İran’da ahlak polisi Mahsa Amini’yi öldürdü, halk şiddete karşı sokağa çıktı

İran’da 22 yaşındaki bir kadın, sıkı bir şekilde uygulanan İslami kıyafet kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından alıkonuldu ve vücuduna aldığı darbeler nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu olay ülkede büyük protestolara neden oldu.  AP’nin haberine göre, İran ahlak polisi tarafından gevşek olduğu iddia edilen başörtüsü nedeniyle yakalanan Mahsa Amini’nin ölümü, meydan okuma gösterilerini tetikledi ve olası … İran’da ahlak polisi Mahsa Amini’yi öldürdü, halk şiddete karşı sokağa çıktı Devamı »

Eklenme Tarihi: 21 Eyl 2022
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 21 Eyl 2022
İran’da ahlak polisi Mahsa Amini’yi öldürdü, halk şiddete karşı sokağa çıktı

İran’da 22 yaşındaki bir kadın, sıkı bir şekilde uygulanan İslami kıyafet kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından alıkonuldu ve vücuduna aldığı darbeler nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu olay ülkede büyük protestolara neden oldu.

AP’nin haberine göre, İran ahlak polisi tarafından gevşek olduğu iddia edilen başörtüsü nedeniyle yakalanan Mahsa Amini’nin ölümü, meydan okuma gösterilerini tetikledi ve olası bir “halk devrimine kadar gidebilecek olan yolu açtı.”

Sokak protestolarında, bazı kadınlar zorunlu başörtülerini yırtarak ve yakarak açık bir şekilde rejime meydan okuyor.

İnternette arka arkaya tüm şehirlerden gelen videolarda polisle çatışmalar, geçmiş ve mevcut dini liderlerin resimlerinin yakılması, halkı gözlemleyen kameraların sökülmesi ve protesto eden kadınların saçların kesmesi görüntüleri yer alıyor.

Başkent Tahran’da kalın göz yaşartıcı gaz bulutları yükselirken, protestocular ayrıca motosikletli Basij veya İran’ın paramiliter Devrim Muhafızları’ndaki gönüllüler tarafından sopalarla kovalandı ve dövüldü.

Görüntü olarak adeta motosiklet çetelerini andıran ‘Basij’, geçmişte de protestoları şiddetle bastırmak için kullanılmıştı.

Yine de bazı göstericiler tutuklama, hapis ve hatta ölüm cezası olasılığına rağmen, hem dini lider Ali Hamaney’in yönetimini hem de İran teokrasisini hedef alan “diktatöre ölüm” ve “İslam Cumhuriyeti’ne hayır” sloganlarını atmaya devam ediyor.

Amini’nin ölümü konusunda yetkililer ne diyor?

Polis Amini’nin öldürülmediğini, kendi kendine öldüğünü ve bunun da kalp krizi ile olduğunu iddia ediyor.

Amini’nin ailesi ise kalp rahatsızlığı geçmişi olmadığını ve gömülmeden önce cesedini görmelerinin engellendiğini söylüyor.

BM Genel Kurulu’nda konuşacak olan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, soruşturma sözü verdi.

Gösteriler Cumartesi günü Saqez’de cenazesinin ardından patlak verdi ve kısa sürede Tahran da dahil olmak üzere ülkenin diğer bölgelerine yayıldı.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

İran protestolara nasıl tepki veriyor?

İranlı yetkililer ve siyasi figürler Amini’nin ölümünün nedenlerini araştırma sözü verirken, adı açıklanmayan yabancı ülkeleri ve sürgündeki muhalefet gruplarını da huzursuzluğu körüklemekle suçluyorlar.

Bu tür suçlamalar ülkede son yıllarda patlak veren protestolarda kullanılan yaygın bir kalıp haline geldi. Ülkede internet ve sosyal medya kullanımı kısıtlanmış durumda. Yurt dışından özgürce yapılan yayınların da maksatlı ve yabancı destekli olduğu ileri sürülüyor.

İran’ın yönetici din adamları, ABD’yi İslam Cumhuriyeti için bir tehdit olarak görüyor ve Batı geleneklerinin benimsenmesinin toplumu baltaladığına inanıyor. Hamaney, Avrupa’da ve başka yerlerdeki sözde “renkli” protestoları, daha fazla hak için gösteri yapan insanlar olarak değil, yabancı müdahaleler olarak nitelendiriyor.

Halkın düzene ve rejime olan isyanlarının arkasında yabancı devletler olduğu iddiası devlet medyasında devamlı olarak işleniyor.

Tahran valisi başkentteki protestolarda üç yabancı uyruklunun tutukladığını açıkladı ancak bunların kim oldukları ve neden tutuklandıklarına dair ayrıntı vermedi.

Protestoculara karşı gerçek mermi kullanılıyor olması ölümlere yol açmaya da devam ediyor.

“Bu kez rejimin sonu gelebilir mi?”

İran rejimi daha önce de büyük protestolarla karşı karşıya kaldı ve bunları “kaba kuvvetle bastırdı.”

Din adamlarının yönetimine karşı en ciddi meydan okuma, ülkenin 2009’daki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ortaya çıkan ve geniş kapsamlı reformlar çağrısında bulunan ‘Yeşil Hareket’ idi. Milyonlarca İranlı sokaklara dökülmüştü.

O dönem Devrim Muhafızları ve Basij milisleri protestoculara ateş açmış ardından tutuklama dalgaları gelmiş ve muhalefet liderleri ev hapsine alınmıştı.

Öldürülenler arasında, sosyal medyada milyonlarca kişinin izlediği bir videoda vurularak kan kaybından ölen 27 yaşındaki protesto hareketinin simgesi haline gelen Neda Ağa Soltan da vardı.