İslâmi Cenahta Kaybeden Kaybedene-3 Aydınlar

Rumeysa Sarısaçlı Hocahanımın İstanbul seçimlerini değerlendirdiği ikinci yazısının “Aydınlar” bölümünü istifadenize sunuyoruz.

Eklenme Tarihi: 21 Tem 2019
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
İslâmi Cenahta Kaybeden Kaybedene-3 Aydınlar

"İslâmi Cenahta Kaybeden Kaybedene…" başlıklı İstanbul seçimlerini değerlendirmeye devam ettiği yazısının ‘Aydınlar’ bölümünde, “Her cenahın aydını kendi adamı başa geçtiğinde muhalefeti, sorgulamayı bırakıyor… ” diyen Hocahanım, “Bir ülkenin gazetecileri, akademisyenleri, sanatçıları yani aydınları konuşması gerekirken susuyorsa, ‘devletin bekası’ vs. teraneleriyle haksızlıklara, zulümlere sessiz kalıyorsa, bunlara ‘aydın’ denilemez” ifadelerine de yer verdi.

Araştırmacı-Yazar Rumeysa Sarısaçlı Hochanımın "İslâmi Cenahta Kaybeden Kaybedene…" başıklı yazısının “Aydınlar” bölümü şu şekilde;

İstanbul seçimlerinin ikinci defa yapılmasıyla ve yenilginin daha ağır bir şekilde tescillenmesiyle beraber, kaybeden taraf daha net bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. İslami kesim denilen cenah, aleni olarak kaybeden taraftır.

Siyasetçisinden iş adamına, hocasından aydınına, akademisyeninden avamına, 28 Şubat göreninden, görmeyenine varıncaya kadar kaybeden kaybedene… Kaybedenler kulübü epey kalabalık.

AYDINLAR ‘Takke düştü kel göründü; gözlük düştü kör göründü’

Takkesi düşen hocaların yanlışları net bir şekilde görülmeye başlandı ve çoğu, toplum nezdinde itibarını kaybetti. Tabi bu arada bu hocalar, maalesef İslam’ın da itibarını zedelediler. Bugün gelinen noktada İnsanlara İslam’ın ne olduğunu anlatmaya çalışırken ne olmadığını da anlatmak zorunda kalıyoruz. Böyle hocalar, İslami duyarlılığı olan samimi insanlar için utanç sebebidir… Maalesef aydınlarımız için de durum pek farklı değil. Bir toplumun aydını, İslamcı olsun olmasın, zulme, otoriterliğe, diktatöryaya muhalif olur. Hatta bazı aydınlarda muhalif ruh ve özgürlükçü anlayış öyle baskındır ki, iyi şeylere bile muhalefet edebilir; her konuda özgürlük diyebilir. Bizde, hatta tüm Ortadoğu coğrafyasında, her cenahta hakiki ve hakkaniyetli aydın kıtlığı mevcut. Her cenahın aydını kendi adamı başa geçtiğinde muhalefeti, sorgulamayı bırakıyor… Bir ülkenin gazetecileri, akademisyenleri, sanatçıları yani aydınları konuşması gerekirken susuyorsa, ‘devletin bekası’ vs. teraneleriyle haksızlıklara, zulümlere sessiz kalıyorsa, bunlara ‘aydın’ denilemez. Bunlar kuru gazeteci, kuru akademisyen, kuru sanatçıdır. Batıla, zulme, işkenceye muhalefet etmenden aydın mı olur! Mevzumuz kaybeden kesim diye nitelendirdiğimiz İslami kesim olunca, yaşadığımız bu süreçte gazetecilerin trolleştiğine; otoriteye bırakın zerre muhalefet etmeyi veya nötür kalmayı, iktidarı ve kendi köşelerini- ikballerini muhafaza için, kalemlerini iftiralar atmak için kullandıklarına şahit olduk. Kalemin namusudur doğruları yazmak; kalemin namusunu kirlettiler. Utanıyoruz bu sözde aydınlardan. Onlardan beri olduğumuzu söylüyoruz. Ehliyetsiz kaptanın kullandığı geminin batmakta olduğunu gören ve gemiyi terketme telaşına giren ve bu arada kaptana /mürettabata veryansın edenleri duymak dahi istemiyoruz. Onlara ‘gözlük düştü kör göründü’ diyoruz. Yani yıllarca iktidarın hatalarını görmezden geldiniz; destek vermeye devam ettiniz… Şimdi iktidar güç kaybetmeye başlayınca ‘görememişiz; hata yaptık’ diyorsunuz… Siz bu toplumu aydınlatan/ uyandıran değil, bilakis karanlıklara sürükleyen, uyutan, aydın olmayan ancak aydın geçinen varlıklarsınız, diyoruz. Kaybedenlerin bir kısmı bunlar… Bir de kaybeden bir kitle var ki, o da dindar halk kitlesi. O konu da uzunca bir konu olduğu için, burada değil ayrı bir yazı olarak ele alacağız inşallah. Kaybedenleri anlattığımız bu yazıya mukabil bir de hapsedilmesiyle ülkemin kayıplar yaşadığı bir dava adamı var ki; o da Alparslan Kuytul Hocam. Onu anlattığım bir yazımın linkini vermeden yazıyı tamamlamak istemiyorum. ‘Bir aydın-âlimin hapsedilmesiyle ülkem kaybediyor’ yazısı… 1- Bu konu çok derin ve uzun uzun anlatılınca daha net anlaşılacak bir konu. Ancak biz konuyu fazla uzatmamak için önemli birkaç noktaya değinip özet geçeceğiz…

Yazının tamamına ulaşmak için tıklayın

İlgili Haber;

Seçim Değerlendirmesi (1) Sol Kaybediyor, CHP Kazanıyor!