İSKİLİPLİ ATIF HOCA
İskilipli Atıf Hoca, 1874'te İskilip'in Tophane köyünde doğdu. Altı aylıkken öksüz kalan Mehmed Atıf, dedesinin himayesinde yetişti. İlk eğitimini köyündeki medreseden alan İskilipli Atıf Hoca, daha sonra fıkıh ve tefsir dersleri aldı. Ailesi istemese de İstanbul’a giderek ilim tahsilini devam ettirdi. Fatih Camii medresesinde ders gören İskilipli Atıf Hoca, 1902'de İstanbul müderrisliğine hak kazandı. Fatih Medresesi’nde müderris olarak derslere girerken aynı zamanda Darulfünun Üniversitesine öğrenimine devam etti. Darulfünun'un İlahiyat bölümünden mezun olan İskilipli Atıf Hoca İstanbul Kabataş Lisesi'ne Arapça Öğretmeni olarak atandı.
Sürgün Hayatı
Medrese ve müderrislikle ilgili yazdığı eleştirel rapordan dolayı Şeyhülislamlık makamına şikayet edilmiştir. Şeyhülislam onu önce Bodrum'a, daha sonra Kırım'a sürüldü. Kırım'dan Varşova'ya geçen İskilipli Atıf Hoca, sürgün cezası bittikten sonra İstanbul'a döndü. İskilipli Atıf Hoca, dergilerde yazılar yazdı.
İttihatçılarla sürekli karşı karşıya gelen İskilipli Atıf Hoca, 31 Mart olayından bir hafta önce yazdığı bir yazı nedeniyle tutuklandı. Fakat mahkeme suçsuz olduğuna hükmetti ve serbest bırakıldı. İttihatçılar, İskilipli Atıf Hoca'yı devlet dairesinden atmak ve onu eğitimden uzak tutmak için ellerinden geleni yaptılar.
İskilipli Atıf Hoca medreselerde geçici olarak ders vermeye başlamış; aynı zamanda ittihatçılara karşı İttihad-i Muhammed-i Cemiyeti içerisinde yer almıştır. Mebus seçilmesi İttihatçılar tarafından engellenir. Mahmut Şevket Paşa'nın öldürülmesinde ‘onun da bu işte parmağı vardır’ denilerek İttihatçılar tarafından suçlanarak Divan-ı Harb'te yargılanmış; suçlu bulunup önce Sinop'a, daha sonra Çorum-Sungurlu, sonra da Boğazlayan'a sürgün edilir. Halka vaaz vermesi ve talebelere ders vermesi yasaklanır. 1.5 yıllık sürgün cezası bittikten sonra İstanbul'a geri döner.
Gazete ve dergilerde yazılar yazan İskilipli Atıf Hoca, Şeriat Medeniyet-i Mirat'ul İslam gibi eserlerini bu dönemde yazar. Siyasi yazılar yazar ve İttihatçıların din-siyaset ayrımına karşı çıkar.
Hain Mi Kahraman Mı?
İskilipli Atıf Hoca Neden Asıldı?
Şüphesiz Cumhuriyet tarihinin en çok tartışılan ve merak edilen konularından birisi de İskilipli Atıf Hocanın idam edilme hadisesidir. 26 Aralık 1925'te, yazmış olduğu Frenk Mukallitliği ve Şapka risalesini yayımlayan ve dağıtanlarla beraber Ankara'ya gönderildi. 26 Ocak 1926 Salı günü Ankara İstiklal Mahkemesinde yargılandı. Risaleyi, kanunun çıkarılmasından 1.5 yıl önce yayımlamış olduğunu, görüşlerinden vazgeçmediğini bununla birlikte kanuna karşı bir harekette bulunmadığını bildiren bir ilk savunma yaptı. Mahkeme başkanının şapka ve sarığı karşılaştırarak, ikisinin de bez parçasından ibaret olduğunu söylemesine karşılık, hakimin arkasındaki bayrağı göstererek onun ham maddesinin İngiliz bayrağının ham maddesiyle aynı olduğunu ancak birinin Türk, diğerinin ise İngiliz bayrağı olduğunu söyleyerek cevap verdi.
Savcı, İskilipli Âtıf Hoca için 3 yıl hapis cezası istedi. Mahkeme, müdafaa için bir gün sonraya bırakıldı. Ancak İskilipli Âtıf Hoca savunma haklarından tümüyle vazgeçtiğini belirtti. Ertesi gün, mahkeme reisi Ali Çetinkaya (Kel Ali), savunma yapmaya gerek görmeyen İskilipli Âtıf'ı idama mahkûm etti. İskilipli Âtıf Hoca 1 hafta sonra Ankara Samanpazarı Meydanı'nda asıldı.