Dünya nüfusunun yaklaşık % 23’ünü oluşturan Müslümanlar, Ramazan’ın yaklaşmasıyla yeni bir heyecanın içerisine girdi. Ancak yüz binlerce Müslüman’ın karşı karşıya kaldığı acılar, evvelki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Ramazan heyecanını gölgeliyor. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki yüz binlerce Müslüman açlık, fakirlik ve iç çatışmalar arasında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bugün dünya üzerinde 30’dan fazla silahlı çatışma alanı bulunuyor ve nedense bunun çok büyük kısmını Müslümanların çoğunluk olarak yaşadığı topraklar oluşturuluyor. Müslümanların yaşadığı tüm bu ülkeler ve bölgeler için “ateşten gömlek” yakıştırması abartılı olmasa gerek. Dünya son yıllarda Suriye, Mısır ve Filistin’de yaşanan zulme odaklansa da maalesef çatışma bölgeleri bunlarla sınırlı değil. İslam coğrafyasının diğer parçaları olan Doğu Türkistan, Keşmir, Cezayir, Etiyopya, Myanmar, Mısır, Irak, Cezayir ve daha pek çok ülkede çıkan çatışmalar ve savaşlar sona ermedi, devam ediyor. Müslüman ülkelerin neredeyse tamamı bir şekilde çatışma ve krizlerin odağında. Bu coğrafyalarda çatışmalar bir türlü bitmiyor sadece ara veriliyor.
Filistin’de Ümmet Dramı
Geçmişte ezilen, yok edilen, gaz odalarında imha edilen ve Hitler Almanyası tarafından “kökü kazınmaya” çalışılan Yahudi milleti öyle görünüyor ki geçmişinden hiç ders almamış. Masum insanları katletmeye devam etmektedir. İsrail, Ortadoğu’da hakkı olmadığı halde, cebir ve hileyle devlet (!) kurduktan sonra, kutsal topraklar üzerindeki emellerini hiç göz ardı etmedi, Ortadoğu’daki tüm devletlerle çatışmaktan da çekinmedi. Başta Gazze ve Batı Şeria olmak üzere Filistin’e önce hava, daha sonrada kara harekâtı başlatmış ve Filistin’i “kan gölüne” çevirmiştir. Siyonist İsrail yıllardan beri saldırılarına karadan ve havadan devam etmektedir. Bu katliamlar sonucunda gün geçmiyor ki bir şehit haberi almayalım… Şehit olanların büyük çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturması, katil İsrail’in hedef gözetmeksizin “kanlı katliamlarını” sürdürdüğünü ve “kan bürümüş gözlerin” masum insanları katletmeye devam ettiğini ve edeceğini göstermektedir. Yaşanan tüm bu katliamlara, yaşanan tüm bu insanlık dramlarına rağmen, dünya barışına soyunanlar, kendilerine medeni ve çağdaş(!) diyen ne Avrupalılardan, ne de ABD’ den bir tepki gelmemiş, tam aksine bu katliamlara maddî olarak da yardımda bulunmuşlardır. Dünya kamuoyu ve Arap dünyası ise Siyonist İsrail’in işlediği bu vahşete karşı üç maymunu oynamaya devam etmektedir.
Ümmetin Kanayan Yarası Suriye
Suriye’de zalim Esed rejimi, özgürlük mücadelesi veren muhaliflere saldırıları devam ediyor. 2011 yılından beri her gün yüzlerce kişinin can verdiği Suriye’de halk, açlık ve savaşla mücadele ediyor. Milyonlarca Suriyeli evlerinden, vatanlarından hicret etmek zorunda kaldı.
Irak’ta İşgal Sonrası Yine Kargaşa
ABD tarafından 2003’de işgal edilen Irak, yıllarca savaşın getirdiği acının izlerini hâlâ üzerinde taşıyor. Ülkede yaklaşık 1 milyon insan katledildi. Milyonlarca insan yaralandı ve sakatlandı. Namusu kirletilen, evleri başına yıkılan ve göç etmek zorunda kalan masumlar da cabası. Bütün bu yaşananlar yetmezmiş gibi Irak halkı şimdi de IŞİD Terör Örgütü’nün tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Ülkede yaşanan çatışmalar sebebiyle yaklaşık 1 milyon sivil göç etmek zorunda kaldı.
Öfke ve Gözyaşları Arasında Mısır
Geçmişten beri süregelse de Mısır’ın acıları bir türlü bitmek bilmedi. Zindanları hâlâ Yusuf dolu… Askeri müdahaleyle hükümeti ele geçiren darbe yönetimi, ardından da binlerce İhvan üyesini gözaltına aldı. İlk günden itibaren sokakların tanklarla kuşatma altına alındığı Mısır’da, gerçekleştirilen gösterilerin bastırılması için önce gözaltı dalgası başlatıldı, bu sonuç vermeyince da kanlı müdahalede bulunuldu.
2 Milyon 600 Bin Afgan Mülteci Konumunda
Uzun yıllar savaşlarla hatırlanan Afganistan’da savaş bitmesine rağmen, tesirleri hâlâ sürüyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre, 2 milyon 600 bin Afgan mülteci olarak başka ülkelerde yaşıyor.
Çeçenistan’da Zulüm Devam Ediyor…
Bir asrı aşkın süredir Rus zulmüne karşı mücadeleden asla vazgeçmeyen, buna mukabil rahat ve istikrar yüzü görmeyen Şeyh Şamil’in torunları Çeçenistan’da mücadeleye devam ediyor. Çatışma, savaş, suikast ve her türlü normal yaşam şartlarından mahrum bırakılan Çeçenler, şimdi de Rus kuklası rejim tarafından, Çeçenistan’daki okullarda verilen Kur’an ve din dersini yasak girişimlerine maruz kaldı.
Müslüman Uygurlara Çin Zulmü Bitmek Bilmiyor…
Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine yaptığı baskıdan vazgeçmeyen işgalci Çin yönetimi, camilere, evlere, karakollar ve sokaklara astığı talimatnamelerle toplu halde dolaşmayı, toplu halde ibadet etmeyi ve hatta bayramlarda bayramlaşmanın dahi yasak olduğunu ilan etti. Baskıcı Çin yönetimi, Ramazan’da oruç tutmayı yasakladığı gibi sokaklarda insanların cep telefonlarını alıp, dini sohbet, tefsir, hatim gibi sesli doküman olup olmadığını dahi kontrol ediyor. Bölgeye ağır silahlı araçlar dolaştırarak psikolojik baskı uyguluyor. Müslüman Uygur hanımlarının başörtüsü ile başta devlet daireleri, düğün salonları ve umuma açık yerlerde başörtüsü bağlamalarını yasakladı.
Kaynak: http://www.furkannesli.com/islam-cografyasi-atesler-icinde-sayi-50.html