Hz. Ali’nin oğullarına öğüdü

Şehit olacağını anlayan Hz. Ali, oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i yanına çağırarak onlara vasiyet etti.

Eklenme Tarihi: 23 Ara 2017
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Hz. Ali’nin oğullarına öğüdü

Hz. Ali’nin Vasiyeti: Şehit olacağını anlayan Hz. Ali, oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i yanına çağırarak onlara vasiyet etti: “Size Allah’a karşı takva sahibi olmanızı tavsiye ediyorum. O size yönelse dahi siz dünyaya yönelmeyin. Kaybettiğiniz hiç bir şeye ağlamayın. Her zaman hakkı ve hakikati söyleyin. Yetime merhamet edin. Yardım isteyenin yardımına koşun. Ahiret için hazırlanın zalimin hasmı mazlumun yardımcısı olun. Kınayanın kınamasından çekinmeden kitap ve sünnete göre amel edin.” Muhammed b. Hanif’e bakan Hz. Ali: — Onlara söylediklerimi aklında tuttun mu? Diye sordu. O: — Evet, dedi. Hz. Ali: — Onlara tavsiye ettiğim şeyleri sana da tavsiye ediyorum. Kardeşlerine saygıda kusur etme. Üzerindeki haklarını yerine getirmeye özen göster, emirlerini yerine getir. Onlardan habersiz bir iş yapmaya kalkışma! Cehenneme Nispetle Her Bela Afiyettir Sonra Hz. Hasan’a döndü. — Ey oğlum! Sana takvayı, namazı vaktinde kılmanı, zekâtını yerine ulaştırmanı, abdesti güzel bir şekilde almanı tavsiye ediyorum. Abdestsiz namaz olmadığı gibi zekâtı engelleyenin namazı da kabul edilmez. Kızgınlığını yenip sana karşı yapılan haksızlıkları bağışlamayı, sıla-i rahmi, cahilce hareket yapanlara karşı yumuşak davranmayı, dinde anlayışlı olmayı, kararında sebatı, Kur’ân’ı rehber etmeyi, güzel komşuluğu, kötülüklerden sakınmayı, iyiliği emredip kötülükten sakındırmayı tavsiye ediyorum.” (2) “Ey oğlum! Sana gizli ve açık her yerde takvaya riayet etmeyi, kızdığın veya razı olduğun zamanlarda hakkı söylemeyi, zengin ve fakirlikte tutumlu olmayı, dost ve düşmana karşı adil olmayı, canlı (yani dinçken) ya da üzerine tembellik çöktüğünde amel etmeyi, sıkıntı ve geniş anında Allah’tan razı olmanı tavsiye ediyorum." “Ey oğlum! Cennete gitmemekten daha büyük şer, cehennemden kurtulmaktan daha büyük hayır yoktur. Cennetin dışındaki her nimet onun yanında çok küçüktür. Cehenneme nispetle her bela afiyet sayılır." “Ey oğlum! Nefsinin ayıbını gören kişi başkasının ayıpları ile uğraşamaz. Allah’ın taksim ettiğine razı olan, kaçırdıkları şeylerden dolayı hüzünlenmez. Haksız olarak kılıç sıyıran kişi aynı kılıçla öldürülür. Kardeşine kuyu kazan, kendi kazdığı kuyuya düşer. Kardeşinin sırlarını çıkaran kişinin ayıpları ortaya saçılır. Başkası ile alay eden, aynı konuda hafife alınır. Kendi hatalarını unutan başkalarının hatalarını büyük görmeye başlar. Görüşünü beğenen sapar, kibirlenen zelil olur. Kötülük yapılan mekânlarda bulunan ithama maruz kalır. Aklını öne çıkarıp başkasını dinlemeyenin ayağı kayar. Âlimlerle oturanlar saygınlık kazanır. Kişi ne ile fazlaca meşgul olursa onunla tanınır. Çok konuşan çok hata yapar, hatası fazlalaşanın hayâsı azalır. Hayâsı azalanın sakınması azalır. Sakınması azalanın kalbi ölür. Kalbi ölen cehenneme girer.” İşleri Allah İçin Olana Müjdeler Olsun! “Ey oğlum! Edep en hayırlı mirastır. Güzel ahlak en iyi dosttur. Ey oğlum! İnsanı kurtuluşa götüren yol on kısma ayrılır. Bunlardan dokuzu (Allah’ı anmak hariç) susmak, biri sefih insanların meclisinden uzak durmaktır." “Ey oğlum! Fakirliğin süsü sabır, zenginliğinki şükürdür. Ey oğlum! İslam’dan daha yüce bir şeref, takvadan daha aziz bir değer, verâdan daha sağlam sığınak, tövbeden daha iyi şefaatçi, afiyetten daha güzel elbise yoktur. Hırs yorgunluğun anahtarıdır. İş yapmaya başlamadan önce gerekli tedbirleri almakta acele etmek pişmanlıktan kurtarır. İnsanlara düşman olarak ahirete hazırlanmak ne kötü azıktır. Öğrenmesi, ameli, sevgisi, kızması, alması, bırakması, konuşması, susması, işi ve sözü Allah için olana müjdeler olsun!” (3) Hz. Ali, (kerremellahu vechehu) Ramazan’ın yirmi birinci günü şehit edilince, Hz. Hasan halka bir konuşma yaptı. Babasının yaşamından örnekler vererek faziletlerinden bahsettikten sonra: — O Kur’ân’ın indiği, Hz. İsa’nın Rabbine yürüdüğü, Hz. Musa’nın vefat ettiği gün öldürüldü. Allah ona salât ve selam etsin!” (4) Hz. Hasan’ın oğlu Ali anlatıyor: “Babam, babası Hz. Ali öldürülünce halka bir konuşma yaptı. Allah’a hamd ve sena Resulüne salât ve selam yaptıktan sonra şöyle dedi: “Bu gece, önceki insanların fazilette kendisini geçemediği, sonrakilerin faziletine kavuşamayacağı bir insan vefat etti. Allah Resulü’nün (sallallahu aleyhi vesellem) ona sancağı verdiğinde sağına Cebrail (aleyhisselam), solunda Mikail (aleyhisselam) geçer, onlarla birlikte savaşır, zafer kazanmadan dönmezdi.” Ehl-i Beyt’i Sevmek Farzdır “Vefatından sonra geriye bıraktığı altın ve gümüş paranın tamamı ailesi için almayı düşündüğü hizmetli için ayırdığı 700 dirhemdir. “Ey İnsanlar! Beni tanıyan tanır. Tanımayan bilsin ki ben Hz. Ali’nin oğlu, Peygamberin, müjdeci ve uyarıcı, insanları Allah’ın izniyle Allah’a çağıran, parıldayan ışığın torunuyum. Ben Cebrail (aleyhisselam)’ın hanesine inen Ehl-i Beyt’ten biriyim. Ben Allah’ın kendilerinden kötülükleri gidererek tertemiz yaptığı Ehl-i Beyt’tenim. Ben Allah’ın her Müslüman’a sevmeyi farz kıldığı Ehl-i Beyt’tenim. “Allah Tebâreke ve Teâlâ Peygamberine şöyle buyurdu: ‘…De ki: ‘Ben buna karşılık sizden yakınlık sevgisi dışında hiçbir karşılık istemiyorum. Kim bir iyilik yaparsa onun sevabını fazlası ile veririz. Şüphesiz Allah bağışlayan ve şükrün karşılığını verendir.’ buyurmaktadır. (Şûrâ, 42/23.) “Ayette geçen iyilik yapmaktan maksat, bizim yani Ehl-i Beyt’in sevgisidir. Kim bizi severse yaptığı iyiliklerin sevabı kat kat artar.” Konuşması bittiğinde, gözlerinden akan yaşlar sakalını ıslatmıştı. Onu dinleyen herkes ağlıyordu.(5) 2-Taberî, Tarih, 6/62.

3-Ahmed b. Hanbel, Fedâilü’s-Sahabe, 2/560.

4-Hâkim, Müstedrek, 4688.

5-Hâkim, Müstedrek, 4802; Şâmî, Sübülü’l-Hüdâ, 11/67.