İsrail’in Kanlı Tarihi

İsrail’in kurulması Filistinliler için katliam ve sürgün hayatının başlaması anlamına geliyor. Filistinliler her yıl bu günü Nakba (büyük felaket) adıyla anıyor. Nakba 700 binden fazla Filistinlinin 1948’de topraklarından sürülmesinin adı. Sözcük ilk olarak Arap aydını Konstantin Zureyk tarafından Ağustos 1948’de ortaya atıldı.

Eklenme Tarihi: 21 Tem 2017
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
İsrail’in Kanlı Tarihi

65 Yıldır Süren Filistin Dramı:

NAKBA!

İsrail’in kurulması Filistinliler için katliam ve sürgün hayatının başlaması anlamına geliyor. Filistinliler her yıl bu günü Nakba (büyük felaket) adıyla anıyor. Nakba 700 binden fazla Filistinlinin 1948’de topraklarından sürülmesinin adı. Sözcük ilk olarak Arap aydını Konstantin Zureyk tarafından Ağustos 1948’de ortaya atıldı.

Zureyk, Nakba sözcüğünü ‘sürmekte olan’ olarak kullandı.

İsrail, İkinci Dünya Savaşı sonunda İngiltere’nin mandası altındaki Filistin topraklarının bölünmesiyle oluşturuldu. İsrail Devleti’nin kuruluşu, dünyanın dört bir yanına dağılan Yahudiler için bir yurt oluşturmayı amaçlayan Siyonist hareketin uzun süren çabalarının meyvesi olduğu kadar, Nazilerin zulmüne uğrayan Yahudilere, Batılıların bir ikramı aynı zamanda petrol bölgesinde güvenecekleri bir uzantısı da…

1948- İsrail’in Kuruluşu: Nazi dönemindeki Yahudi Soykırımı sonrasında, uluslararası toplumda bir Yahudi devletinin tanınması yolundaki baskılar yoğunlaştı. 1948’de de İsrail kuruldu.

Kurulma aşamasında ve öncesinde, yüz binlerce Filistinli, Yahudi İrgun Tedhiş hareketinin katliamlarıyla bölgeden sürüldü.

İsrail Devleti ilan edildikten bir gün sonra, Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye orduları ile savaşa tutuştu ama bu ordular püskürtüldü. İsrail ordusu, bazı bölgelerdeki küçük direnişleri de katliamlarla bastırdı.

1946- Der Yasin Katliamı: İsrail tarafından gerçekleştirilen katliamların en bilineni, kurulmasından iki sene önce Der Yasin’de gerçekleştirilendi. 1946 senesinde, Filistin köyü Der Yasin’e giren Moşe Dayan’ın liderliğindeki çete, uyumakta olan 576 Filistinliyi, bomba ve otomatik silahlarla tarayarak öldürdü. Moşe Dayan, ilerleyen yıllarda İsrail Savunma Bakanı, çetenin en acımasız fertlerinden biri olan Bayan Golde Meir ise İsrail Başbakanı oldu.

1953- Şaron Katliamı: İlerleyen yıllarda İsrail’in başına gelecek olan Ariel Şaron da, silahlı hayatının ilk eylemini, 1953 yılında bir Filistin köyünü basıp 60 kişiyi katlederek gerçekleştirdi.

1982- Sabra ve Şatilla Katliamı: Katliamlar üzerine kurulu yıllar geçiren İsrail’in hafızalarda yer tutan en önemli katliamlarından biri ise 1982 yılında gerçekleşti. Şaron’un yol vermesi ve emriyle, Hristiyan Falanjistler, Lübnan’daki Filistinlilerin yerleştiği Sabra ve Şatilla kamplarını bastı, 600 kişiyi doğradı. Bu katliamda1800 kişi de kayboldu.

2002- Cenin Katliamı: İsrail’in hafızalarda en fazla iz bırakan katliamı ise 2002 yılında Cenin’de gerçekleşti. Cenin kasabasının dışındaki bir mülteci kampına girmek isteyen İsrail askerlerine, kamp sakinleri ve direnişçiler karşı koydu. Tam altı gün süren bu direnişte, bazı kaynaklara göre İsrail en az 30 askerini kaybetti.

Yiyeceğin ve cephanenin bitmesi sonrasında direniş kırıldı. Kampa giren İsrail askerleri, silahsız ve savunmasız halkın önceden belirledikleri bir meydanda toplanmasını istedi. Halkın bunu reddetmesi üzerine, İsrail uçakları ve helikopterleri, havadan attıkları füzelerle, bütün bir kampı imha etti, ardından buldozerlerle enkazı ezdi.

Çoğu hava saldırısında füze isabeti sonucu ölürken, sağ kalanların genç olanları da kurşuna dizildi. Bu katliamda ölü sayısı en az bin olarak ifade edildi. Ama İsrail, katliamı gizleyebilmek için, ölenleri toplu mezarlara defnetti.

2009- Gazze Saldırısı: İsrail Savunma Kuvvetleri’nin, Işık Bayramı’nın devam ettiği 27 Aralık 2008 tarihinde yerel saatle 09:30 sıralarında Hamas’ın İsrailli sivillere ve askeri birimlere karşı kassam roketli saldırılar yaptığı gerekçesi ile başlattığı savaş. İsrail’in saldırıları nedeniyle 1000’den fazla insan hayatını kaybetmiştir.

Ve daha nice katliamlar…

Hâlâ işbaşında olan ve hiçbir yöneticisinin kendi topraklarında doğmadığı İsrail’in, bu sene 65’inci kuruluş yıldönümü kutlanıyor.

Filistinliler ise “Nakba Günü” dedikleri kendileri için felaket gününü bir dizi gösteriyle protesto ediyor.

Her yıl, “Nakba Günü” olan 15 Mayıs’ta Filistinliler evlerine dönme talebiyle gösteriler yaparken, mülteciler uzun süredir kayıp olan evlerinin anahtarlarını sembol olarak saklıyorlar.

Birleşmiş Milletler Yardım ve Kalkınma Ajansı’na (UNWRA) göre, Ortadoğu ülkelerine dağılmış dört milyondan fazla kayıtlı Filistinli mülteci var.*