Filistin’deki İngiliz manda yönetimi döneminden kalan “idari tutuklamalar”,1967’deki İsrail işgalinden sonra da devam ediyor. Filistin Esirler Cemiyeti, Ahrar Esir Araştırmaları Merkezi ve Filistin
Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı Esir İşleri Heyeti’nin verilerine göre, İsrail yönetimi, İngiliz manda yönetimi dönemindeki uygulanan benzeri metotla, gözaltına aldığı Filistinlileri, hiçbir suç
isnat etmeden, istihbarat birimlerinin tavsiyeleri üzerine tutuklayarak, aylarca bazen de yıllarca hapiste bırakabiliyor.
“İDARİ TUTUKLAMA”
Söz konusu uygulamada, İsrail istihbaratının, gizli güvenlik bilgilerine dayanarak, “idari tutuklama” adı altında Filistinliler 1 ila 6 ay arasında alıkonabiliyor. Tutuklunun İsrail güvenliği
için tehlike teşkil ettiğine karar verilmesi halinde ise askeri hakim, suç isnadında bile bulunmadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor. İsrail yönetiminin, bu şekilde milletvekili ve
akademisyenler gibi toplumun önde gelen isimleri ile etkili kişileri tutuklamayı hedeflediği belirtiliyor. İsrail hapishanelerinde şu anda ikisi milletvekili 370 idari tutuklu Filistinli
bulunuyor.
BİRİNCİ İNTİFADAYLA İDARİ TUTUKLAMALAR ARTTI
İsrail’in 1977’de azalan idari tutuklama uygulaması, 1987’deki birinci intifada ile artışa geçti ve bu tarihten itibaren onbinlerce kişi, “idari tutuklu” sıfatıyla uzun süre İsrail cezaevlerinde
tutuldu.
Filistinli tutukluların 1997 yılında “idari tutuklamaya” karşı yoğun kampanyalar başlatmasının ardından uygulamada fark edilir bir azalma görülürken, 2000 yılındaki “Aksa İntifadası”nın ardından bu
yeniden artmaya başladı.
37 MİLLETVEKİLİ VE 3 BAKAN CEZAEVİNE GİRDİ
Filistin Esirler Cemiyeti, 1987-1994 tarihlerindeki ilk intifada yıllarında, 18 bin 973, 2000-2007 tarihlerindeki ikinci intifada döneminde ise 18 bin kişinin idari tutuklamaya maruz kaldığını
açıkladı. Buna göre 1988, 2003, 2006 ve 2007 yılları “idari tutuklamanın” en fazla uygulandığı yıllar oldu. İdari tutuklama çerçevesinde, Filistin’de 2006 yılından bu yana, 37 milletvekili ve 3
bakan cezaevine girdi. Halihazırda ise milletvekilleri Muhammed en-Netşe ile Muhammed Bedr, bu kapsamda İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunuyor.
Filistinli akademisyenlerden Ahmed Katamiş’in, sözü edilen tutuklama yöntemiyle 8,5 yıl, Gassan Zevkan’ın yaklaşık 8 yıl, Velid Harb’in ise 72 ay cezaevinde kaldığı belirtildi.
Filistinli tutuklular, İsrail’in bu tür “hukuksuz uygulamalarını” sık sık “açlık grevi” başlatarak protesto etti. Bu çerçevede İslami Cihad Hareketi liderlerinden Hıdır Adnan, 2012 yılında 66 gün
açlık grevi yapmış, aynı yıl yaklaşık 30 tutuklu da Adnan’a bir süre destek vermişti. 2014 yılında ise 130 tutuklunun 63 gün süren açlık grevi karşısında İsrail’in, “idari tutukluluk kararını
gözden geçirme sözü verdiğini” aktaran Filistinli yetkililer, ancak İsrail’in daha sonra “bu sözü” tutmadığını ifade etti. Son olarak Nablus kentinde, 16 Kasım 2014’te tutuklanan Filistinli avukat
Muhammed Allan (30) geçen temmuz ayında “idari tutuklama” uygulamasını protesto amacıyla açlık grevine başlamıştı. Yaklaşık iki ay açlık grevini sürdüren Filistinli avukat Allan, 3 gün önce,
eylemini sonlandırmıştı.