Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM) haftalık düzenlediği Çarşamba Konferansları’nın bu haftaki konuğu İnsani Yardım Vakfı (İHH) Genel Başkanı Bülent Yıldırım’dı. “Filistin Davası ve Mavi Marmara” konulu konferansta konuşan Yıldırım, Mavi Marmara sürecini anlattı.
SİYONİZM, TÜRKİYE’Yİ KONTROL ETMEK İSTİYOR
Milli Gazete'nin haberine göre Yıldırım, “Türkiye’yi kaybetmek istemeyen bir Siyonizm var. İslam dünyasını da kontrol etmek için Türkiye’yi böyle tutmak ve yönetmek istiyor. Siyonist zihniyet, İslam dünyasını kontrol edebilmek için Türkiye’yi kontrol etmek istiyor ve Türkiye’yi istediği gibi de yönetmek istiyor” dedi.
MAVİ MARMARA ERBAKAN PROJESİDİR
Mavi Marmara sürecinin nasıl başladığını da ilk kez anlatan Yıldırım, “Bir gün vakıf da oturuyorum. Rahmetli Erbakan Hocam aradı. ‘Sana birini gönderiyorum, onu dinle ve dediğini yap’ dedi. Bunun üzerine Filistinli Allam Bilal geldi. Bilal, ‘Biz bir filo düzenliyoruz. Hocama gittim, o da bize ‘bunu İHH yapar’ dedi ve size yönlendirdi’ diyerek görüşmesini bana anlattı. Böylece Mavi Marmara süreci başlamış oldu” dedi.
MAVİ MARMARA İLİŞKİLERİ ONARDI!
Yıldırım, konuşmasında Türkiye-İsrail ilişkilerinin normal seyrini ‘ilişkinin olmaması’ olarak niteleyen Yıldırım, “Mavi Marmara iki ülke ilişkisini onardı. Türkiye-İsrail ilişkilerinin iyi olduğu nokta nedir. İlişkinin hiç olmaması! Onun için bu ilişki onarıldı diyoruz biz. Örneğin Suudi Arabistan’ın İsrail ile ilişkisi var mı, yok. Ama Arabistan yaşamına devam ediyor” değerlendirmesini yaptı.
TÜRKİYE’DE DAVAYI ZOR AÇTIK
Yıldırım, “Mavi Marmara’dan sonra İsrail korkusu da yıkılmış oldu” diyerek, sürecin hukuki boyutunu da anlattı. Yıldırım, “Dünyada ilk defa uluslararası hukukta başarı elde ettik. Hep uluslararası sistemi önümüze getiriyorlar. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde ise belli bir noktaya geldi. Amerika’da bile dava açtık, kabul edildi. Güney Afrika’da kazandık, İspanya’da kazandık. 40 ülkeye bu saldırganlar gidemez oldu. İsrailliler, dışarıya dahi çıkamadılar. Türkiye’de ise davayı üç yıl sonra açabildik ve çok zor bir şekilde açtık” diye konuştu. İsrail-Türkiye arasındaki anlaşmayı gerekçe göstererek davaların düşürülmesine de tepki gösteren Yıldırım, “Bugün gelinen noktada ne yazık ki bir hukuk cinayeti işlendi. İsrail’e bunu yaşattık, daha da yaşatacağız. Onlar zannediyorlar ki, kurtulduk. Biz daha devam edeceğiz. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde ilk defa İsrail’in cezaları tasnif edildi. BM raporundaki suçlar da kabul edildi” dedi.
"STK'LAR TABİİ Kİ SİYASETE KARIŞACAK"
“Bu anlaşma bizim değil, benim de değil” diyen Yıldırım, İsrail konusunda asla taviz verilmemesi gerektiğini söyledi. Yıldırım, “Şimdi duyuyorum, niye STK’lar siyasete karışıyor. Tabi siyasete karışacaklar. Örneğin Çevre Derneği olsanız, Orman Bakanlığı’nın siyasetine karışmıyor musunuz? Karışıyorsunuz. Biz niye karışmayalım. STK’nın görevi baskı kurmaktır, hükümeti ve devleti etkilemek ister. Biz de bu anlaşma ile ilgili düşüncelerimizi de söyledik. Anlaşmaya göre parayı hibe olarak almak büyük bir tehlike. Biz bir kuruş olsa dahi bu parayı tazminat olarak alabilseydik, hukuki olarak abluka gayri resmi olacaktı.” dedi.
"ANLAŞMADAN SONRA İSRAİL DAHA DA AZDI"
Konuşmasının son bölümünde Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmadan sonra yaşananlara değinen Yıldırım, “Bakın İsrail ile anlaşmadan sonra Türkiye ne hale geldi. ‘Normalde sıkıştık, anlaşma yapıyoruz’ dediler. Bombalar patladı, darbe girişimi oldu, meclisi bombalandı. Bu anlaşmadan sonra İsrail daha da azdı” şeklinde konuştu.