İHH, Türkiye ile İsrail arasında bugün varılması beklenen anlaşma hakkında bir bildiri yayınladı. Kurumun sosyal medya hesabı üzerinden yayınlanan bildiride, anlaşmaya niçin karşı çıkılması gerektiği detaylıca vurgulandı.
Türkiye'nin Siyonist rejim ile giriştiği anlaşma sürecinin 2010 yılında Gazze ablukasını kırmak üzere gerçekleştirilen Mavi Marmara girişiminin hedeflerinden çok uzak olduğu zira anlaşma maddelerinde anlaşmanın ablukanın yumuşatılmasına yönelik değil; resmi olarak tanınmasına dönük hususlar olduğu ifade edildi. İHH tarafından yayınlanan bildiri şu şekilde:
"Türkiye ile İsrail arasında yapılacak bu anlaşmaya karşı olduğumuzu belirtmekle birlikte karşı çıkma gerekçelerimizi aşağıda sıralıyoruz:
1. Gazze Ablukası ve Mavi Marmara konusundaki duruşumuzda hiçbir değişiklik yoktur.
2. Gazze ablukası hukuksuzdur ve büyük bir insanlık suçudur. Bu hukuksuzluk bir an önce sonlandırılmalıdır.
3. Abluka bir yerin dışarıyla olan her türlü bağlantısının zorla kesilmesi ambargo ise ticari malların giriş çıkışının engellenmesi demektir.
4. Abluka ile ambargo aynı şey değildir. Yapılan görüşmeler ambargonun değil ABLUKA’nın kaldırılması üzerine inşa edilmelidir.
5. Aştod Limanı üzerine kurgulanacak anlaşma ablukanın yumuşamasını değil, resmi olarak tanınmasını sağlar. Türkiye bu riske girmemelidir.
6. Haberlere yansıyan içerikteki bir anlaşma, durumu Gazze ablukasının resmen tanınacağı bir sürece götürecektir.
7. Anlaşma çerçevesinde en makul olan ve Gazze halkının yararına olacak seçenek giriş ve çıkışların Gazze Limanı'ndan yapılmasıdır.
8. Basına yansıdığı gibi gerçekleşen bir anlaşma Gazze'deki sorunun insani yardıma indirgendiğini göstermektedir ki bu eksik bir yaklaşımdır.
9. Gazze’deki insani yardım sorunu, yaşanan sıkıntıların sadece bir kısmıdır. Gazze'deki sorun temel olarak özgürlük odaklıdır.
10. Gazze halkı da herkes gibi seyahat etme ve ticaret yapma özgürlüğüne sahip olmalıdır. Bu konuların gündeme alınması gerekmektedir.
11. Yürütülen görüşmelerde Mavi Marmara davalarının telaffuz bile edilmemesi görüşündeyiz.
12. Davaların düşürülmesi, yürütülen görüşmelerin ve yapılması düşünülen anlaşmanın gizli veya açık hiçbir şekilde parçası olmamalıdır.
13. Tazminat konusundaki görüşümüz de gayet açıktır. İsrail lütuf değil ceza tazminatı ödemelidir ve bunun hukuki emsalleri mevcuttur.
14. Mahkemelerde çıkartılan yakalama kararı Interpol'e dahi gönderilemezken İsrail, İHH ve gemi katılımcılarını terör listesine almıştır.
15. Şunu da hatırlatmak isteriz ki tarih, İsrail'in hiçbir sözünü tutmadığını ve hiçbir uluslararası anlaşmaya sadık kalmadığını öğretmiştir."