sürecini Resmen Bitirdiler!
Çözüm sürecinin kasıtlı olarak bitirilmeye çalışıldığına değinen Hocaefendi, PKK'nın yaptığı eylemler sonucunda eskiye dönüldüğünü belirtti: "Gerçekten Çözüm Süreci bitirilecek kadar son bir hafta 10 gün içerisinde PKK büyük bir eylem yaptı mı? Dağlar bombalanana kadar asker polis ölmüyordu. Dağlar bombalanmaya başlayınca onlar da misilleme yapmaya başladı. Yine hergün şehit haberleri, cenaze törenleri, taziye mesajları... Eskiye döndük yine." Kandil dağına yapılan operasyonların çözüm sürecini feda etmek olduğunu belirten Hocaefendi, 2 yıldır emek edilip 1 hafta sonra sonuçlanacak olan çözüm sürecinin 'bir güç tarafından' bitirildiğine değindi: "Bu kadar büyük operasyon yapmayı gerektirecek, çözüm sürecini feda etmeyi gerektirecek kadar büyük bir olay mı vardı? Diyelim ki iki tane polis yatağında öldürüldü, Sen de git onlardan iki tane değil 10 tane öldür. Neden Kandil'i bombalıyorsun? Tamamen Çözüm Sürecini bitirmek istiyorsun sen! Ve bilemiyorum ne kadar doğru ama HDP'lilerin yaptığı açıklamaya göre kandil 1 hafta sonra toplantı yapacakmış yani eğer bu olaylar olmasaydı bugünlerde silahı bırakma toplantısı yapacakmış. Silahı bırakma kararı vereceklermiş. Apo da hapishaneden böyle bir talimat verecekmiş. Bunu engellediler adeta. Silahsızlanma tam olacakken, yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişken bir güç müdahale etti." Erken seçimlerde HDP'ye oy kaybettirmek için Selahattin Demirtaş hakkında fezleke hazırlandığını belirten Hocaefendi, bu zamana kadar birçok defa halkı sokağa davet eden 6-8 Ekim olaylarında 50 civarında kişinin ölümüne neden olan Demirtaş'a bu zamana kadar sessiz kalınmasını da eleştirdi. "Ve eğer böyle olursa HDP daha da güçlenir. HDP o zaman övünecek: "Bak, biz silahları bıraktırdık. Bak, terör bitti, kardeşlik ortamını sağladık." Bu şekilde bir sonraki seçimde %13 değil belki de %23 oy alacak korkusu içerisine girdiler. Ve onlara göre iyi bir lider, oy toplayan bir lider olduğunu düşünerek, onu tasfiye etmeyi düşünüyorlar, onun hakkında fezleke veriyorlar. Bu adamın suçu vardıysa neden bu zamana kadar bu adama cezasını vermediniz? Neden fezleke hazırlamadınız? Seçimimi beklediniz? Seçimde yüksek oy alınca mı?!" Erken seçim ile tek başına hükümet olma planlarının yapıldığını ve bu amaç uğruna çözüm sürecinin bitirildiğini, öldürülen polis ve askerlerin ise bu amaç uğruna feda edildiğini belirten Hocaefendi, bu işin sorumlularının asker ve polis hakkında 'Ölürse ölsün' gibi bir tavır içerisinde olduklarını gördüğünü ifade etti. "Bu halk, gerizekalı değil. Halk yavaş yavaş bunları görmeye başlayacak. Birçok insan görüyor, görmeyenler de aylar içerisinde görecek. Baştan beri Cumhurbaşkanı, koalisyon istemediğini açıkça söylüyor. Ne koalisyon taraftarı, ne de azınlık hükümeti taraftarı. İkisini de kötü gördüğünü söylüyor. Bugün yine söyledi: 'Koalisyon da kötü, azınlık hükümetleri de kötü' O zaman ne olacak? 'Erken seçimlere hazırlanın' dedi. Ya sen erken seçimde koalisyon olmayacağını ne biliyorsun? (AKP'nin) %41 değil de %45 oy alacağını kim söyledi? Bütün hesap bunun üzerine kurulmuş. Bunun için de çözüm süreci feda edildi. Bu kadar asker-polis öldürülmeye başlandı, 'Feda Olsun' diyorlar adeta! 20-30-50 tane polis-asker ölüyor, 'ölürse ölsün' gibi bir tavır görüyorum ben! Yazık günah... Nasılsa kendi çocukları tehlikeli bölgelerde askerlik yapmıyor..." İşte Hocaefendi'nin 31 Temmuz 2015 tarihinde verdiği cevaptan ilgili kısım:

Selahattin Demirtaş, 28 Temmuz 2015 Meclis Grup Toplantısındaki konuşmasında PKK'nın silah bırakmak için toplanacağını, Apo'nun Kandil'e çağrı yapacağını söylemişti. İşte Demirtaş'ın o konuşmasındaki ilgili kısım: