İran, Arakçi’nin yeni nükleer müzakere çağrısı konusunda ikiye bölündü

İran gazeteleri, İran’ın yeni Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin 2015 nükleer anlaşmasına ilişkin ilk görüşleri ve ABD yaptırımlarının kaldırılması için anlaşmanın yeniden canlandırılması olasılığı konusunda ikiye bölündü. Arakçi pazar günü yaptığı açıklamada, İran ile Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya arasında Tahran’ın tartışmalı nükleer programı konusunda varılan nükleer anlaşmanın ‘öldüğünü’ reddetti. Geçtiğimiz … İran, Arakçi’nin yeni nükleer müzakere çağrısı konusunda ikiye bölündü Devamı »

Eklenme Tarihi: 27 Ağu 2024
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 27 Ağu 2024
İran, Arakçi’nin yeni nükleer müzakere çağrısı konusunda ikiye bölündü

İran gazeteleri, İran’ın yeni Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin 2015 nükleer anlaşmasına ilişkin ilk görüşleri ve ABD yaptırımlarının kaldırılması için anlaşmanın yeniden canlandırılması olasılığı konusunda ikiye bölündü.

Arakçi pazar günü yaptığı açıklamada, İran ile Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya arasında Tahran’ın tartışmalı nükleer programı konusunda varılan nükleer anlaşmanın ‘öldüğünü’ reddetti. Geçtiğimiz çarşamba günü bakanlık görevini üstlendikten sonra devlet televizyonuna verdiği ilk demeçte nükleer anlaşmanın öldüğünden ve yeni müzakerelere ihtiyaç olduğundan bahsetmekten kaçındı.

Nükleer anlaşma, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018 yılında İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) bölgedeki faaliyetlerini, özellikle de İran’ın balistik füze ve insansız hava aracı (İHA) programını genişletmesini ele almadığı gerekçesiyle anlaşmadan çekilmesinin ardından çökmüştü. İran, ABD’nin bu hamlesine anlaşmanın yükümlülüklerinden kaçmak için bir dizi önlemle karşılık verdi. En önemli önlemler, Başkan Joe Biden’ın Beyaz Saray’daki görevine başlamasıyla birlikte Tahran’ın uranyum zenginleştirme oranını yüzde 20 ila 60 arasında artırması ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliği düzeyini düşürmesiyle başladı.

Biden yönetiminin anlaşmayı yeniden canlandırma girişimleri, İran tarafında Arakçi’nin gözetiminde Nisan ve Haziran 2021 arasında Viyana’da yapılan altı tur müzakerenin ve İbrahim Reisi başkanlığındaki önceki İran hükümetiyle haftalarca süren görüşmelerin ardından başarısız oldu. Ukrayna’daki savaşın patlak vermesi ve İsrail ile Hamas arasındaki savaşı ateşleyen Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bir yıl önce, Eylül 2022’deki kitlesel halk protestolarının ardından Tahran’ın yeniden tecrit edilmesi diplomatik süreci önemli ölçüde etkiledi.

Son cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, kendisi ve müttefiki eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in Aralık 2020’de meclisten geçen ve İran’ın nükleer anlaşma taahhütlerinden uzaklaştığı bir yasayı eleştirmesinin ardından yaptırımları kaldırma ve yaşam koşullarını iyileştirme sözü verdi.

Seçimden sonra hem Pezeşkiyan hem de Zarif yasaya ve parlamentoya yönelik eleştirilerini geri çekti ve iç hukuka uyarak her türlü müzakereye girme sözü verdi. Programlarını açıklamak üzere parlamento önüne çıkan Arakçi de yasaya bağlılığını yineledi.

Arakçi cuma akşamı devlet televizyonuna yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı: “Şimdi müzakereleri yeniden canlandırmak geçmişte olduğu kadar kolay değil. Herkes uluslararası koşulların değiştiğini, Ukrayna’daki savaşın Avrupalıların güvenlik görünümünü, sözde uluslararası güvenlik düzenlemelerini derinden etkilediğini ve Gazze’deki savaşın, Siyonist rejimin saldırısının ve orada meydana gelen ölümlerin, tüm bunların bölgesel koşulları tamamen değiştirdiğini anlamalı.”

Arakçi, “Mevcut tablo önceki tablodan farklı. Nükleer anlaşmanın kendisinde bile var olan bazı tarihler geçti. Bu nedenle nükleer anlaşma mevcut haliyle yeniden canlandırılamaz. Bu belge yeniden açılmalı ve bazı kısımları değiştirilmeli. Tabi ki bu kolay değil. Bildiğiniz gibi bir belge açıldığında onu tekrar bir araya getirmek zor bir iştir. Yeni müzakereler başlamalı. Ancak belirttiğim gibi Avrupa’daki koşullar zor ve ABD seçimlerle meşgul. Bu nedenle görev kolay olmayacak” ifadelerini kullandı.

Arakçi daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, televizyonda yayınlanan sözlerinin nükleer anlaşmanın ölümü anlamına gelmediğini söyledi. Arakçi, “Müzakerelere devam edeceğiz… Bu alanda gereksiz yere acele etmeyeceğiz ya da gecikmeyeceğiz. İran halkının çıkarlarını gerçekleştirebilmek için farklı taraflarla istişarelerde bulunacağız” açıklamasında bulundu.

Arakçi’nin açıklamalarının Fransa, Almanya ve İngiltere’deki mevkidaşlarının yanı sıra İran’ın nükleer programına ilişkin müzakereleri koordine eden Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile yaptığı telefon görüşmelerinden saatler sonra gelmesi dikkat çekti.

Reformist Sazendeki gazetesi, ‘Nükleer anlaşmanın yeniden inşası’ manşetiyle verdiği haberinde Arakçi’nin Avrupalı mevkidaşlarına ‘anlaşmanın mevcut haliyle yeniden canlandırılamayacağını ve değişiklikler yapılması gerektiğini’ söylediğini yazdı.

Aşırılık yanlısı Horasan gazetesi, Ekim ayında süresi dolacak olan nükleer anlaşmaya ilişkin 2231 sayılı kararın yanı sıra Gazze Şeridi’ndeki savaş ve İran’ın uluslararası sistemdeki rolünü de Arakçi’nin karşılaştığı zorluklardan bazıları olarak tanımladı.

Yönetim kurulu başkanlığını İran Dini Lideri Ali Hamaney’in dış politika danışmanı Ali Ekber Velayeti’nin yaptığı Farhikhtegan gazetesi ise şu soruyu yöneltti: “Hangi müzakereler, hangi nükleer anlaşma?” Gazete, Arakçi’nin bahsettiği yeni müzakere çerçevesiyle ilgili sorulara işaret etti. Uluslararası ilişkiler analisti Huseyin Beheştipur, Arakçi’nin sözlerinin ‘İran’ın dış politikasının, hükümetlerin değişmesiyle değişmediğini ve İslam Cumhuriyeti sistemine ait olduğunu, hükümetlerin karar alma sürecine katıldığını, ancak bunların uygulanmasının Dini Lider Ali Hamaney’in onayına ihtiyaç duyduğunu’ gösterdiğini söyledi.

Reformist çizgide yayın yapan Arman Meli gazetesi, ‘Nükleer anlaşma için bir barış daha’ başlığı altında nükleer anlaşma karşıtlarını Arakçi’nin sözleri etrafında marjinal konuları gündeme getirmekle suçladı. Gazetedeki yazıda, “Yeni hükümet, merkezci yönelimiyle, diğer partiler müzakere yolunu engellemezse, ulusal çıkarlarına dayalı bir karar verecektir” ifadesi yer aldı.

Gazete, daha önce müzakerelere şiddetle karşı çıkan milletvekillerinin müzakere yolunu yeniden canlandırmak için verdikleri desteğe işaret etti. Trump’ın anlaşmadan çekilmesinin ardından nükleer anlaşma taslağını parlamento kürsüsünde yakan milletvekili Mücteba Zulnuri, “Anlaşmanın canlandırılıp canlandırılmaması kararı üç makamın (hükümet, parlamento ve yargı) yanı sıra İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin mutabakatını gerektiriyor. Eğer ulusal bir mutabakat varsa, anlaşmanın yeniden canlandırılması da dahil olmak üzere rejim tarafından alınacak her türlü kararı kesinlikle destekleyeceğiz” ifadelerini kullandı. Diğer yandan siyasi analist Mehdi Mutaharniya gazeteye yaptığı açıklamada, ‘nükleer anlaşmanın öldüğünü ve yeniden canlandırılamayacağını’ söyledi.