İran-Irak Savaşı. 22 Eylül 1980-20 Ağustos 1988 tarihleri arasında gerçekleşen galibi olmayan savaş. 1 milyondan fazla insanın ölümüne; 1 trilyon Amerikan Dolarından fazla maddi hasara yol açan savaş; İran’ın yükselişi, Irak’ın çöküşü oldu.
1979 yılında İran’daki İslam Devrimi’nin sonucunda Humeyni’nin iktidara gelmesi ve Irak’taki büyük bir Şii çoğunluğun bulunması, Şiilerin Humeyni tarafından kışkırtılacağını düşünen Irak devlet başkanı Saddam Hüseyin’i endişelendirdi.
Bu arada Saddam Hüseyin, İran’ın Arap çoğunluğu olan Huzistan bölgesinin ele geçirilmesi fikrini ortaya attı.
Camp David Antlaşması ile Ortadoğu’da Mısır’ın etkinliğini kaybetmesi sonucunda ortaya çıkan otorite boşluğundan yararlanan Irak, Arap liderliği için çalışmalara başlamıştı.
1979’da İran’ın rejim değişikliği sebebiyle yaşadığı iç sorunlardan yararlanmak isteyen Irak, Basra Körfezine hakim olmak için harekete geçmiştir.
Savaşın Nedenleri
• Savaşın pek çok nedeni var. Bunlardan en önemlisi Osmanlı ile İran arasında 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin anlaşmasında Şat-ül Arap bölgesinin ve Khuzestan bölgelerinde yoğun olarak yaşayan Arap nüfusun İran’a bırakılarak, Osmanlı tarafında kalan Arap akrabalarıyla bağlantısının koparılmasıydı. Ayrıyeten bu bölge petrol bakımından oldukça zengindi. Bu nedenle Iraklı Arap Milliyetçiler bölgenin İran’da kalmasını kabul edilemez görüyorlardı.
• Saddam Hüseyin başa geçtiğinde Sosyalist Arap Milliyetçiliğini ateşlemek amacıyla kurdurduğu radyo istasyonlarıyla Khuzestan ve Şat-ül Arap bölgelerini kapsayacak şekilde arapca yayınlar yaptırarak, bölgedeki farklı etnik kökenden olan insanları İran Rejimine karşı isyana teşvik etti. Irak devleti iki bölgeyi de kendi sınırları içerisinde gösteren haritalar çizip, yerleşim yerlerinin adını arapca muadilleriyle değiştirerek yayınladı. İran da misilleme olarak Irak’ın kuzeyindeki Kürtlere gerek ekonomik ve askeri yardımlar olsun gerekse kendi sınırları içindeki üslerde eğitimler vererek olsun Irak’a karşı eylemler ayrılıkçı eylemler yaptırma amacı güttü.
• 1937’de iki devlet arasında imzalanan Şat’ül Arap su yolunun kullanılmasında İran, Irak’a verilen pay’ı 1969 itibariyle kesmesi.
• 1970’lerde yaşanan sınır anlaşmazlıkları sonucu Irak tankları İran’a müdahale edince, İran’ın nitelikli hava gücü koca tank tümenini tek başına yok etmişti. 1971’de üstün olan İran Körfez’deki adaları işgal ettikten sonra çekilmemesi.
• Irak sınırının Talveg çizgisinden (sınırın suyun en derin yerindeki çizgiden) geçmesine yönelik imzalanan 1975 Cezayir Anlaşmasına İran’ın uymaması.
• Saddam Hüseyin döneminde kürtlere yönelik sistematik saldırıların İran içerisinde yoğun olarak yaşayan kürt halkı ayaklandırması.
• Saddam’ın Birleşik Sosyalist Arap Devletinin kurarak tüm arapların lideri olmak ve Basra Körfezinde hegemonya kurmak istemesi.
• Savaşın en önemli gerekçesi ise 1979’da İran İslam Devrimiyle başa geçen Humeyni’nin yayılmacı açıklamaları. Bunlardan en önemlisi Şii’ler için çok önemli mekanlar olan Necef ve Kerbela’nın Sünni ve Milliyetçi bir rejimin yönettiği ülkenin topraklarında kalmasının kabul edilemez olduğunu ve Irak halkını sapkın ve seküler Baas hükümetini devirmeye çağırmasıydı. Bu gibi fetvalar Irak’taki Şii halkın rejim karşıtı protestolar yapmasına sebep olmuştu ve Irak bunu engellemenin tek yolu olarak henüz temelsiz ve zayıf olan İran Rejimini yıkmak olduğunu düşünüyordu.
Savaşın Başlangıcı ve Seyri
22 Eylül 1980-20 Ağustos 1988 tarihleri arasında gerçekleşen İran-Irak Savaşı, İran’ın iki ülke arasında anlaşmazlık konusu olan bölgeden askerlerini çekmeyi reddetmesi üzerine Irak ordularının kuzeyde Kasr-ı Şirin; ortada Mehran ve güneyde de Susangerd, Ahvaz ve Hurremşehir bölgelerinde İran topraklarına girmesiyle başladı.
İran ordusunun devrim sonrası zayıf ve dağınık bir durumda olması, silahlarının ABD malı olmasına rağmen ABD’nin iki yıldır İran’a yeni silah ve yedek parça vermemesi nedeniyle Irak, kolay bir zafer elde edeceğini, Arap dünyasında büyük prestij kazanacağını ve Humeyni Rejimi’ni devireceğini ümit etti.
İşler Irak’ın ümit ettiği gibi gitmedi. Irak, İran’ı dize getiremediği gibi, savaşın başında İran’dan işgal ettiği toprakları da İran geri aldı ve beklenmedik bir direniş gösterdi. Humeyni’nin ülkedeki prestiji daha da arttı. Saddam Hüseyin’in prestiji ise ağır bir darbe yedi.
Savaş, her iki tarafın petrol kaynaklarında ağır tahribat meydana getirdi. Her iki taraf da savaşın ilk gününden itibaren birbirlerinin petrol rafinelerini havadan bombaladı. 1981 yılı başında Irak’ın günde 3.1 milyon ve İran’ın da 1.4 milyon varil olan petrol üretimleri, her ikisi için 600.000 varile düştü.
İran-Irak Savaşı’nda Türkiye
Savaşta Türkiye tarafsız kalmayı tercih etti. İran-Irak Savaşı sırasında mahsur kalan 215 Japon, Başbakan Turgut Özal’ın talimatıyla kurtarılmıştı.
Savaş kaç yıl sürmüş
8 yıl süren savaş, galibi olmayan fakat bir milyon insanın hayatını kaybettiği bir felaket olarak tarihin kayıtlarına geçti. 1980 yılında başlayan ve 8 yıl süren ‘İran-Irak Savaşı’nın nedenleri hala tartışılıyor.
Savaşın Sonuçları
Savaş, 1 milyon insanın ölümüne, 1 trilyon Amerikan Doları maddi hasara, her iki ülkede de ağır yıkımlara yol açtı. Savaş, galibi olmadan sonuçlandı.
20 Ağustos 1988’de sona eren İran-Irak Savaşı, iki ülkenin birbirlerinin petrol tesislerine saldırılar düzenlenmesi sonucu petrol üretiminin düşmesine, petrol fiyatlarının artmasına neden oldu.
Savaş süresince Irak, kendisini destekleyen devletlerden borç alarak silah satın aldı. Bu borçları ödemekte zorlanması, 1990 yılında Kuveyt’e saldırarak oradaki petrol kuyularını ele geçirmeye çalışmasına yol açtı.
Bu tavır ise Irak’ı uluslararası arenada yalnızlığa direkleri ve desteksiz bıraktı. Savaş, Irak’ın çöküşü; İran’ın yükselişi oldu.
Savaşın sonlarına doğru Amerika, İsrail aracılığıyla İran’a silah yardımı yaptı. Olay tarihe İrangate Skandalı olarak geçti.