İslam Tarihindeki İlk Salgın Hastalık

Eklenme Tarihi: 15 Kas 2021
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
İslam Tarihindeki İlk Salgın Hastalık

İslam’da İlk Salgın

İslam’da ilk salgın hastalık, Kudüs’ün 33 km kuzeybatısında yer alan Amvâs Köyü’nde başlamıştır. Bu köyde başladığı için bu salgın hastalığa bu ad verilmiş ve Amvâs Veba Salgını ya da Amvâs Taunu denmiştir. 639 yılında başlayan veba salgını, Ürdün, Şam ve Urfa’ya yayılmıştır. Orduların konaklama alanı olarak kullanılan köy, stratejik açıdan büyük öneme sahip olup Hz. Ömer Dönemi’nde fethedildikten sonra İslam ordusunun karargahı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kudüs yolu üzerinde bulunması köyün stratejik önemini arttırmıştır.

Salgında başta Ebû Ubeyde b. Cerrâh olmak üzere Mu‘az b. Cebel, Fadl b. Abbâs gibi seçkin sahabelerle beraber 25.000 insanın da hayatını kaybetmiştir. Taberî bu salgın hakkında şu ürkütücü sözü söylemiştir: “Tarihte bu kadar dehşet verici ve öldürücü bir hastalık görülmedi. Bu vesileyle İslâm düşmanları gözlerini açtılar. Müslümanların kalpleri sarsıldı. Salgın çok can aldı ve uzun süre kaldı.” İbnü’l-Cevzî, Amr b. el-Âs’tan naklen şunları aktarır: “Çadırıma varisi olmayan yetmiş kılıç astım. Kimse kimseye nasılsın ya da hayırlı akşamlar diyemiyordu.”

Amvâs salgını, 541 yılında başlayarak yaklaşık iki asır boyunca bölgede aralıklarla etkili olan Justinianus Veba Salgınının bir uzantısıdır.

Dönemin halifesi olan Hz. Ömer salgını büyük bir titizlikle idare etmeyi başarmıştır. Salgının başladığı günlerde yeni fethedilen topraklara, yani Suriye’ye doğru gitmekte olan Hz. Ömer, bölge sınırlarına vardığında salgını öğrenmiştir. Bölgeye girmeden geri dönmek zorunda kalan Hz. Ömer, birçok tedbir alarak köy halkına ve vebadan etkilenenlere Irak ve Mısır’dan gıda ve yiyecek yardımı gitmesini emretmiştir. Salgının bitişiyle beraber bizzat bölgeye giderek kendi elleriyle kestirdiği develerin etlerini halka dağıtmıştır. Bu arada vebadan etkilenenlere durumları düzelene kadar aylık gıda yardımı yapılmasını emretmiştir. Vebadan vefat edenlerin miraslarını İslam’a uygun şekilde akrabalarına dağıtmıştır. Kimsesi kalmayanların mallarını ise muhtaçlara, fakirlere dağıtmış; boş kalan siyasi makamlara yeni kimseleri atamıştır. Bu tedbirlerin sonucunda salgını en az zararla atlatmayı başarmıştır.

İslami usullere göre salgınların tedavisi nasıl yapılır?

Peygamber Efendimiz, salgın hastalıkların manevi sebebinin fuhuş ve zina olduğunu belirmiştir. Yine bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Eğer bir yerde veba duyduysanız, o yere girmeyin! Siz aynı ülkedeyken salgın ortaya çıkarsa, oradan dışarı çıkmayın.” Allah Rasulü’nün bu talimatları ilk kez bu salgında uygulanmıştır. Müslüman doktorlar salgın zamanında köylere gitmek, soğan ve sarımsak tüketmek, imonun hem kendisini hem de kabuğunu tüketmek gibi tavsiyelerde bulunmuşlardır. Doktorların tavsiyesini toplayan Suyûtî, şöyle bir tavsiyede bulunmuştur.“Tâ‘un karşısında en güzel önlemler şunlardır: Arpa, taze et, bakliyat ve marul tüketmek en sağlıklısıdır.”