İsrail yargısı, Yahudi yerleşimcilerin yasadışı faaliyetlerinin önünü açıyor

Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı Toprağı Savunma ve Yahudi Yerleşimine Karşı Direniş Ulusal Ofisi tarafından yayınlanan haftalık raporda, İsrail yargısının, Filistin vatandaşlarının hayatlarıyla ilgili birçok davada siyasi kararlar aldığını ve adil yargılama hakkını ihlal ettiğini bildirdi.

Eklenme Tarihi: 06 Ara 2020
1 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
İsrail yargısı, Yahudi yerleşimcilerin yasadışı faaliyetlerinin önünü açıyor

Yahudi yerleşim çalışmalarına dair haftalık raporda, Siyonist İsrail yargısının, Filistinli vatandaşlara ait topraklara el konulmasını meşrulaştırmak ve yerleşim faaliyetleri yararına kullanılması için siyasi birimleri ve güvenlik makamlarını yönlendirmekle yasa dışı müdahalelerde bulunduğu kaydedildi.

Raporda, İsrailli makamların izlediği siyasi politikaların, Filistin toprakları üzerinde yasa dışı konutlar yapmakta Yahudi yerleşimcileri cesaretlendirdiğine dikkat çekildi.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te yeni yasadışı yerleşim konutları inşa eden İsrail’in bölgedeki faaliyetlerini hızlandırdığına işaret edilen raporda, İsrail’e bağlı Kudüs Belediyesi’nin, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Ramat Shlomo Yahudi yerleşim merkezine 108 yeni konut inşa edilmesi planını onayladığı hatırlatıldı.

İsrail Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ise 15 Aralık'ta Givat Hamatos bölgesinde 1257 yeni yerleşim biriminin inşasına başlanacağını açıklamıştı.

İsrail, 1967’den bu yana işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında Yahudi yerleşim birimleri inşa etmeye devam ediyor. Bu zaman zarfında iktidara gelen hükümetler, yerleşim yerlerini, Filistin topraklarını Yahudileştirme aracı olarak kullanma politikasını aralıksız olarak sürdürdü.

Siyonist İsrail, "Büyük Kudüs" hayali için Yahudi yerleşim alanlarını genişletmek amacıyla coğrafi teması olan Batı Şeria'daki tüm Filistin topraklarını işgal etmeye yünelik operasyonlar düzenliyor.

ABD'nin yakın dönemdeki politika değişikliğine kadar uluslararası toplumun tamamı bu yerleşimleri yasa dışı olarak adlandırıyor ve Tel Aviv rejimine bunları genişletme politikasından vazgeçme çağrısında bulunuyordu.