İran Parlamentosu 15.000 Protestocuya Ölüm Cezası Verilmesine mi Karar Verdi?

İran’da Mahsa Amini Protestoları Sürüyor 16 Ekim’de İran’da başını ‘düzgün’ örtmediği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından tutuklanan yirmi iki yaşındaki Mahsa Amini’nin polis gözetimi altındayken hastaneye kaldırılıp üç gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitirmesinin ardından İran’da başlayan protestolar sürüyor. Başta kadınlar olmak üzere hak ve özgürlük talepleriyle gelişmeye devam eden protestolar sırasında şimdiye dek birçok farklı … İran Parlamentosu 15.000 Protestocuya Ölüm Cezası Verilmesine mi Karar Verdi? Devamı »

Eklenme Tarihi: 10 Kas 2022
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 10 Kas 2022
İran Parlamentosu 15.000 Protestocuya Ölüm Cezası Verilmesine mi Karar Verdi?

İran’da Mahsa Amini Protestoları Sürüyor

16 Ekim’de İran’da başını ‘düzgün’ örtmediği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından tutuklanan yirmi iki yaşındaki Mahsa Amini’nin polis gözetimi altındayken hastaneye kaldırılıp üç gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitirmesinin ardından İran’da başlayan protestolar sürüyor.

Başta kadınlar olmak üzere hak ve özgürlük talepleriyle gelişmeye devam eden protestolar sırasında şimdiye dek birçok farklı eylem gerçekleştirildi. Kadınlar başörtülerini yaktı, saçlarını kesti, mollaların sarıkları düşürüldü, protestocular ve kolluk güçleri arasında çıkan çatışmalarda ölümlerin de yaşandığı İran’da rejime karşı hareketlilik devam ediyor.

Rejimin kontrolü altındaki İran kaynakları kuvvetli protestoların başlamasının ardından birçok defa Amini’nin yaşamını polis gözetimi altında gördüğü muamele dolayısıyla yitirmediğini göstermeye çalışan aksi kanıtlar yaymaya çalıştı. Dolayısıyla resmi olarak Amini’nin hayatını nasıl kaybettiğine ve devam eden protestolara dair nitelikli ve doğru bilgiye ulaşmak oldukça güç.

Bu anlamda İran’da süren protestoları başlangıcından bu yana aktaran bağımsız gazetecilerin açıklamaları önemli bilgi kaynakları oluşturuyor. Bazı gazetecilerin verdiği bilgiye göre, İran’da süren protestolarda şimdiye dek 15.000’e yakın kişi tutuklandı. Son günlerde yayılan en önemli iddia ise, İran Parlamentosu’nun Mahsa Amini protestolarına katılan bu yaklaşık 15.000 protestocu hakkında ölüm cezası kararı aldığı söylentisi.

İran Parlamentosu Bir Mektup ile Yargıyı Protestoculara Sert Bir Ceza Vermeye Çağırdı

Yalnızca İran’ın resmi ajansı aracılığıyla yapılan açıklamalara göre şimdiye dek protestolara katılmaları sebebiyle yalnızca Tahran bölgesinde 1000 kişi tutuklandı. Bu son yıllarda İran’da kaydedilen en büyük rakamlardan biri. Suçlananların davaları ise kamuya açık olarak son bir haftadır görülüyor. Norveç merkezli insan hakları örgütü Iran Human Rights (IHR), kişiler “Allah’a düşmanlık” ve “Dünya’nın düzenini bozmak” gibi suçlar ile yargılanıyorlar. İran hükümeti, saldırıların arkasında “ABD ve İran’ın dışarıdaki başka düşmanları” olduğunu da dile getirmeye devam ediyor.

İddia metninde belirtilen kaynak Newsweek’in konuya dair makalesi incelenerek kontrole başlanabilir. Makalenin başlığı, “Iran Votes to Execute Protesters, Says Rebels Need ‘Hard Lesson’” yani: “İran Protestocuları Yok Etmek İçin Oy Kullandı, İsyancıların ‘Sert Bir Derse’ İhtiyacı Olduğunu Söyledi.”

Makale, “geçtiğimiz günlerde çok sayıda ‘sert ceza’ talebinin ortaya çıkmasının ardından Salı günü, İran parlamentosunun büyük bir çoğunluğu protestoculara karşı ‘ölüm cezası’ verilmesi yönünde oylarını kullandı.” ifadeleriyle devam ediyor ve İran’da Amini’nin öldürülmesinden bugüne dek yaşananlar kısa bir şekilde özetleniyor.

Newsweek’in Salı günü böyle bir oy kullanıldığına dair verdiği bilginin yanı sıra CNN ve Reuters da konu hakkında haber üretmiş kurumlar arasında.

CNN’in aktardığına göre, İran Devlet Televizyonu’nda Pazar günü 227 parlamento üyesinin imzasını taşıyan bir mektup duyuruldu. İran parlamentosunun toplam mevcudu, 290 kişi. Mektup, yargıyı protestoculara caydırıcı ve sert bir ceza vermeye çağırıyor. İran’ın resmi haber ajansı İRNA’dan bu bildirinin tam metnine ulaşmak mümkün.

İRNA’da söz konusu mektup şöyle aktarılmış:

“İran’ın aziz ve kahraman milleti, kırk yılda bu milletin düşmanları, Kürdistan’daki komünist ve demokratik grupları, Huzistan’daki Arap halkını, Kavus Kubbesi’ni kışkırtarak, aziz İran’a saldırmak ve yok etmek için her yolu kullandı. Geçit töreni darbesi de dahil olmak üzere çeşitli darbeler çıkardı. Hamedan, İran milletine 8 yıllık bir savaşı ve dünyanın 40’a yakın ülkesinin Saddam Baasçılarına mali ve silah desteğini dayatarak, 1978, 1988, 1996 ve 1998’de çeşitli fitneler yaratarak, İran milletini yok etmek için büyük bütçeler, bankacılık ve finansal yaptırımlar, petrol, gaz ve petrokimya endüstrisi alanında yaptırımlar, denizcilik alanında yaptırımlar, havacılık alanında yaptırımlar gibi dünyanın en ağır yaptırımlarını dayatıyor. İlaç ve tıbbi malzeme alanındaki yaptırımlar bile Amerika liderliğindeki düşmanların, gaspçı İsrail ve bazı batılı ülkelerin yoğun çabalarının bir parçasıdır, ancak sevgili İran halkının azmi ve ilahi yardımı sayesinde, Amerika ve İran’ın diğer düşmanları ardı ardına yenilgiler aldı.

Bu isyanlarda Amerika ve diğer düşmanlar açıkça sahaya girdiler ve kışkırtma ve örgütleme, sıcak ve soğuk silahlarla finans ve silah sağlama, komuta etme görevlerini üstlendiler. Duygusal propagandadan etkilenen bazı gençlerden bağımsız olarak, bazı haydutlar bu insanları ve güvenlik güçlerini öldürdü, İslami İran’ın onlarca değerli insanının güvenlikten yoksun kalmasına ve şehit olmasına neden oldu.

Bizler, bu milletin temsilcileri olarak yargı da dahil olmak üzere ülkenin tüm yetkililerinden DEAŞ gibi sıcak ve soğuk silahlarla insanların can ve malına saldıran savaşçılara bir an önce ders vermelerini istiyoruz. Mümkün olduğu kadar ilâhî hükmü adalete teslim ederek. Sevgili halkımızın canının, malının, güvenliğinin ve namusunun kırmızı çizgimiz olduğunu herkese ispatlamak için her kılık ve sınıftaki mücahitlere can veren, emirleri yerine getirmektir. Bu sistem ve bu konuda kimseden taviz vermeyecektir.”

İran’ın dört bir yanından yaklaşık 600 üniversite profesörü, parlamentodan gelen bu mesajın ardından affetme ve salıverme çağrısı yaptı. Bildiri İran içinde ve dışında, örneğin Batı Azerbaycan’da önemli tepkiler çekti. Mektup doğrudan ‘ölüm cezası’ ifadesini kullanmasa da bunu ima ediyor. Fakat Türkiye’den yapılan paylaşımlarda öne sürüldüğü gibi ölüm cezası kararı kesin olarak alınmadı. Yargı, böyle bir karar alması için parlamento tarafından göreve çağrıldı. Mahkum olacağı iddia edilen protestocuların 15.000 kişi olduğu iddiası ise, İran’daki protestolarda şimdiye kadar kaç kişinin tutuklandığının resmi kaynaklarca doğrulanamaması sebebiyle İran’daki durumu aktaran gazetecilerin, bu mesajın öncesinde paylaştıkları bilgilerden alınma bir rakam.

İran’da parlamento üyelerinin bu mektup ile yaptığı telkin, daha önce resmi olmayan kaynaklarca tutuklu olan kişi sayısı olduğu ifade edilen 15.000 protestocu bilgisiyle bağlamından koparılarak eşleştiriliyor ve ortaya bu yanlış bilgi çıkıyor.

İran’da Ölüm Cezası Yüksek Mahkeme Onayına Bağlı

İran Parlamentosu ya da anayasal ismiyle İran Danışma Meclisi ülkenin yasama organı olarak faaliyet gösteriyor. 1979’da kabul edilen ve 1989’da değişiklikler yapılan İran Anayasası’nın Danışma Meclisi’nin güç ve yetkilerini belirten 71-99 maddelerine göre meclisin ölüm cezası verme ya da onaylama yetkisi bulunmuyor. İran’da yargı organlarının ölüm cezası vermesi durumunda son onay mercii ise Yüksek Mahkeme.

İddia YANLIŞ

Bir Twitter hesabı tarafından yapılan paylaşımda İran’da Mahsa Amini’nin ardından başlayan protestolara katılan 15.000 kişi için ölüm cezası verilmesine karar verildiği iddia edilmişti. Söylentilerin kaynağı İran parlamentosunun Pazar günü İran Ulusal Televizyonu’nda paylaştığı bir mektup. 227 parlamento üyesinin imzasını taşıyan metin, yargıyı ve tüm yetkilileri protestoculara merhamet etmeden, ders alacakları bir ceza vermeye çağırıyor. Mesaj ağır bir ceza olarak ölüm cezası imasını taşısa da İran’ın böyle bir karar aldığını göstermiyor. İran Parlamentosu’nun ölüm cezası verme gibi bir yetkisi de bulunmuyor. 15.000 sayısının kaynağı ise İran’daki durum hakkında bilgilendirme yapan bağımsız gazetecilerin tutuklanan kişi sayısı olarak daha önce dile getirmiş olmaları.