İşgalci İsrail, aralarında Gazze’nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi’nin de olduğu 20 hastanenin boşaltılmasını istiyor. Gazze Şifa Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Başkanı Mohammed Habeb, “Çocukları ve yaralıları nereye göndereceğiz? Vuracaksanız vurun” diyerek isyan etti.
Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’ni bombalayarak çoğunluğu çocuk 500 sivilin ölümüne neden olan saldırı büyük tepki çekmişti. Filistinlilerin sığındığı hastaneler, okullar ve mülteci kampları ağır bombardımana tabi tutulmaya da devam ediyor.
‘Çarşamba gününe kadar enerji kaynakları girmezse çocuklar ölecek’
İsrail, şimdi de Gazze’nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi de dahil 20 hastanenin tahliye edilmesini istiyor. Hastanelerin boşaltılmasının bir facia olacağına işaret eden ve Sabah gazetesine konuşan Gazze Şifa Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Başkanı Mohammed Habeb, “4 bin 500 şehit oldu bugüne kadar. 13 bin yaralımız var. Yaralananların yüzde 70’i çocuklar. Bazıları ise ailelerini kaybetmiş vaziyette. Gazze’de her ay 4 bin yeni doğan bebek oluyor. Hastanemizde bakıma muhtaç yeni doğmuş bebekler var. İlaçlar bitmek üzere, elektriği mazottan karşılaşıyoruz. Fakat onlar da bitiyor. Çarşamba gününe kadar enerji kaynakları girmezse çocuklar ölecek. Sadece onlar değil, ağır yaralanalar, entübe edilen hastalar ölecek. Eğer enerji kaynaklarına ulaşamazsak” dedi.
‘Ya burada kalırız ya da hastalarımızla birlikte ölürüz, başka çare yok’
İsrail yönetiminin hastaneyi boşaltmalarını istediğini söyleyen Dr. Habeb, “Az çok ilacımız var. Lakin bitmek üzere. Hastanemizin boşaltılmasını istediler. Biz kabul etmedik. Bizim şuan hastanemizde 750 yaralı var. Biz bu çocukları ve yaralıları nereye göndereceğiz? Vuracaksanız vurun dedik Yapacak bir şey yok. Şifa Hastanesi Gazze’nin en büyük hastanesi. Nereye göndereceğiz bu yaralılar. 550 yatak kapasitesi var. Koridorlarda tedavi ediyoruz. Evi barkı olmayanlar da bizde kalıyoruz. Yaklaşık 40 bin kişi var hastane sahasında. Kampüsümüz 40 bin kişiye ev sahipliği yapıyor. Hastaneyi boşaltmayı düşünmüyoruz. Ya burada kalırız ya da hastalarımızla birlikte ölürüz. Başka çare yok” şeklinde konuştu.
