İstanbul Polisinden Baskı Dönemlerini Aratmayacak Muamele

Sosyal medyada yayılan fotoğraflardaki kişilerin vücutlarındaki darbeler yapılan muameleyi ortaya koyarken halk tarafından sert bir tepkiye neden oldu. İddiaya göre dün (17 Haziran 2017) iftar saatine doğru İstanbul'da yol kontrolü yapan motorize (Yunus) polisler, araçtan indirdiği bir gence şiddet uyguladı ve olay yerine gelen annesini dövdü.

Eklenme Tarihi: 18 Haz 2017
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
İstanbul Polisinden Baskı Dönemlerini Aratmayacak Muamele

İddiaya göre 2 motorize polis ekibi, durdurdukları bir araçtan indirdikleri genci feci şekilde dövdü, olay yerine gelen anneyi de başörütüsüne el uzatarak şiddet uygulayıp yerlerde sürükledi. Ardından gözaltına alınan genç, 90'ları aratmayan işkencelere uğradı.

Olay, dün akşam iftar saatinden yaklaşık 10 dakika önce Güngören'de yaşandı. İş yerinden çıkıp evine giden Efrahim Yakar isimli genç, evine yakın bir mesafede "Yunus Ekipleri" tarafından durduruldu. Yakar, aracından indirildikten sonra arandı. Başka bir polis ise aracın içinde arama yaptı.

Arama yapan polisin, aracın içerisini dağıtmasına, "Burası evimin önüdür. Komşularım görüyor, insanlar tedirgin oldu. Arabada bomba varmış gibi davranıyorsunuz. Ayıptır, böyle yapmayın." diyen Yakar, daha sonra büyük bir şiddete uğradığını söyledi.

Yaşadakılarını anlatan Efrahim Yakar, bir anda neye uğradığını şaşırarak kendisinin yumruklandığını, yere atılıp tekmelendiğini söyledi.

Polisin şiddetini gören annesinin, eşinin, çocuklarının ve aynı mahalledeki akrabalarının da olay yerine geldiğini ve onların da şiddete uğradığını dile getirdi.

Polise "yapmayın, etmeyin" diyen annesinin de dövüldüğünü söyleyen Yakar, "Annemin başörtüsünü çektiler. Döverek yerde sürüklediler. Onlara engel olmaya çalışan akrabalarımı da joplarla dövdüler." dedi.

"Sizi arabada rahat vuramıyoruz, karakola gidelim size o zaman göstereceğiz"

Daha sonra polisin bölgeye çok sayıda ekip çağırdığını belirten Yakar, kendisinin gözüne biber gazı sıkıldığından ve çok dövüldüğünden yerden kalkamadığını, olay yerine gelen diğer polislerin de ailesine şiddet uyguladığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

"Ailemin gözleri önünde, yerde yarı baygın haldeyken beni dövmeye devam ettiler. Daha sonra beni polis aracına koydular. O sırada kalabılığı görüp gelen bacanağım araya girince onu da tutup benim bulunduğum araca koydular. Polis aracında ikimize joplarla, tekmelerle, yumruklarla vurdular. O esnada bizi gören eniştem 'yapmayın, etmeyin' deyince onu da vurdular. Kelepçeleyip arabaya koydular. Sonra, ta Bağcılar polis merkezine kadar bizi bayağı dövdüler. Daha sonra bizi Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü yanındaki motorize ekiplerin büro amirliğine aldılar. Yolda bize, 'Sizi arabada rahat vuramıyoruz, karakola gidelim size o zaman göstereceğiz.' dediler."

"Beni bir odaya aldılar ve bayılana kadar işkence yaptılar"

Polis merkezinde gördüğü işkenceyi de anlatan Yakar, şöyle konuştu: "Beni bir odaya aldılar ve işken yaptılar. Gözlerimi açamıyordum. Beni yere attılar ve yaklaşık bir saat 10 kişi tekmeler, yumruklar ve joplarla vurdular. Kafamı yerlere vurdular, kasıklarımı sıktılar. Bayılana kadar vurdular. Sonra soğuk su üzerime döktüler. Bir polis bana vura vura orta parmağını kırdı ve diğer polislere dönerek, 'Benim parmağım kırıldı, bunun kolunu kırın." dedi. Sonra kolumu kırmaya çalıştılar. Ardından yine bayıldım. Gözlerimi açtığımda ben yalnızdım. Zaman kavramını bilmiyorum."

"Siz teröristsiniz, teröristlerin orucu kabul olmaz!"

Oruçlu olduğunu söylemesine rağmen polisin durmadan işkence ettiğini, "Siz teröristsiniz, teröristlerin orucu kabul olmaz!" dediklerini anlatan Yakar, yaşadıklarını şöyle ifade etti:

"Yapmayın! Oruçluyum! Allah rızası için artık vurmayın, dememe rağmen durmadan vurdular. Her iki kelimelrinden biri, 'oğlum siz teröristsiniz' oldu. İftar etmeme müsaade etmediler. Oruçluyum dememe rağmen, 'teröristlerin orucu kabul olmaz' dediler."

"Vücudumun hertarafı morluklar ve jop izleriyle doluydu"

Gece yarısından sonra hastaneye götürüldüğünü aktaran Yakar, doktor raporuna yaşadığı işkencelerin onda birinin kaydedildiğini, buna da kendisini hastaneye götüren polislerin etki ettiğini dile getirerek, "Vücudumun hertarafı morluklar ve jop izleriyle doluydu. Kafamda şişlikler vardı, yürüyemiyordum. Ordaki bir polis argo kelime kullanarak, 'Bunun hiçbir b… yok' rapor sağlam, hiçbirşeyi yok.' dedi. Gördüklerimin onda birini yazmışlardı." dedi.

"Annemi dövdüler, başörtüsünü çektiler, ellerini kelepçelediler"

Annesinin de polisler tarafından dövüldüğünü, başörtüsünün çekildiğini söyleyen Yakar, "Annemi de dövdüler. Başörtüsünü çektiler. Ellerini kelepçelediler. Karakola götürdüler. Yerlerde sürüklediler. Orada da dövdüler. Olup biten herşeyin kamera kayıtları var. Çevredeki işyerlerinin, binaların güvenlik kameraları herşeyi kaydetmiştir. Bunlar incelendiğinde neler yaşadığımız daha net görülecektir." diye belirtti.

İşte sosyal medyada paylaşılan fotoğraflardan bazıları:

22 Nisan’da basın açıklaması yapmak isteyen Furkan Vakfı mensupları da ağır polis şiddeti ile karşı karşıya kalmış ve polis tarafından bir bayanın başörtüsünü bağırarak çıkartmaya çalıştığı ve savunmasız bayanın yüzüne biber gazi sıktığı görüntüler uzun günler sosyal medyada büyük yankı uyandırmıştı.

28 Şubat dönemini aratmayan bu acı ve üzücü olaylar TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR? sorularını akıllara getiriyor.

İlgili Haberler;

Furkan Vakfı Mensuplarına Acımasız Müdahale!

Adana'da polis şiddeti tepki topladı

Furkan Vakfına 22 Nisan Cumartesi Günü Neler Yapıldı?