Avusturya Halk Partisi (ÖVP) başkanlığına "ülkenin umudu" olarak getirilen 30 yaşındaki Kurz'un 15 Ekim'de yapılacak seçimlerde başbakan olabilmek için Müslümanları siyasi malzeme olarak kullanma girişimi, ülke siyasi tarihinin "en büyük skandalı" olarak yorumlanıyor.
Viyana Üniversitesinde Din Pedagojisi Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Adnan Aslan'ın 2016'da hazırladığı İslami Kreşler Raporu'nun bazı kısımları, bu kurumları kapatmak isteyen Entegrasyon Bakanlığının çalışanları tarafından, Aslan'ın da bilgisi dahilinde değiştirildi.
Böylece, raporun ilk versiyonunda yer almayan ifadelerle toplum nazarında İslami anaokullarında "radikal İslamcı, ülkenin değerlerini benimsemeyen çocuklar yetiştiriliyor" algısı oluşturulmaya çalışıldı.
Raporda özellikle dil, evrensel değerler ve pedagojik eğitimin önemi gibi kısımların toplumda kaygıya neden olacak şekilde değiştirilmesi, ekim ayında yapılacak erken seçimde Müslümanlar üzerinden siyasi kampanya yürütülmek istendiği yorumlarına neden oldu.
Bu noktada yeni ÖVP Başkanı Kurz'un, Müslümanları sosyal yaşama uyum sağlamak istemeyen, ülke düzenine aykırı topluluk şeklinde göstermeyi hedefleyen çalışmayı kullanarak, aşırı sağa kayan oyları partisinde toplamayı amaçladığı yorumları yapıldı.
Öte yandan akademik çalışmaları çok sayıda öğretim görevlisi tarafından eleştirilen Aslan'ın, İslami kreşler çalışmasının Viyana Üniversitesi tarafından incelenmeye alındığı öğrenildi.
- "Müslümanlar üzerinden oy devşirmek isteniyor"
Konuya ilişkin AA muhabirine konuşan Avusturya İslam Cemaati (İGGÖ) Başkanı İbrahim Olgun, şunları söyledi:
"Avusturya İslam Cemaati olarak akademisyen Aslan'ın İslami kreşler üzerine yapmış olduğu çalışmanın Entegrasyon Bakanlığı tarafından değiştirilmesi ve istismar edilmesi bizi şaşırtmadı. Çünkü biz bu raporun yayımlandığı ilk günden itibaren bu kanaatteydik. Maalesef son yıllarda Avusturya'da Müslümanlar ve kurumları sürekli siyasi malzeme yapılmakta ve Müslümanlar üzerinden oy devşirilmekte. İslami anaokullarına yönelik bu rapor da bunun en iyi örneği."
Söz konusu çalışmayla Müslümanlar üzerinde oynanan oyunun ortaya çıkmasının kendilerini memnun ettiğini vurgulayan Olgun, Viyana Üniversitesinin, raporun bakanlık çalışanları tarafından kasıtlı tahrif edilmesine ilişkin inceleme başlattığını ve en kısa sürede sonuçların kamuoyuyla paylaşılmasını beklediklerini kaydetti. Olgun, "Öncelikli olarak kendisini bilim adamı olarak tanımlayan, bağımsız bir akademisyen olduğunu iddia eden Adnan Aslan'ın Müslümanları ve akademik kimliğini siyasi mercilere alet ederek kullandırması ve bir bakanlığın, dolayısıyla da bir siyasi partinin, bilim insanlarını, bir üniversitenin öğretim görevlisini kendi siyasi çıkarlarına malzeme etmesi bizleri derinden rahatsız etti." ifadelerini kullandı.
Siyasi çevrelerin, Müslümanları bu tür eylemlerle siyasete alet etmesini kınadıklarının altını çizen Olgun, bu ve benzeri olayların tekrarlanmamasını temenni etti.
- "Yapılan sahtekarlık"
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı da Avrupa genelinde olduğu gibi Avusturya'da da siyasetin aşırı sağa kaydığını anımsatarak, Avusturya merkez sağ partisi başına getirilen Kurz'un, aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi Başkanı Heinz Christian Strache'nin kullandığı söylemleri merkeze taşıyan popülist bir siyasetçi olduğunu belirtti.
Bayraklı, aşırı sağın, Müslümanları ötekileştirip güvenlik meselesi olarak göstermeye çalıştığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu raporda da Kurz'un ve bakanlığının yapmış olduğu benzer bir durum. Gayet sorunlu bir akademisyen olan Adnan Aslan'a bu iş veriliyor. Aslan, gayet sorunlu bir metodolojiyle ki birçok akademisyen bu çalışmayı ilk yayımlandığı günlerde de ciddi oranda eleştirdi, İslami kreşler üzerine bir araştırma yaptığını iddia ediyor. Araştırmada çıkan sonuçları da bakanlık beğenmeyerek müdahale ediyor. Sanki bu kreşlerdeki çocuklar radikalleştirilip DEAŞ sempatizanı gibi yetiştiriliyor izlenimi uyandıracak bir sahtekarlığa imza atıyorlar."
Aslan'ın daha önceki çalışmaları ve söylemleriyle birçok akademisyen ve teolog tarafından eleştirildiğini aktaran Bayraklı, "Bütün Müslüman kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin İslam devleti kurmak istediklerini ileri süren, Müslümanları şeytanlaştıran popülist söylemleri destekleyici çalışma ve ifadelerde bulunan sorunlu bir kişi. Burada bozacının şahidi şıracı misali bu iki ismin birbiriyle buluştuğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Batı siyasetinde 'kullanışlı tövbekar İslamcılar' türedi"
Bayraklı, Batı siyasetinde son yıllarda sıklıkla rastlanan bir durum yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Adnan Aslan gibi 'kullanışlı tövbekar İslamcılar' türedi. Bunların bir kısmı İslam dinini terk etmiş ya da İslam dininin sorunlu olduğunu ve reform edilmesi gerektiğini söyleyen bir ekip. Bunlar aşırı sağ söylemin değirmenine su taşıyor. Aslan da bu ekibin Avusturya temsilcisi. Bu kişiler olmayan bir problem üzerinden Müslümanlara bulundukları ülkelerde baskı kurulmasını sağlayacak politikaların oluşturulmasına katkı sağlıyor. Bu baskılar sonucunda Müslümanlar daha fazla ötekileştirilerek toplumdan dışlanıyor. Bu toplumların bir parçası olmaktan çıkarılmak isteniyorlar. Bu aslında daha fazla radikalleşmenin zemin kazanmasına katkı sağlayacak bir yaklaşım."
Bayraklı, radikalleşmeyle mücadele ettiklerini söyleyenlerin radikalleşmeye zemin hazırlayacak politikalara imza attığı değerlendirmesinde bulundu.
- "Kurz'un Müslümanlara yönelik ırkçı söylemi yeni değil"
Salzburg Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Farid Hafez da söz konusu çalışmanın Viyana Üniversitesi tarafından incelendiğini vurgulayarak, "Bu rapordan bağımsız olarak son yıllarda siyasiler, İslam düşmanlığı güden politikalarını desteklemek için Adnan Aslan gibi akademisyenleri destekliyor." dedi.
Kurz ve bakanlığının son yıllarda hayata geçirdiği İslam Uyum Yasası ve son olarak İslami anaokulları çalışmasına işaret eden Hafez, "Kurz, Müslümanlara yönelik ırkçı bir söylem yürütüyor ve bu yeni bir şey değil." diye konuştu.
Avusturya'nın önemli gazetelerinden Falter, salı günü, 2016'da akademisyen Adnan Aslan tarafından hazırlanan İslami Kreşler Raporu'nun bazı kısımlarının Entegrasyon Bakanlığı çalışanları tarafından, Bakan Kurz'un siyasi hedeflerine hizmet edecek şekilde değiştirildiğini ileri sürmüştü.
Müslümanlara ait anaokullarının kapatılması gerektiğini savunan Kurz, konuya ilişkin bir açıklama yapmazken, Aslan ise sosyal medya hesabı üzerinden çalışmasının arkasında olduğunu vurgulamıştı.