İNSANIMIZ NELERE İLGİ DUYUYOR

Yapılan anketler insanlığın geldiği noktayı gözler önüne sermektedir.İnsan Rabbinin kendisine verdiği halifelik görevini yerine getirip, O’nun dinine ve davasına ilgi duyması gerekirken nefsine ve şeytena uyarak hak yoldan sapmıştır.

Eklenme Tarihi: 04 Kas 2015
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
İNSANIMIZ NELERE İLGİ DUYUYOR

● Basında yer alan bir haber: “Google, internetteki tüm sitelerde aratılan kelimelerin aranma oranlarını, ülke ülke, şehir şehir verdi. Buna göre, 25 milyonu aşan Türk internet kullanıcısının 2009'da ziyaret ettiği siteler sıralaması:

-Haber aramaları: 1- Milli Piyango, 2- Loto, 3- Süper Loto.

-Resim aramaları: 1- Güzel, 2- Resimler, 3- Kız

-Web sayfası aramaları: 1- Facebook, 2- Mynet, 3- Oyun”

● Listeden de anlaşılacağı gibi; “şans oyunları” denilen kumar haberleri, listenin ilk üç sırasında yer almaktadır.

● İlgi duyulmayan konularda arama yapılmayacağına göre, insanımızın önemli bir kısmı kumarla iç içe olmuş demektir.

● Kumar oynama alışkanlığının patolojik (hastalık derecesi) bir hal alabilmesi sebebiyle, kişi ve aileye getireceği büyük maddi ve manevi zararlar yanında, yaygınlaşması halinde ülkenin geleceği açısından da endişe verici özelliği vardır.

● Ülkemizde 6 milyondan fazla internet kullanıcısı ve bunların da çoğunluğunun gençler olduğunu biliyoruz.

● Her önünde internete bağlı bilgisayar olanın (evinden- işyerinden) kolayca ulaşabileceği bir kumar türü olması açısından “sanal kumar” ciddi bir tehdittir.

● Türkiye’de sanal kumar oynayanların sayısının giderek artması (bir araştırmaya göre 1.5 milyon kişi) yabancı kumar şirketlerini “Türkiye pazarı”na yönlendirmiştir. Bugün kumar oynatan sitelerin büyük çoğunluğu dış kaynaklıdır.

● İnternet yoluyla oynanan kumarın bilançosu milyar dolarları geçmektedir. Telekomünikasyon Kurumu Başkanı “sanal kumarla 3 ay içinde birkaç milyar doların yurt dışına çıktığını” söylemiştir. İNTERNET ÜZERİNDEN OYNANAN PARALI ŞANS OYUNLARINA “SANAL KUMAR” DENİR. SANAL KUMARIN ZARARI SADECE OYNAYANLARA DEĞİLDİR.

● Başlangıcında eğlenmek ve hoşça vakit geçirmek(!) niyetiyle başlanılan “şans oyunları” zaman içinde (diğer kötü alışkanlıklar gibi) vazgeçilemez hale gelir. Öyle ki; arkadaşlar arasında vakit geçirmek için oynanan “okey” veya “kâğıt oyunu” zaman içinde işin içine paranın da girmesiyle kumar haline dönüşür. Bu para önceleri kahvecinin hesabını ödemek iken, sonraları kazanana para vermek şekline dönüşür.

● Kimileri de “piyango bileti” peşindedir. Yıllardır yapılan “büyük ikramiye size de çıkabilir” reklamı, onun mantığını karartmıştır. Nefsinin emrine giren mantığı ona “piyangoya katılırsan milyarder olursun” der. Öyle ya!.. Kısa yoldan zengin olmanın yolu budur. Zengin olma hırsı onu öylesine esir alır ki, o her çekilişte bilet almayı zorunluluk hisseder. Çünkü “geçen sefer çıkmadı ama, bu sefer çıkabilir” onun tesellisidir.

● Kumar oynayan kişi kendini kontrol edebileceğini, istediği zaman bırakabileceğini sanır. Durum hiçte öyle değildir. Kumar oynayanlar bazen kazanır, çoğu zamanda kaybeder. Kişi kazanınca “kazanma zevki” için tekrar oynar; kaybedince de “kayıplarını çıkarmak hırsı” ile oynar. Sonunda (çoğunluğu) “kumar bağımlısı” oluverir.

● İnsanlık tarihi, bazı insanların (değişik metotlar kullanarak) diğer insanların sahip olduklarını ele geçirme gayretlerinin sayısız örnekleriyle doludur.

● Çalışmadan sahip olmak isteyenlerden bazıları hırsızlık, gasp vb. yolları kullanırken, bazıları da kumarı bir metot olarak kullanmaktadır.

● Kumar oynayarak para kazanmayı sanat haline getirenler (kumarbazlar) bazı insanların zaaflarından faydalanarak çeşitli oyunlar, yarışmalar üzerinden kumar oynayarak / oynatarak onları “soymakta”dır… Yaptığı işin yanlış olduğunu söyleseniz “benim ekmek param” derler.

● KUMAR HASTASI

● “Eğlence olsun” veya “piyangodan para çıkacak” diyerek şans oyunlarına ufaktan başlayanlardan nerede duracağını bilemeyenler, zaman içinde “patolojik kumar bağımlısı” ( KUMAR HASTASI ) olup çıkarlar.

● Onlar için hayatın tek amacı vardır ve o da kumardır. Kumardan kazandıklarında duydukları “haz” ve kaybettiklerinde duydukları “acı” arasında git-gelleri yaşarlar.

● “Kumarı oynayan değil, oynatan kazanır”. Kumar oynayan kişi toplamda devamlı kaybedendir. Bu kayıplar, önceleri yasal yollardan (maaş, otomobil-mülk satışı, akraba desteği,….ile) karşılanabilirken, zaman içinde onlarda biter. Borç açma ve borcu borçla kapatmaya dönemi başlar. Banka borçları-faizleri katlanır, haciz memurları kapıya dayanır…

●Bir yandan kumara devam edilecek ve bir yandan da para trafiği ayarlanacak… Bu stres ve onun getirdiği psikiyatrik bozukluklar daha sonra depresyona dönüşür…

● Tüm kapılar yüzüne kapanınca “yasal olmayan yollar” denenmeye başlanır... Hırsızlık, zimmete para geçirme ve sahtekârlık meşrulaşır… Süreç onu; önce yalnızlığa, sonra hapse ve/veya intihara sürükler.

GERÇEKLER BU İKEN, BİZDE DURUM NEDİR?

● Devlet dediğimiz organizasyon, milleti oluşturan bireylerin “sağlıklı kalmasını sağlamak”, dış tehditlere karşı “güvenliğini korumak”, katma değer üretebilmesi için “eğitimli kılmak” ve ihtilaflı durumlarda “haklarını vermek” için vardır… Bunun için devlet, kumarla da mücadele etmelidir.

● Devletin görevlerinden biri de “aileyi korumak”tır. Onun bozulması devletin geleceği için tehdit unsurudur… Bunun için devlet, kumarla da mücadele etmelidir.

● Bugün ülkemizde “kumar oynatmak” kanunen yasaktır. Bu yasak, özel sektöre ait işletmeleri (gazinoları, otel kumarhanelerini, kulüpleri,…) kapsamaktadır. Devlet bu yasaktan kendisini muaf tutarak “şans oyunları” (milli piyango, kazı kazan, spor-toto, sayısal loto, at yarışları,….) adı altında kumar oynatmaktadır.

●Kimse şans oyunlarının kumar sayılamayacağını ve dolayısıyla zararlı olmayacağını söylemesin. Söylerse buna kargalar bile güler. Adını şans oyunu da yapsanız, devlet eliyle de oynatsanız kumar kumardır.

● Oynatanlarca “kutsanan”, oynayanlarca “ümit” haline getirilmiş piyango kumarını kimse sorgulamıyor. “Kumar zararlıdır” diyenler bile piyangoya ses çıkarmıyor. İnsanlarımızın ufak ufak/ yavaş yavaş kumara alıştırılıyor olması kimsenin umurunda değil…

● Manevi boşluğu

● Dine inanmayan veya dini camiye hapsedenlerin (camiye girince din var deyip, çıkınca seküler olanların) varlığı, üretme becerisi olmadığı halde çok tüketmek isteyenlerin zengin olma hayalleri ve kumarın cazibesi, kumar oynayanların sayısını sürekli artırıyor. Bir başka ifade ile “hayat boşluk kabul etmiyor” ve manevi boşluğu kumar dolduruyor…

● Alemlerin sahibi Yüce Allah, yarattığı insanların neye inanmaları ve nasıl yaşamaları gerektiğini vahiy yoluyla zaman zaman insanlığa bildirmiştir.

●Allah, kumarı insanlığa yasaklamıştır. Bu sebeple “kumar yasağı”nı bütün semavi dinlerde görmekteyiz.

●Son semavi din olan İslam dininin esaslarını oluşturan Kur’an’ın bazı ayetlerinden ve Hz. Peygamber’in konuyla ilgili sözlerinden, bu yasağın devam ettiğini görmekteyiz.

KUR’AN VE SÜNNET’TEN ANLIYORUZ Kİ; Yüce Allah, ahiret hayatında (cennet - cehennemde) ebedi olarak yaşatacağı insanı, dünya hayatında imtihan etmektedir. Din, dini kaynaklardan öğrenilir… Bir Müslüman için iki temel kaynak vardır: Birincisi Yüce Allah’ın vahiy ile doğrudan koyduğu kurallar (yani Kur’an ayetleri), ikincisi ise; Hz. Peygamber’in (vahiy destekli) söz ve davranışları (yani Sünnet).

● İNSAN AKLI (İMANI) İLE DOĞRU YOLU SEÇEBİLİR.

● NEFSİNE - ŞEYTANA UYARAK YOLUN DIŞINA ÇIKABİLİR. VERECEĞİ KARAR, ONUN İMTİHANIDIR. Yüce Allah, insana akıl vererek ve yol göstererek, onu nefse ve şeytana karşı donanımlı kılmıştır. O, yasaklarını kulunun iyiliği (hata yapmaması) için koymuştur. Aklını / tercihini doğru kullanan imtihanı başarır. İNSANIN ÜSTÜNYANLARI Yüce Allah, insanın imtihanı için ona nefis vermiş ve şeytanın da ona musallat olmasına izin vermiştir. İnsanın istemesi halinde; nefis zaaflık oluşturur, şeytan vesvese verir.