Ekim 2015 tarihinde başlayan Kudüs intifadasında bıçak ve boğazlanma korkusu Siyonist işgalcilerin hayatını zindan etti. Bıçaklı eylemler sonucu asker ve Yahudi yerleşimcilerden ölenlerin sayısı az olsa da, hayata fazlasıyla düşkün olan Siyonist asker ve yerleşimciler için bıçaklanma büyük bir korku ve kâbus olarak duruyor. Uzman ve gözlemciler bu durumun, işgal askerleriyle Yahudi yerleşimcilere karşı sürdürülen psikolojik savaşta bir zafer olduğunu ifade ediyorlar.
Filistin topraklarını terk etme düşüncesi
İşgal rejimi içinde yapılan anket ve kamuoyu yoklamaları, işgal rejiminde yaşayan Siyonistlerin dörtte birinin işgal altındaki Filistin topraklarını terk etmek istediklerini gösteriyor. Onların göç etmeyi düşünmelerine neden olan birçok sebep var, ama en önemlisi güvenlik sorunudur.
Wallanews’in 646 Siyonistle yaptığı ankete katılanların %25’i önümüzdeki beş yıl içinde birçok nedenden ötürü işgal altındaki Filistin topraklarını terk etmeyi düşünüyor.
Ankete katılanların %64’ü Filistinlilerle yaşanan sorunlarda nihai bir çözüme kavuşamayacaklarını belirtirken, %24’ü beş yıl içinde barışın tesis edilmesinin mümkün olduğu yönünde görüş beyan etti.
Anketle ilgili olarak Filistin Enformasyon Merkezi’ne konuşan siyasi bilimler profesörü Abdüssettar Kasım, “İşgal rejimindeki araştırmacı, yazar ve analistler Kudüs intifadasının özellikle bıçaklama eylemlerinin işgal rejimindeki günlük hayat üzerinde ciddi etkiler yaptığını kabul ediyorlar. Ben işgal altındaki Filistin topraklarını terk etmek isteyenlerin dörtte bir oranından daha fazla olduğuna inanıyorum. Etkinin daha çok olması ve oranın yükseklere çıkması için eylemlerin daha etkin ve örgütlü hale getirilmesi gerekir” dedi.
Bıçaklı eylem korkusu
Siyonist yazar ve analist Gideon Levy bıçaklama eylemlerinin işe veya pazara çıkmak isteyen İsraillilerin bıçaklanma ve boğazlanma korkusu yaşamalarına neden olduğunu belirterek, yapılan eylemlerin İsrailli bireylerin hayatını ciddi manada olumsuz olarak etkilediğini söyledi.
Bir yılı geride bırakan Kudüs intifadasını muhabirimize değerlendiren El-Halil Üniversitesi siyasi bilimler hocası Dr. Bilal Eş-Şevbeki ise, intifadanın etkin bir şekilde devam etmesinin, Batı Yaka’da uygulanan güvenlik tedbirleri nedeniyle bir yıldır görülmeyen bir liderliğin bu eylemlere liderlik etmeye başlaması ve örgütlemesiyle mümkün olduğunu ifade etti.
Eş-Şevbeki ayrıca, “ancak Filistin sahasında siyasi ufuktaki belirsizlikle, ekonomik ve sosyal alanda yaşanan sıkıntılar patlamanın an meselesi olduğunu gösteriyor” tespitinde bulundu.
Sosyal paylaşım sitelerini araştıran ve en son işgal rejimindeki Kanal-2 için sosyal paylaşım sitelerinde “İsrailliler için en önemli olay nedir” başlığıyla anket yapan Bugzilla Şirketi’nin araştırma birimine dayanarak bilgi paylaşan Filistinli aktivist Muhammed Ebu Alan ise şunları aktardı:
“Sıralamada dördüncü sırayı alan konu, Siyonist Savaş Bakanı Avigdor Lieberman’ın Hamas Siyasi Birim Başkan Yardımcısı İsmail Heniyye’yi tasfiye etme tehdidi oldu. Lieberman’ın bakanlık koltuğuna oturması halinde Hamas lideri Heniyye’yi 48 içinde tasfiye edeceği sözünü yerine getirip getirmediği sosyal paylaşım sitelerinde tartışılan konu oldu”.
Ebu Alan’ın verdiği bilgiye göre işgal rejimi İsrail’deki sosyal paylaşım sitelerinde ve diyaloglarda bir yıl içinde öne çıkan en önemli konu ise kuşkusuz Filistin direniş eylemleriydi.
