1940’ların sonlarında hazır kek karışımları ABD raflarında yer almaya başlamıştı. Ancak ne yazık ki satışlar hayal kırıklığı yaratacaktı. Bunun nedenini dönemin önemli tüketici psikologlarından biri olan Ernest Dichter araştırmaya başladı. Ev kadınlarıyla yaptığı görüşmeler onu şaşırtıcı bir sonuca götürdü.
Bu karışımlar sayesinde kek pişirme işi çok kolaylaşmıştı. Ancak bu bir sorunu neden olmuştu. Bu da keki pişiren kişinin kendini değersiz hissetmesi idi. Sonucunda Dichter’in tavsiyesi üzerine, yeni nesil karışımların içine artık yumurta eklenmesi gerekiyordu.
Bu fikir satışlarda bir patlama yaşanmasına neden olacaktı. Sonucunda birkaç yumurta kırmak ve içine biraz da yağ eklemek keki yapan kişinin kendisini meşgul ve daha yetenekli hissetmesini sağlamıştı. Bu konu araştırmacıların ilgisini çekti. Sonrasında bu etkinin benzerinin hayvanlar aleminde de geçerli olduğu anlaşılacaktı..
1962’de, California’daki Stanford Üniversitesi’nden psikologlar Douglas Lawrence ve Leon Festinger, aynı yiyecek ödülü sunulan farelerin, 50 derecelik bir eğimle bir rampaya tırmanmaya, 25 derecelik olana göre daha istekli olduklarını gösterdiler. Aslında biraz düşününce bunun nedeni mantıklı gelecektir. Sonuçta tırmanılan ağaç ne kadar yüksek olursa ödülde o kadar değerlidir. En güzel meyveler en erişilemeyen konumda olanlardır.
İlerleyen süreçte konuya ilgi gösteren Michael Norton, Daniel Mochon ve Dan Ariely isimli araştırmacılar, elde ettikleri sonuçları 2012’de Ikea Etkisi adı altında bir makalede yayınladılar. Anlaşılan çocukların sürpriz yumurtadan çıkan oyuncakları daha çok sevmesinin ve kendi yaptığımız şeylere daha çok değer vermemizin ardında psikolojik bir olgu yer alıyordu.
Ikea etkisi nedeniyle kendi yaptığımız şeylere tutkuyla bağlanırız. Bu da objektif biçimde değerlendirme yapmamızı engelleyebilir.Herkesin sevdiği İsveçli mobilya devinden adını alan Ikea Etkisi, insanların bir nesneyi kendileri yaptıklarında (veya monte ettiklerinde) daha fazla değer verme eğiliminde olduklarını açıklar. Daha geniş anlamda Ikea Etkisi, bir şeyi yaratmak için çaba harcadıysak, onu daha çok sevme eğiliminde olduğumuzdan bahseder. Bu etki elbette IKEA’ya özel değildir. İnşa ettiğimiz, bir araya getirdiğimiz veya bir şekilde çaba sarf ettiğimiz şeylere aşırı değer vermemize neden olan psikolojik bir önyargıdır.
Ikea etkisi nedeniyle, mobilyaları önceden monte edilmiş olarak satın almak yerine kendimiz monte etmeyi tercih ederiz. Üstelik bunun için daha çok para harcamaya da razı oluruz. Kimisi için elbette bu eğlence amaçlı yapılan bir şeydir. Ancak genel anlamda konuştuğumuz zaman, ürünü son hâline ulaştırmak için harcadığımız zaman ve çaba bize bir başarmışlık hissi verir. Sonucunda herkes bu hissi sever.
Ikea Etkisi Neden Kaynaklanıyor?
Bir mobilyayı bir araya getirmek veya bir pasta pişirmek gibi şeyler yapmak, öz-yeterlik duygumuzu artırır. Bu sadece o anda iyi hissettirmekle kalmaz, aynı zamanda derin bir psikolojik ihtiyacı da karşılar. Bu kısmen, kendimiz bir araya getirdiğimiz eşyaları gerçekte olduğundan çok daha değerli görmemizin nedenidir.
Konu ile ilgili bir çok araştırma yapılmıştır. Bunlardan bir tanesinde araştırmalar, bu öz yeterlilik artışının Ikea etkisinde rol oynadığına dair iyi kanıtlar sağlamıştır. Bir deneyde araştırmacılar, katılımcılara çözmeleri için dört matematik problemi vererek işe başladılar. Bir gruba kolay bir gruba ise zor matematik problemleri verildi. Deneyin bu bölümündeki amaç, insanların yeterlilik duygusunu manipüle etmekti. Zor soruları çözmek için uğraşanların kendilerini stresli ve yetersiz hissetmesi muhtemeldi.
Matematik problemlerinden sonra katılımcılara IKEA’dan bir kitaplık resmi gösterildi. Sonrasında da onu montajlı mı yoksa montajsız mı almayı tercih ettikleri sorulacaktı. Sonuçlar, zor sorular ile uğraşan kişilerin kitaplığı kendi başlarına monte etmeyi tercih edeceklerini söyleme olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösterdi. Anlaşılan, bir şeyde yetersiz olduğumuzu hissetmek, kendimizi kanıtlama ve yetkin görünme arzumuzu artırıyordu.
Bir başka çalışmada ise katılımcılardan çeşitli origami katlamaları yapmaları ve bunlara bir değer biçmeleri istendi. Deneye origami ustalarının çalışmaları da dahil edildi. Bu arada bir grup katılımcı da objektif olarak ürünleri değerlendirecekti. Yukarıda sonuçlarını görebilirsiniz. Sizin de fark edeceğiniz gibi kişiler kendi yaptıklarını neredeyse işin uzmanı ile eşdeğerde görme eğilimdeydi.
Sonuç Olarak;
Ikea etkisinden en fazla kazanç sağlayanlar büyük şirketlerdir. Son zamanlarda “kendin yap” ürünlerinin yükselişte olduğunu fark etmişsinizdir. Aslında bu endüstrinin 2027 yılına kadar 20 milyar dolarlık bir değere ulaşması bekleniyor. Ikea etkisi, bir şeye verdiğimiz emeğin yüksek maliyetine değdiğini hissettirerek bizi bu tür ürünlere çekebilir.
Gerekli olan bazı montajlarla birlikte gelen seçenekler mutlaka kötü seçimler değildir. Bununla birlikte, daha uygun maliyetli olduklarını düşündüğünüz için Kendin Yap seçeneklerini her zaman seçmeyin. Sizi yoldan çıkaran Ikea etkisidir. Çoğu zaman bu ürünler diğer alternatifler kadar kaliteli değildir, bu nedenle daha ucuz olsalar bile, daha erken değiştirmeniz gerekeceği için, uzun vadede size daha pahalıya mal olabilirler.
Kaynak: matematiksel.org