Diderot’nun meşhur sözüdür: “Kuşkuculuk, gerçeğe doğru atılmış ilk adımdır.”
Madem öyle yürümeye başlayalım.
Ama önce arkada bıraktığımızı özetleyeyim…
1- İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) işe alınanlara dair müfettiş raporunu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti.
2- İBB personelleri arasında “terörle iltisaklı kişiler olduğuna” dair hazırlanan raporun 578 sayfa olduğu iddia edildi.
3- İBB’de görevlendirilen müfettiş heyetinin başındaki Fazıl Can görevinden ayrıldı. Yerine aynı heyetteki, AKP milletvekili adayı Arif Yıldırım oturdu.
4- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu görev değişimine dair şunu söyledi:
“Bu soruşturmayı 8 kişilik müfettiş heyetiyle yaptık. Bunların içerisinde Maliye Bakanlığı, MASAK’tan kişiler vardı. ‘Birisi çıktı, yerine başka birisi geldi…’ Bu da yalan. 8 kişi başladılar, ekibin başındaki başmüfettiş insani durumla İzmir’deki tedavisini görebilmek amacıyla işine dönmüş oldu. 7 kişi de aynı şekil işine devam etti.”
Keza, İçişleri Bakanlığı da 27 Aralık 2022 tarihinde yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Bakanlık makamının 20/12/2021 tarihli onayı kapsamında 5 mülkiye müfettişi, 1 ticaret müfettişi, 1 Hazine ve maliye müfettişi ile 1 MASAK uzmanından müteşekkil 8 kişilik teftiş heyeti tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde özel teftiş yürütülmüştür.”
Peki…
Hayır, “Bu soruşturmadan bir şey çıkmaz” dediği ileri sürülen ve 11 Nisan 2022’de görevinden ayrılan başmüfettiş Fazıl Can’ı hatırlatmayacağım yine…
Bakan Süleyman Soylu’nun “Aynı şekil işine devam etti” dediği geri kalan 7 müfettişe dair kuşkumu yazacağım.
Sahi, İBB’de teftişi yapan heyet kimlerden oluşuyordu? Yazayım:
1- Arif Yıldırım/ Mülkiye başmüfettişi
2- Osman Ahsen/ Mülkiye başmüfettişi
3- Emrah Yılmaz/ Mülkiye müfettişi
4- Hayati Taştan/ Mülkiye müfettişi
5- Süleyman Ruhi Aydemir/ Ticaret başmüfettişi
6- Muhittin Aydın/ Ticaret müfettişi
7- İsmet Demirtaş/ MASAK uzmanı
Şimdi…
Keşke şu sorularıma birileri yanıt verse:
“İBB’ye kayyum atanacağına” dair ihtimali hayata geçiren teftişi yukarıda ismini saydığım müfettişler yapmadı mı?
Yanıt “Evet” ise 578 sayfalık olduğu iddia edilen raporu kaç müfettiş imzaladı?
Yani madem onlar yaptıysa acaba başsavcılığın masasındaki rapora hepsi imza attı mı?
Hadi biraz daha kuşkulu olayım…
7 kişilik teftiş heyetinde olan Osman Ahsen, Emrah Yılmaz ve İsmet Demirtaş o rapora imza atmamış olabilir mi?
Eğer öyleyse, eksik imzaların nedeni neydi?
Acaba çıkan raporda, teftişi yapan heyet içindeki bu 3 müfettişin de şerhleri mi vardı?
Yazının başındaki gibi, yine bir filozofla, Francis Bacon’la bitireyim:
“Kesinlikten yola çıkarsanız kuşkuya varırsınız ama kuşkuyla yola çıkarsanız kesinliğe ulaşırsınız.”