‘İpten adam almak’ deyiminin hikayesi nedir?

‘İpten adam almak’ deyimi toplumda daha çok imkansızı gerçekleştirebilecek kişilerin meziyetini ve üstün yeteneklerini belirtmek amacıyla kullanılır. Peki bu deyimin hikayesi nedir?

Eklenme Tarihi: 14 Ağu 2021
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024

‘İpten almak deyimi’ İngiltere kökenli bir deyimdir. Bu deyimin hikayesi varlıklı bir İngiliz’in ağır bir suç işlemesi ile başlar. Adam, işlediği suçun neticesinde idam cezasına çarptırılır. Adam hemen İngiltere’nin en şöhretli avukatını tutar. Avukat, “merak etme ben seni kurtarırım.” der.

Mahkeme başlar. Avukat savunmasını yapar. Hakim kararını açıklar; “idam” Avukat, hapishaneye gider, müvekkiline “merak etme, seni kurtarırım.” der. “Nasıl?” diye sorar adam, avukat, “bu işin temyizi var. Temyiz idamı bozacak.” der. Dava dosyası temyize gider. Temyizin kararı belli olur: “mahkeme kararının onanmasına... sonuç idam!” Adam, “hani beni kurtaracaktın?” diye avukatına çıkışır. Avukat sakin bir şekilde “merak etme, seni kurtarırım. Henüz her şey bitmedi, konu avam kamarasına gelecek’ der. Gerçekten dava avam kamarasına gelir. Dava konuşulur, sonunda parmaklar kalkar ve sonuç: idam!” Adam oldukça sinirlenir. Avukat da sakin mi sakin… “merak etme seni kurtarırım. Lordlar kamarası idamı geri çevirir, endişen olmasın.” der. Lordlar kamarası da toplanmış, olayı incelemiş, kararını vermiş: “idam !..” Adam, elinden gelse avukatını bir kaşık suda boğacak. Ama avukat hiç oralı olmaz ve “merak etme, seni kurtarırım. Kraliçe onay vermeden, hiçbir idam cezası infaz edilmez. Kraliçe bu kararı bozar.” der. Dosya kraliçenin önüne gelir. Kraliçe de imzayı basar: “idam!”

Londra’da bir meydanda idam sehpası kurulur. Hakim, savcı, avukat, güvenlik görevlileri, halk orada, adamı idam sehpasına çıkarmışlar. Adam alev fışkıran gözlerle avukatına bakar. Avukat ise adama “sus” işareti yapar; “merak etme, seni kurtarırım” der gibi... Ve cellat, yağlı ilmeği adamın boynuna geçirir. Alttaki iskemleye de tekmeyi vurur. Adam ipte sallanmaya başlarken, avukat yerinden fırlar, cebinden çıkardığı bıçakla adamın boğazındaki ipi kesiverir. Adam zar zor nefes alır vaziyette yere yuvarlanır. Hemen hakimler, savcılar koşup gelerek, “avukat, sen ne yaptın?” derler. Avukat, İngiliz Ceza Yasası’nı cebinden çıkarır; “yasada, müvekkilimin işlediği suçun cezası idam. Siz de onu idam ettiniz. Ama yasada ‘idam edilerek öldürülür’ diye bir hüküm yok. Bu durumda ceza infaz edilmiş sayılır.” der. Bunun üzerine İngiltere’de bir “hukuk tartışması” başlar. Kraliçe, avukatın bu becerisinden dolayı adamı affeder ve İngiliz Ceza Yasası’nın “idamla ilgili maddesi” yeniden düzenlenir: “idama mahkum edilen kişi, asılmak suretiyle öldürülür.”

O dönemde, bu denli basın yayın organları olmasa da bu olay dilden dile aktarılarak bir deyim halini almıştır.