İslam’da Rüya Gerçeği

Eklenme Tarihi: 20 May 2016
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
İslam’da Rüya Gerçeği

Alparslan Kuytul Hocaefendi Ankara’da yapılacak olan konferansın iptal kararı üzerine yaptığı iki açıklamada; bu haksız kararı tanımadığını söylemişti. Hocaefendi, basın açıklamasının ardından yaptığı konuşmasında; “Bizler Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalıdır diyoruz. İşte asıl mesele bu” dedi. Konuşmasında son zamanlarda her yönden iftira ve engellemelere maruz kaldıklarını açıklayan Hocaefendi 20 dakikalık bir konuşma yaptı. Bu olay sonrasında, olayın nedeni de dahil olmak üzere Hocaefendi’nin konuşmasında temas ettiği hiçbir mesele gündeme getirilmemiş, sadece rüyayla ilgili konuşması gündem yapılarak, asıl olay örtbas edilmeye çalışılmıştır. Ankara konferansından bir gün önce samimi bir kardeşimizin gördüğü sadıka rüyadan bahsetmesinden dolayı bazı kesimlerin insafsız eleştirilerine maruz kalan Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yaptığı açıklamanın, bu kadar abartılması planlı olarak yapılmış bir karalama kampanyasıdır. Sadıka rüyanın Kur’an ve Sünnet’teki yerini okurlarımıza sunuyor ve takdiri kendilerine bırakıyoruz.

Kur’an ve Sünnet’te rüya konusuna sıklıkla değinilir. Yusuf, İsra ve Sâffât surelerinde Hz. İbrahim, Hz. Yusuf ve Mısır hükümdarının gördüğü rüyalardan söz edilmektedir. Hadislerde ise Rasulullah’ın rüyaları üç gruba ayırdığı ifade edilmektedir. Bunlar; “Allah tarafından ilham edilen sadıka rüyalar, şeytanın vesvese ve korkutmalarından doğan rüyalar, nefsin hayal ve kuruntuları şeklinde görülen rüyalardır.”

Ubade bin Samit, Rasulullah’a; “Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjde vardır”1 âyetindeki ‘müjde’yi sorunca Rasulullah ayeti şöyle tefsir eder: “O, güzel rüyadır. Onu Müslüman kişi görür veya onun için görülür.”2 “Salih bir kişi (veya salih bir kadın) tarafından görülen güzel rüya nübüvvetin kırk altı parçasından bir parçadır.”3 En sadık rüyaların seher vaktinde görülen rüyalar olduğunu4 bildiren Efendimiz, hadis kitaplarında bildirildiğine göre, her sabah namazından sonra sahabileriyle sohbet ederlerken “Bu gece içinizden rüya gören var mı?” diye sorar, çoğu zamanlar da kendisi görmüş olduğu rüyaları anlatır ve tabir ederdi. Ayrıca Ebu Hureyre Radıyallahu Anh şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurmuştur ki: “Beni rüyasında gören mutlaka beni görmüştür, çünkü şeytan hiç bir vakit benim suretime giremez.” O halde rüyada Peygamberimiz görülmüşse, o sadıka rüyadır. Hocaefendi’nin rüyasından bahsettiği kardeşimiz de cemaat içerisinde tanınan bir kişidir. Yani “Peygamberimizi rüyamda gördüm” dediğinde inanılacak, dürüst bir kimsedir.

Bu protestonun gerçekleşmesi bir rüyayı delil görmek suretiyle de olmamıştır. Zaten rüya miting kararı alındıktan sonra görülmüştür. Bazı çevreler olayı bu şekilde lanse ederek, bu hareketi din istismarcısı gibi göstermeye çalışıyorlar. Hâlbuki rüyadan henüz görülmeden, salonun iptal haberinin gelmesi üzerine hemen yola çıkılmıştır. “Rüya, ilmî bir delil değildir. Buna dayalı olarak bir hüküm verilemez. Bunları gören kimse başkalarını, o yolla elde ettiği bilgilere davet edemez. Fakat gördükleri şeyler İslam’ın ölçülerine aykırı değilse, görenlerin kendileri onlara göre hareket edebilir. Zaten bu durumda İslam’ın mubah kıldığı dairede hareket etmiş olurlar. Mesela gördüğü rüya, hadislerde olduğu şekli ile sadıka rüya ise rüyadaki mesajı doğru çözerek hayatına tatbik edebilir.”5

Ayrıca istiharenin önemine dair Hz. Peygamber’in bazı duaları üç defa tekrar ettiği, hatta Enes b Malik’e istihâreyi yediye kadar tekrar etmeyi telkin buyurduğu nakledilir.6 Rüya meselesini çarpıtarak toplumu yönlendirmeye çalışanlara gelecek olursak; rüyayı inkâr edemezsiniz çünkü bu mesele Kur’an ve Sünnet’le sabittir. Efendimizin rüyada görülmesi sadıka rüya kapsamında değilse sadıka rüyanın kapsamı nedir? Burada önemli olan sadıka rüyayı görenin samimi ve güvenilir olmasıdır. Hocaefendi o rüyadan bahsetmeden önce bu kişiler hakkında gerekli araştırmayı yapmış, onları tanıyanlara güvenilir olup olmadıklarını sormuştur. Rüyaların görülmesine ve anlatılmasına şer’an bir engel yokken hangi gerekçe ile karşı çıkılmaktadır. Bu protesto ve basın açıklamasından hiçbir şey görmeyip sadece rüyayı görenler ve bunun üzerinden bilir bilmez konuşanlardan; iyi niyetli olanları tekrar düşünmeye davet ediyor, kötü niyetlileri ise Allah’a havale ediyoruz. Kim ne derse desin Furkan Hareketi yoluna devam edecektir. Allah bizimledir, yâr ve yardımcımızdır. Biz Allah’a güvendik, Allah’a dayandık… Bizi olur olmaz eleştirenler de sözlerini kime dayandırdıklarına ve kendileri de kime dayandıklarına bir baksınlar…

1- Yunus, 64 2- İbn Mâce, Tabirü’r-rü’yâ: 1 3- Tecridi Sarih Tercümesi, 12:272 4- Tirmizi, Rü’yâ: 3 5- http://www.gencbirikim.net/ruya-hakkinda-neler-biliyoruz-ruya-ile-amel-edilir-mi-3/ 6- Tecridi Sarih Tercümesi; 4; 142,143

Furkan Nesli Dergisinden Alıntıdır.