'İsrail Sözünü Tutmadı, Tutmayacak'

İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından hazırlanan “10’uncu Yılında Abluka’nın İnsanlık Dışı Sonuçları” adlı Gazze raporu, vakıf genel merkezinde düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaşıldı.

Eklenme Tarihi: 18 May 2016
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
'İsrail Sözünü Tutmadı, Tutmayacak'

İşgal rejimi İsrail tarafından Gazze’de 10 yıldır devam eden kara, hava ve deniz ablukasının kaldırılacağı sözü verilmesine rağmen hala ablukanın sürdüğü belirtilen toplantıda, İsrail’in şimdiye kadar verdiği sözlere riayet etmediği ve bundan sonra da etmeyeceği vurgulandı. Uygulanan ablukanın Gazze’nin geleceğini yok ettiğine dikkat çekildi.

Gazze’de son durum

Basın toplantısında konuşan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Gazze’de devam eden ablukanın insan yaşamını son derece olumsuz etkilediğini vurgulayarak şunları kaydetti;

“İşsizlik yüzde 50, fakirlik yüzde 80’e ulaşmış durumda. 100 binden fazla insan evsiz kaldı ve akrabalarının yanında yaşıyor. Nüfusun yarısı 18 yaşın altında, bunlardan 300 bin çocuk ya bir yakını ya annesi ya da babası vefat etmiş, öldürülmüş ve travma yaşıyor. Halkın yüzde sekseni yurt dışından gelen yardımlarla yaşıyor. Günde en fazla sekiz saat elektrik veriliyor, bazen hiç verilmiyor ve bazen de günde bir saat kadar veriliyor. Bu da doğal olarak orta ve küçük ölçekli sanayi işletmelerine ve hastanelere zarar veriyor. Her bin doğumda ise 23 çocuk hayatını kaybediyor.”

Türkiye-İsrail ilişkileri

Türkiye-İsrail ilişkilerine de vurgu yapan Yıldırım, İsrail’in şımarık bir devlet olduğunu söyledi ve NATO’da İsrail vetosunun kaldırıldığı günün gecesinde Gazze’nin Siyonistler tarafından bombaladığını ifade etti.

Mavi Marmara olayının ardından Türkiye’nin ‘alıcı’ olduğunu fakat NATO’da kaldırılan veto ile ‘verici’ konumuna düştüğünü belirten Yıldırım şöyle konuştu;

“Mavi Marmara olayında tüm uluslararası hukuk kurumlarınca bizim haklılığımız tescil edilmiş olmasına rağmen neden biz ‘verici’ konumuna düşüyoruz? Bunun hesabını şehitlere ve şehit ailelerine nasıl vereceğiz? Bunun karşılığı, Gazze’ye sokulmasına izin verilen üç–beş ton çimento mudur? Rahmetli Abdülhamit Han, ‘kanla alınan topraklar ancak kanla verilir’ diyerek iktidardan düşme pahasına Gazze’yi savunmamış mıydı?”